Tüm Bel-Sen İzmir 2 Nolu Şube Başkanı Nihat Filiz, Çiğli Belediyesi’nde çalışan memurların aylardır toplu iş sözleşmesi ödemelerini alamadıklarını açıkladı. Filiz, "Şimdi ise Belediye Başkanı Onur Emrah Yıldız, hiçbir toplu sözleşme hükmü ya da sendikal mutabakat olmadan, Çiğli Belediyesi’nde imza altına aldığımız ve yürürlükteki TİS’i brüt 13 bin 340 liraya, net 11 bin 238 liraya düşürme kararı alarak memura ikinci bir darbe daha vurmuştur. Bu karar, yalnızca bir “mali düzenleme” değil, toplu sözleşme hakkına açık bir saldırıdır. Emekçilerin alın teriyle kazanılmış hakkı, masa başında, keyfi biçimde gasp edilemez!" dedi. Bu uygulamaların hem hukuka hem de uluslararası sözleşmelere aykırı olduğunu belirten Filiz, sendikal hakların gasp edilmesine izin vermeyeceklerini duyurdu
Tüm Bel-Sen İzmir 2 Nolu Şube Başkanı Nihat Filiz’in açıklaması şu şekilde:
"Çiğli Belediyesi’nde çalışan memurlar aylardır TİS ödemelerini alamıyor.
Şimdi ise Belediye Başkanı Onur Emrah Yıldız, hiçbir toplu sözleşme hükmü ya da sendikal mutabakat olmadan, Çiğli Belediyesi’nde imza altına aldığımız ve yürürlükteki TİS’i brüt 13 bin 340 liraya, net 11 bin 238 liraya düşürme kararı alarak memura ikinci bir darbe daha vurmuştur. Bu karar, yalnızca bir “mali düzenleme” değil, toplu sözleşme hakkına açık bir saldırıdır. Emekçilerin alın teriyle kazanılmış hakkı, masa başında, keyfi biçimde gasp edilemez!
Yasal sınır değil, keyfi sınır!
Belediye yönetiminin “yasal sınır” bahanesi, emekçiyi susturmak için öne sürülmüş bir kılıftır. Toplu sözleşme, belediye başkanlarının takdirine bağlı bir ödeme kalemi değil, bağlayıcı bir hukuki belgedir. Bir belediye başkanı, “yasal sınır” diyerek toplu sözleşme hükümlerini tek taraflı olarak değiştiremez. Bu tutum, yalnızca yerel bir idari keyfilik değil, aynı zamanda uluslararası hukuka aykırı bir hak ihlalidir.
Uluslararası hukuk, sendikanın yanındadır!
Tüm Bel-Sen olarak bir kez daha hatırlatıyoruz:
Toplu sözleşme hakkı, yalnızca 4688 ve Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 53. maddesiyle değil, aynı zamanda uluslararası sözleşmelerle de güvence altına alınmıştır. ILO’nun 87 ve 98 No’lu Sözleşmeleri, sendika kurma ve toplu pazarlık hakkının devlet müdahalesinden bağımsız biçimde kullanılmasını güvence altına alır. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Türkiye’ye ilişkin pek çok kararında (örneğin Demir ve Baykara / Türkiye kararı, 2008) sendikaların özgür toplu sözleşme hakkını temel bir insan hakkı olarak tanımlamıştır. Bu karar sonrasında Türkiye sendikamız Tüm Bel-Sen'e 20 bin Euro tazminat ödemek zorunda kalmıştır. Türkiye’nin taraf olduğu Avrupa Sosyal Şartı da, sendikaların özgür toplu pazarlık yapma hakkını açık biçimde korur.
Dolayısıyla, Çiğli Belediyesi’nin aldığı bu karar yalnızca emekçilere değil, uluslararası hukukta güvence altına alınmış sendikal özgürlüklere de bir saldırıdır. Bu saldırı, yerel idarelerin hukuku keyfine göre eğip bükemeyeceğini bir kez daha hatırlatmamız gerektiğini gösteriyor. Aylardır TİS'den doğan hakkımızı alamadığımız yetmiyormuş gibi, şimdi bir de maaşlarımızda yarı yarıya kesinti dayatılıyor. Bu karar, emek düşmanlığının, yoksullaştırma politikasının ve kamu emekçisine reva görülen değersizleştirmenin açık göstergesidir.
Çiğli Belediyesi yönetimine sesleniyoruz: Bu hukuksuz karar derhal geri çekilmeli, dört aydır ödenmeyen TİS alacakları eksiksiz ödenmelidir. Emeğe, toplu sözleşmeye ve uluslararası hukuk normlarına saygı gösterilmelidir. Uyarıyoruz! Toplu sözleşme hakkı pazarlık konusu değildir. Emeğin örgütlü gücünü hafife alanlar, tarih önünde de, hukuk önünde de bunun hesabını verirler. Bizler, kamu emekçileri olarak, emeğimizin değersizleştirilmesine, sendikal haklarımızın gasp edilmesine asla izin vermeyeceğiz. Bu karanlık tabloyu örgütlü mücadeleyle aşacağız.
Özgür toplu pazarlık hakkımıza yönelik her antidemokratik adıma örgütlü gücümüzle hem hukuksal olarak hem de alanlarda her türlü meşru demokratik eylemi hayata geçireceğimizin bilinmesini istiyoruz.
Yaşasın Tüm Bel-Sen! Yaşasın örgütlü mücadelemiz!