CHP İzmir Milletvekili Ümit Özlale, bu yıl ilki düzenlenen Balıkesir Kitap Fuarı'nın konuklarından biri oldu. "Türkiye ekonomide nereye gidiyor?" başlıklı söyleşide kitapseverlerle buluşan Özlale, ekonomik, toplumsal ve sosyal gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
“Türkiye hep gelişmekte olan ülke olarak kaldı. Çünkü sanayi devrimlerini yakalayamadık” diyen CHP İzmir Milletvekili Ümit Özlale, “Yeni dönemin sanayi devrimini yakalayamazsak üzülerek söylüyorum ki az gelişmiş ülke olarak ilerleyeceğiz. Bu sanayi devrimini de kaçırmamalıyız” dedi.
Türkiye'nin şimdilerde 19. yüzyılın sonundaki küreselleşme dönemine benzer bir süreç içerisinde olduğunu belirten Özlale, iklim değişikliğinin de ekonominin durumunu doğrudan etkilediğini aktardı. Tarımı önceleyen politikaların hayata geçirilmesi gerektiğini belirterek, "100 yıl sonra 1930’ların bir benzerini yaşıyoruz" vurgusu yapan Özlale, "Bu sürece böyle baktığımız zaman, sanayi devrimini kaçırmak üzere olduğumuzu, yeni gelen siyasi dalgaya karşı ülke ekonomisinin ve ülkenin siyasi atmosferin hazırlıksız yakalandığı bir dönemde olduğumuzu görüyoruz" diye konuştu.
“Ciddi bir iklim değişikliği problemimiz var”
Tarif ettiği bu dönemi öncekilerden ayıran iki önemli husus olduğunu belirten Özlale, şunları kaydetti:
“Bunlardan bir tanesi, çok ciddi bir iklim değişikliği problemimiz var.
Türkiye iklim değişikliğine hızlı bir çözüm haritası çıkaramazsa, iklim değişikliğiyle uyumlu politikaları uygulamazsa, tarım güvenliğinin bir milli güvenlik konusu olduğunu, ülkenin su fakiri olmak üzere olan bir ülke olduğu gerçeğini önüne koymazsa önümüzdeki dönemlerde biz maalesef ilk konuştuğumuz sanayi devrimini de konuşmayacağız.
Aç ve susuz kalacağız ve hepimiz biliyoruz ki medeniyetler aç ve susuz kaldıkları zaman yok oluyorlar. Medeniyetleri bunlar yok ediyor, aç ve susuz kalmak.
Bütün hamlelerimizin tarımı önceleyen, su probleminin olduğunu kabul eden ve buna yönelik politikaları geliştirmeye başlayan bir anlayışla yapılması son derece hayatidir.
Bizim yeni bir seferberliğe ihtiyacımız var. Yeni bir beceri seferberliğine ihtiyacımız var. Bir şey başarmak, yeni bir beceri elde etmek, onunla beraber meşgul etmek özde bir mutluluğu da beraberinde getiriyor.
O yüzden benim burada yıllardan beri önerdiğim şeylerden bir tanesi şu... Üniversite kampüslerini gerçekten ülkenin faydasına düzenlemek istiyorsanız, halka açın. Burada beceri eğitimleri verin. Burada kurslar verin ve bizler bir eğitim değil, bir beceri seferberliğini başlatalım.”




