Gizem TABAN/İZ GAZETE- Türkiye'de uzun süredir yaşanan gıda krizine süt ve süt ürünleri de eklendi. Tarım alanındaki üretime değil ithalata dayalı politikalar, dövizin yükselişiyle maliyetlerin artması, süt üreticisini de tükenme noktasına getirdi. Süt fiyatlarına yapılan zamlar da üreticiye deva olmadı. Yem fiyatlarındaki artış nedeniyle giderlerini karşılayamayan ve süt üretimi için beslediği hayvanları kesime göndermek zorunda kalan üreticiler zorlu bir süreç yaşarken diğer taraftan da mevcut tablonun yakın vadede süt ve süt ürünlerinde bir kriz yaratacağı gündeme geldi. Üreticinin üretimden vazgeçmek zorunda kaldığı bu sürecin tüketicinin de gıdaya ulaşmasını zorlaştıracağı belirtildi. Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) İzmir Şube Başkanı Hakan Çakıcı, Kemalpaşa Ziraat Odası Başkanı Bülent Oray, Selçuk Ziraat Odası Başkanı İbrahim Erdallı, Menemen Ziraat Odası Başkanı Arif Metin Karagöl ve Gıda Mühendisleri Odası (GMO) İzmir Şube Başkanı Uğur Toprak, konuya ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

'SÜT KRİZİ DOĞACAK'

Yakın zamanda süt ve süt ürünlerinde ciddi bir kriz yaşanacağını belirten ZMO İzmir Şube Başkanı Hakan Çakıcı, şunları söyledi: "Yem fiyatları yükseldiğinden dolayı süt üreticisi hayvanını besleyemiyor, sattığı süttende de bu gideri karşılamayadığı için hayvanlarını kesime gönderiyor. Bu tabloda, yakında süt ve süt ürünlerinde bir kriz doğacağını ve önümüzdeki dönemde bu krizin büyüyerek devam edeceğini öngörüyoruz. Zaten bu geçmişten gelen bir sıkıntıydı, yem bitkileriyle ilgili  tarımsal üretim anlamında sıkıntımız vardı. Son dönemde dövizin yükselişi, yem fiyatlarındaki artışla artık kriz boyutuna dönüştü. Süt veren hayvanlarımız bir değerdir ve bunları kaybediyoruz. Önümüzdeki süreçte süt ve süt ürünleri daha da pahalanacak, tüketicinin bu ürünlere ulaşması zorlaşacak."

'DESTEKLER YETERSİZ'

Çözüm önerilerini de açıklayan Çakıcı, "Devletin destekleri açıklandı ancak bunlar yetersiz kalıyor. Tüketicinin, üreticinin ürünüyle olabildiğince çabuk buluşması önemli, bu anlamda kooperatiflerin, üretici birliklerinin desteklenmesi gerekiyor. Çünkü üretici bu maliyetlerle tek başına mücadele edemiyor" dedi.

'AYAĞA KALDIRMALI'

Devletin üreticiyi ayağa kaldıracak kararları ve uygulamaları bir an önce hayata geçirmesi gerektiğini vurgulayan Kemalpaşa Ziraat Odası Başkanı Bülent Oray, "Yem fiyatlarının her gün artması üreticiyi düşündürüyor. Özellikle süt üreticileri farklı arayışlara doğru sürükleniyor. Birçok süt üreticisi, küçükbaş hayvan üreticiliğine dönmeye başladı. Süt üreticiliğinden vazgeçip et üreticiliğine dönmeye başlayanlar var. Yem fiyatlarının artması nedeniyle yem üretimini kendi yapan üreticiler  var, onlar da gübre fiyatlarındaki artış nedeniyle gübresiz ekim yapmak zorunda kalıyor. Bu da ürün verimliliğini etkiliyor. Verimlilik düşük olunca hayvanını yeterli besleyemiyor. Bugün ineklerin kesime gitmesi, önümüzdeki süreçte süt ve süt ürünlerinde ciddi bir açık yaratacak. Devlet, bir an önce üreticiyi ayağa kaldırmak zorunda" diye konuştu.

'ÜRETİCİ BİTME NOKTASINDA'

Süt üreticisinin bitme noktasına geldiğini söyleyen Selçuk Ziraat Odası Başkanı İbrahim Erdallı, "Kur sabitlenmediği için süte her yeni gün zam geliyor ancak süt üreticisinin aldığı zam yemde yok oldu. Süte zam yapılsa da, üretici sütü 5 liraya satıyorsa markette 15 lira... Zam üreticiye pek yansımıyor. Süt üreticiliği şu an bitme noktasında. Süt fiyatları tekrar gözden geçirilmezse daha çok üretici hayvanını kesime göndermek zorunda kalacak ve bundan dolayı süt ve süt ürünlerinde bir kriz oluşacak. Üretici çok zor durumda. Devletin, acilen yem konusunda üreticiye destek çıkması lazım" ifadelerini kullandı.

'MESLEĞİ BIRAKIYOR'

Üreticinin panik içinde olduğuna dikkat çeken Menemen Ziraat Odası Başkanı Arif Metin Karagöl, "Üretici yem fiyatlarıyla baş edemediği için ya hayvanını satıyor ya kesime gönderiyor ya da mesleği bırakıyor. Zaten genç nesilde çiftçi yetişmiyordu, geldiğimiz noktada da hiçbir çiftçinin çocuğu bu işi yapmak istemiyor. Böyle giderse, uzun vadede yerli malı olarak; süt, peynir gibi ürünleri görmemiz zorlaşacak, hatta yoğurt bile ithal edilebilir. Doğum yapan hayvanlar kesime gönderildiğinde sadece 1 hayvan kaybetmiyorsunuz, onun arkasından yıllar gelecek hayvanları da kaybediyorsunuz. Üretimin en önemli noktası bu ancak maliyetler çok arttığı için üretici ciddi bir panik yaşıyor. Üretici, elindeki hayvan sayısını azaltarak daha az yem alıp daha az maliyetle bu süreci geçiştirmeye çalışıyor. Para kazanmaktan vazgeçtik bu dönemi nasıl atlatırız derdindeyiz. Bu gidişatla, tüketici de yakında süt ve süt ürünlerine ulaşmada zorlanacak" açıklamalarında bulundu.

'CUMHURİYET POLİTİKALARI'

Tarım alanında Cumhuriyetin ilk kurulduğu yıllardaki politikalarına dönülmesi gerektiğini dile getiren Karagöl, "Cumhuriyet döneminde politikalara dönülmesi, üretimin desteklenmesi ve teşvik edilmesi lazım. Geldiğimiz noktada adeta üretimi unuttuk. Tarım ürünlerinde ithalati hiç düşünmemiz lazım" dedi.

'GIDAYA ULAŞIM ZORLAŞACAK'

Türkiye'de uzun süredir yaşanan gıda krizine değinen GMO İzmir Şube Başkanı Uğur Toprak da, "Süt üreticileri fiyat dalgalanmalarından önemli ölçüde etkilenmektedir. Fiyat spekülasyonları olduğu kadar hayvancılığın geliştirilmesi için uzun vadeli ve istikrarlı politikaların uygulanamamış olması ve bu spekülasyonları önleyecek müdahale kurumlarının bulunmayışı da önemli bir etkendir. Eğer kısa zamanda tarımsal üretimde yeterli ve etkili önlemler alınmaz ise gıdaya ulaşmakta daha da zorlanacağımızı, gıda egemenliğimizin çok büyük yara alacağını ve gıdada tam anlamıyla dışa bağımlı hale geleceğimizi göstermektedir. Zaten dıda fiyatlarındaki sürekli artış sonucu et ve süt ürünleri, yumurta, yağ, bakliyat, şeker gibi temel gıdalar ulaşılması zor ve lüks tüketim malı haline gelmiştir. Şu an ülkemizde yeterli ve dengeli beslenemeyen yüzbinlerce insan, yoksulluğun en alt seviyesi olan temel ihtiyaç maddelerine ulaşamama ve açlık riski ile karşı karşıya kalmışlardır. Gıda fiyatlarındaki bu yüksek artış ve üretimden uzaklaşma bir başka sorunu da beraberinde getirmektedir. En temel ve ertelenemez ihtiyaç olan gıdanın, herkes için kolayca, yeterince ve sürdürülebilir şekilde erişilebilecek duruma getirilmesi elzemdir" diye  konuştu.

Editör: Haber Merkezi