CHP Genel Başkan Yardımcısı Murat Bakan, CHP’nin 7’nci Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun 38. Olağan Kurultay’a yönelik dava süreci boyunca herhangi bir açıklama yapmamasını eleştirdi. Bakan, polis müdahalesi ve biber gazı kullanıldığı süreçte Kılıçdaroğlu’nun sessiz kalmasının CHP’lileri üzdüğünü belirterek, “Bir partinin uzun yıllar genel başkanlığını yapmış bir insanın milletvekillerine müdahale edilirken sessiz kalması dikkat çekici. Umarız bundan sonra partiye sahip çıkan bir tutum içinde olur” dedi.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Murat Bakan, aralarında ANKA Haber Ajansı'nın da olduğu bir grup gazeteci ile bir araya gelerek gündeme yönelik soruları yanıtladı. Bakan, CHP'nin 7'nci Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun CHP'nin 38. Olağan Kurultayı'na yönelik dava süreci boyunca açıklama yapmamasına ilişkin şunları söyledi:

"Kemal Bey'in sessiz kalması da bizi son derece üzdü. Yani bir partinin uzun yıllar genel başkanlığını yapmış bir insanın polis müdahalesiyle, biber gazıyla, milletvekillerine polis müdahale ederken sessiz kalması, bir sosyal medya paylaşımı da yapmaması dikkat çekici. Bu sadece bizim değil tüm CHP'lilerin ona oy veren herkesin beklentisiydi. Umarız bundan sonra daha duyarlı, partiye sahip çıkan bir tutumun içinde olur."

Ödemiş Belediyesi 5 taşınmazını satışa çıkardı
Ödemiş Belediyesi 5 taşınmazını satışa çıkardı
İçeriği Görüntüle

"Geç yapılmış bir açıklama"

Kılıçdaroğlu'nun avukatı Celal Çelik'in açıklamalarını da değerlendiren Bakan, "Bu kadar toplumun beklentisine rağmen davadan sonra yapılmış olması geç yapılmış bir açıklama. Keşke daha önce yapsaydı. Belki bu kadar tartışma olmazdı. Çünkü Kemal Bey sessiz kalınca toplumda da kayyum olarak atanacağı bu yargının kararını beklediği düşünceleri, beklentileri oluşuyor. Tabii bu da tepki çekiyor. Bunun daha erken yapılması daha doğru olurdu. Pozitif bir açıklama yani yine de. Düşüncelerini daha önce açıklasaydı parti daha az zarar görürdü" dedi.

"Toplum da bunları not ediyor"

Bakan, Mahkeme kararıyla CHP İstanbul İl Yönetimi'ne geçici olarak görevlendirilen eski CHP Milletvekili Gürsel Tekin'e ilişkin de "Gürsel Tekin partide genel sekreterlik yapmış, il başkanlığı yapmış, meclis üyeliği yapmış, milletvekilliği yapmış, partiye yaşattığı durum, binlerce polisle girmesi bunlar bizim tahmin edeceğimiz şeyler değildi. Ama yaşattı. Toplum da bunları not ediyor" ifadesini kullandı.

"Yargı yoluyla sonuç almaya çalışmanın anlamı yok"

Bakan, kararın ardından, 21 Eylül’de gerçekleştirilecek olağanüstü kurultayın tamamlanacağını belirterek, şunları kaydetti:

"21'inde bizim Olağanüstü Kurultayımız var. Dolayısıyla olağanüstü kurultay seçimli kurultay. Ve İstanbul delegasyonu yok kurultay çağrısının içinde. Doğal delegeler yok. Yine binin üzerinde delege var. CHP Genel Merkezi’ne, bu binaya gelmek isteyen, AKP’nin yargıdaki aparatlarıyla, polisler eşliğinde değil; gelsin, seçime girsin. Eğer gerçekten genel başkanlık koltuğuna oturmak isteyen birisi varsa, Özgür Özel’in karşısında aday olsun. Cesareti ve öz güveni olan bunu seçimle gösterir. Demokratik rekabetin yolu da budur. Yargı yoluyla sonuç almaya çalışmanın anlamı yok."

"Kürt sorunun çözüleceği yer parlamentonun çatısı altındadır diyen biziz"

TBMM'de oluşturulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nun kamuoyunun beklentilerini karşılayamadığının betirten Bakan, şunları söyledi:

"Bu ülkede demokrasi varsa gerçekten bir çözüm olur. Türk'ün demokrasiye ihtiyacı var, Kürt'ün yok mu? Sen bir taraftan insanları tamamen siyasi saiklerle tutuklayacaksın, yargıyı siyasallaştıracaksın, ülkenin en büyük partisini, iktidar olma olasılığı en yüksek partiyi yargı eliyle kuşatacaksın, diğer taraftan Kürt sorununu çözeceksin, mümkün değil böyle bir şey. Kalıcı bir çözüm ancak demokrasiyle ve adaletle olur. Dolayısıyla komisyonun şu ana kadar yaptığı çalışmalarda ne demokrasi var ne adalet var. Biz bunu sağlamaya çalışıyoruz. Biz ne istiyoruz? Biz samimi olarak bu ülkede bir sorun varsa o sorun meşru zeminde çözülsün istiyoruz. Kürt sorununun çözüleceği yer Parlamentonun çatısı altındadır diyen biziz. Burada komisyon kurulsun, geçmişte İmralı'da, Kandil'de, Oslo'da, meşru siyasetin dışında çözüm aramak doğru değil diyen biziz. Dolayısıyla arzu ettiğimiz gibi bir komisyon oldu ve bu komisyon istiyoruz ki bu sorunu çözsün. Zaten ismi sadece Kürt sorunu çözüm komisyonu değil. Milli dayanışma, kardeşlik, demokrasi var. Dolayısıyla buradan geçici değil, kalıcı bir çözüm çıkacaksa bu ancak aynı zamanda demokratikleşmeyle olur. Sadece birtakım yasaları getirerek işte PKK'lıları dağdan indirerek bu sorunu çözemezsin. Demokratikleşme lazım. Yargının siyasallaşmasını ortadan kaldırmak lazım. Kayyımı ortadan kaldırmak lazım. Tutukluluğun hakikaten istisna olduğu bir yargı düzenine geçmek lazım. Bunun için yasaya da gerek yok. Siyasi iradenin de bu yönde hareket etmesiyle hallolabilecek şeyler."

Kaynak: ANKA