Yazar Kamer Yıldız Ok’un Kara mı Kara isimli öykü kitabı, İz Gazete'nin yayınevi Biz Kitap etiketiyle okuyucu ile buluşuyor.

Ok, sahne sanatlarındaki güçlü kaleminin beslediği dramatik dili bu kez okuru derin bir hikâye evrenine davet eden Kara mı Kara ile buluşturuyor.

SAVAŞ, GÖÇ, YOKSULLUK, DIŞLANMA, ŞİDDETİ OLAĞANÜSTÜ BİR RİTİMLE ANLATIYOR

Birbirinden bağımsız gibi görünen fakat ortak bir toplumsallıkta birbirine bağlanan öyküler, savaş, göç, yoksulluk, dışlanma, şiddet ve insan kırılganlığını olağanüstü bir ritimle anlatıyor.

Yazar, tiyatro sahnesinden gelen yoğun imgeleri, ritmik tekrarlarla kurduğu özgün bir anlatı sesiyle harmanlayarak, okuru hem masalsı hem gerçek bir dünyanın içine çekiyor.

Kitabın adını taşıyan ilk öykü “Kara mı Kara”, doğduğu anda savaşın ve yangınların gölgesine düşmüş bir bebek olan Kara’nın hikâyesini anlatıyor. Karga, Yarasa ve Baykuş’un nefesiyle hayata dönen Kara; yıllar boyunca penceresiz bir barakaya, denizin kabaran dalgalarına ve bir türlü dinmeyen göç acılarına tanık oluyor. Hikâye insanların savaşlardan kaçarken arkalarında bıraktıkları yıkımı, yalnızlığı ve köksüzlüğü büyüleyici bir masal atmosferi içinde aktarıyor.

Kapak-98

İNSANLIK TARİHİNİN ORTAK YARALARI METAFORLARLA YENİDEN KURULUYOR

Kara; “atıldı mı, düşürüldü mü” hiç bilemediği kaderinin içinde hem insan hem kuş diliyle konuşan bir gölgeye dönüşüyor. Yazar, bu öyküde insanlık tarihinin ortak yaralarını simgesel bir dil ve çarpıcı metaforlarla yeniden kuruyor.

SINIRLARIN ÖTESİNDE ÖYKÜLER

Kitabın ikinci öyküsü “Büyü Kutusu ya da İnsan Çıkmazı”, sınırların dışına çıkan yani tren yolunun ötesine geçen dört çocuğun bilinmezlik ve korkuyla örülü yolculuğunu anlatıyor. Çocuklar bir büyü kutusunun içine hapsolmuş gibi; rengârenk, ışıltılı ama çürümüş bir dünyanın ortasında büyümenin, görmenin ve kaybolmanın eşiğinde dolaşıyorlar. Yazar, çocukların gözünden insanın çıkışsızlığını, toplumların gizlediği karanlık yüzleri ve büyü ile gerçek arasındaki o ince çizgiyi yalın ama sarsıcı bir dille işliyor.

KADININ ACISI GÖZLER ÖNÜNE SERİLİYOR

“Çıt Yok! Fısıltı Var!” ise küçük bir kasabanın bulvarında yürüyen genç bir kadının sessiz çığlığını merkeze alıyor. Kadının acısı, hırpalanmış bedeni ve kırılgan yürüyüşü karşısında onu görmeyen, hatta acısını eğlenceye çeviren kasaba erkekleri, modern toplumun vicdansız yüzünü gözler önüne seriyor. Kadını tek duyanlar kuşlar; insanlar ise sadece bakıyor. Yazar, bu öyküde kadın bedeni üzerinden inşa edilen taciz kültürünü, sessizliği ve dayanışmayı çarpıcı sahnelerle görünür kılıyor.

Yüzyıllar sonra ortaya çıkan gizemli sembol: Neyi temsil ediyor?
Yüzyıllar sonra ortaya çıkan gizemli sembol: Neyi temsil ediyor?
İçeriği Görüntüle

Kameryildizok

MİTOLOJİK İMGELEM, MASAL ATMOSFERİ VE TRAJİK GERÇEKÇİLİK

Diğer öyküler benzer bir tonun içinde, toplumun kenarında kalmış insanların hikâyelerini taşımaya devam ediyor. Evlerinden koparılanlar, zorunlu göçün ortasında yuvasını kaybedenler, yaralarıyla yaşayan ama birbirine tutunmaktan vazgeçmeyen mahalle insanları anlatının ana damarını oluşturuyor. Her bir öyküde ailelerin parçalanışı, göç yollarının acısı, kasabaların suskunluğu ve insanların gündelik hayattaki görünmez yaraları ustalıkla işleniyor.

Kara mı Kara, yalnız bir bireyin değil, coğrafyaların belleğinde açılmış büyük bir yaranın hikâyesini anlatıyor.

Kamer Yıldız Ok; mitolojik imgelem, masal atmosferi ve trajik gerçekçiliği aynı potada eriterek hem masalsı hem sert bir dünya kuruyor.

Öyküler, okuru insanlığın karanlığıyla yüzleştirirken bir yandan da dayanışmanın, sevginin ve direncin mümkün olduğuna dair cılız fakat güçlü bir ışık yakıyor.

KAMER YILDIZ OK KİMDİR?

1981 İzmir doğumlu. Dokuz Eylül Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi, Sahne Sanatları Bölümü: Dramatik Yazarlık Ana Sanat Dalı mezunu. 2003 yılından beri tiyatro oyunu yazmakta ve oyunları sahnelemektedir. 2010 yılında “Tiyatro Kalemi” adlı tiyatro topluluğunu kurmuştur. Öykü, deneme, oyun yazarlığı ve yönetmenlik üzerine birçok ödüle layık görülmüştür.

Kaynak: HABER MERKEZİ