Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın SSK ve BAĞ-KUR emeklisi aylıklarına ek yüzde 5 oranında artış yapılacağını duyurmuş; “SSK ve BAĞ-KUR emeklilerimizin Ocak 2024'ten itibaren 6 aylık artış oranı yüzde 42,6'ya yükseliyor. Temmuz ayında artışlarla birlikte emeklilerimizin hepsi yaklaşık aynı oranlarda maaş artışına kavuşacaklardır. Emekli maaşı alt sınırını 7 bin 500 liradan 10 bin liraya çıkarıyoruz. 2024'ü emekliler yılı olarak ilan ediyoruz” demişti.

SGK ve BAĞ-KUR emeklilerinin maaşlarına 2024 yılının ilk altı ayı için yüzde 49,25 zam yapılmasını da içeren 12 maddelik kanun teklifi TBMM’de kabul edilerek 25 Ocak’ta yasalaştı.

DİSK-AR’ın aralık ayına ilişkin açıkladığı son verilere göre; TÜİK’in açıkladığı enflasyon verisi yeniden hesaplanarak gıda enflasyonu ortalama yüzde 72, emeklilerde gıda enflasyonu yüzde 88,4 olarak belirlendi. Ayrıca, DİSK-AR en yoksul yüzde 20’lik gelir grubunun gıda enflasyonunu ise yüzde 113,1 olarak kaydetti.

Birleşik Kamu İş Konfederasyonu’nun ocak ayına ilişkin Ankara’da en fazla alışveriş yapılan marketlerden derlediği fiyatlara göre, dengeli beslenebilmek için et- balık- yumurtaya aylık olarak harcanması gereken tutar ocak ayında bir önceki aya göre 122 lira, yıllık olarak ise 2 bin 278 lira artarak 4 bin 659 lira oldu. Kuru bakliyat için yapılması gereken harcama önceki aya göre 12 lira, geçen yılın aynı ayına göre ise 134 liralık artışla 368 liraya yükseldiğini bildirmişti.

Emekli maaşlarındaki artışın ardından gıda fiyatlarında da artış yaşanmasına tepki gösteren Ankaralı emekliler, geçinemediklerini söyledi. Bir emekli öğretmen, şunları söyledi:

Markete gitmeye çekiniyoruz

“Ben emekli öğretmenin, bu artışlardan gerçekten ne kendim adıma, ne de diğer emekliler adına, hiç memnun değiliz. Neden, çünkü paramızın alım gücü yok. Markete gitmeye çekiniyoruz. Hadi şunu da alalım bunu da alalım derken, en az 1000-2000 lira tutuyor. Bizden daha kötü durumda olan emekliler ne yapsın. Ben üzülüyorum, hükümetin bu politikasını da son derece eksik ve yanlış buluyorum. Ben bizzat kendi yakınlarımdan çok iyi biliyorum. O kadar sade besleniyorlar ki, et alım gücü çok düştü, tavuk bile deseniz çok yüksek. Allah herkesin yardımcısı olsun. Birileri çok üst düzey yaşarken, büyük bir kesim perişan durumda.”

Emeklileri yok sayıyorlar

“Olmasak yönetim için daha iyi” diyen bir emekli ise şöyle konuştu:

“Emekli maaşı 10 bin lirayla, insanlar ancak bir hafta 10 gün idare edebilir. Oysa daha emekli maaşları alınmadan, etiket etiket üzerine değiştirdiler. Emeklileri yok sayıyorlar, işin özeti bu. Olmasak yönetim için daha iyi. Hani okullar olmasa Milli Eğitim’i daha iyi idare ederiz diyorlar ya, emekliler de olmasa biz bu ülkeyi daha iyi idare ederiz diyorlar. Olay bundan ibaret.

Emeklilerin bir bakıma ölüm yılı da diyebiliriz. İlk emekli olduğumda, 20 tane çeyrek altın alabiliyordum. Şimdi ancak 3 tane çeyrek altın alabiliyorum. İş bu hale geldi. Ama kendileri için lüksün sınırı yok. Harcamanın sınırı yok. Mesela Diyanet İşleri’ne bakıyoruz. Bir eğitim çalışması için bir otele, 3 milyon lira ödeme yapabiliyorlar. Sözüm ona tasarruf diyorlar ama diyanetin kendisi israf ediyor, tasarruf etmiyor. Sonra fakir fukara cennete daha yakındır gibi laflar ederek milleti oyalıyorlar. Şöyle söyleyeyim; vakti zamanında çocuğunu okutmuş, okutacak çocuğu olmayan, evi olan kira derdi olmayanlar yine de et alamıyorlar.”

Fiyatlar, etiketler sürekli yükseliyor

65 yaşındaki Nevzat Yurdakul, emekli zammına ilişkin şunları söyledi:

“Emekliler geçinemiyor. Tayyip Bey neyi uygun görürse onu veriyor. Bir şey de yapılamıyor. Yine muhalefetin, muhalefet etmesi sayesinde biraz yükseltildi, inşallah 17’ye çıkar diye umuyoruz bakalım. O kadar az almıyorum ben ama alanlara Allah yardım etsin. O para, para değil çünkü. Hele bir de evi falan yoksa yanmış zaten. Ben emekliyim ve evim olduğu halde, iki emekliyiz eşim de emekli, lüks bir harcamam yok hiç ama anca idare ediyor. Bunun önüne geçilemezse zaten felaket, aldığın zamlar hiçbir şey değil. İstediği kadar zam yapsınlar. Fiyatlar, etiketler, sürekli yükseliyor. Onu nasıl engelleyecekler anlamıyorum ben. Onun da herhalde bir çaresi yok. Parakende artıyor fiyatlar ama artması da normal aslında, şimdi iş veren ne yapıyor, işçilerin maaşı yükselince asgari ücret, onun fiyatları değişiyor. Devlet o zaman zam yapmasın, elektriğe, suya, doğal gaza yapmasın o zaman. O doğal gaz zammı falan bence beklemede zaten.”

Peynir olmuş 300 TL

66 yaşındaki emekli Ali Bülbül de gıda fiyatlarının artışına tepki gösterdi:

“Simit 12 lira, anca simit alabiliyoruz. İkimiz de emekliyiz. Emeklilik yılı değil de sürünme yılı, Allah CHP’yi başımızdan eksik etmesin onun sayesinde 49.25 aldık. Bastırıyorlar inşallah 17 olur. Daha insanlar maaş alamadan zamlar yükseldi, peynir olmuş 300 lira. Temel gıdalar çok. Biz de iyi kötü şimdi maaşımız yetiyor. Evimiz var idare ediyoruz. Ama evi olmayan 10 bin lira maaş alanlara Allah yardım etsin. Bakan açıklama yapmış, doğal gaz ve elektrik artışı yok diyor. 1 Nisan’ı bekliyoruz.”

3 öğün dert yiyoruz

57 yaşındaki emekli Mehmet Koç ise emekli maaşına yapılan artış ile birlikte gıda fiyatlarındaki artış nedeniyle insanların beslenemediğini ve porsiyonların küçüldüğünü belirterek şunları söyledi:

“Emekliye zam yapanlar 10 bin lirayla bir ay geçinsinler ben her şeye razıyım. Artık dikiş tutmuyor, yatırım yok. Hiçbir şekilde destekleyici bir şey yok. Şu anda vergilerle cezalarla, insanların üstünden ne kadar aldılarsa onunla geçiniyorlar. Yok ki yatırım yok. Yapılan bir şey var mı? Ama hala yüzde 40'lık yüzde 50'lik 'yaşa yaşa' diyorlar. Padişahım çok yaşa. Padişah çok yaşasın ne olacak, hızır nasıl olursa.
Şimdi içeri (markete) girdik. Kara lahananın kilosu 20 lira. Ispanak 30 lira. Eskiden ineklerin önüne dökerlerdi, inekler yemezdi; 30 lira kilosu. Nasıl alacak insanlar? Her şeyi birilerinin dediği gibi porsiyonları küçültüyoruz. İnsanlar dert yiyor, dertten başka bir şey etmiyor. 3 öğün dert yiyoruz. Çözüm, acilen bunların gitmesi... ”

Kaynak: ANKA