Çanakkale’de dün Sarıcaeli ve Bayramiç ilçelerinde çıkan orman yangınları, rüzgarın da etkisiyle kısa sürede büyüdü. Sarıcaeli’ndeki yangın kontrol altına alınırken Bayramiç’te Saçaklı, Ahmetçeli, Doğancı, Zeytinli ve Pıtıreli köylerinden 654 kişi tahliye edildi. Yangın sonrası bölgede soğutma çalışmaları devam ederken köylerde evler, tarlalar ve zeytinlikler büyük ölçüde zarar gördü.
Vatandaşlardan söndürme çalışmalarına destek
Yangına müdahale sürecinde köy halkı traktörler, tankerler ve su güğümleriyle söndürme çalışmalarına destek verdi. Vatandaşlar, yangın söndürme uçaklarının geç geldiğini belirterek, ilk müdahalenin büyük kısmının köy sakinleri tarafından yapıldığını söyledi.
Pıtıreli Köyü’nde yangın söndürme çalışmalarına katılan Ramazan Efe Kaya, gece boyunca görev yaptıklarını belirterek, “'Dün akşam 18.00’den beri ayaktayım. Çok canımız yandı Hayvanlar, insanlar... Burada yaşanan şeyler, kolay şeyler değil. Onlar için çabalıyoruz. Her şey topraklar ve canlarımız için. Onlar için uğraşıyoruz. Uykuymuş, açlık, susuzluk düşünmüyoruz. Önemli olan buradaki canlarımız. Biz dün akşam ilk olarak Çanakkale’deydik. Orası çok kötüydü. Bir itfaiye aracımız yandı. Oradan hemen buraya geldik. Burası da çok kötüydü. Gece uçaklarımız yok. O yüzden çok çaban sarf ettik sabaha kadar. O an insanların, hayvanların durumları bizi etkileyebiliyor. Canımızı yakıyor” dedi.
Çabaların ardından yangının sönmesi sonrasındaki hissiyatını da dile getiren Kaya, ''Yangın söndükten sonra insan kendini iyi hissediyor. Bir şeyleri başarmış gibi hissediyor. Ama tabii o ağaçları görünce üzülüyor insan'' diye konuştu.
"Suyu tuttukları halde bile tutuştu"
Yangına motosikletiyle su taşıyarak destek veren Gülay Çetinkaya, “Dün akşamdan beri yaşlımız gencimiz... 18 Mart da yandığı için biz itfaiye ve uçaklar çok geç geldi. Ateş çok aşırı derecede arttı. Suyu tuttukları halde bile tutuştu. Ben motosikletle bile 7-8 kilometre yere su güğümleriyle su taşıdım. Yangının buraya geleceğini hiç hesap etmedik. Buradaki binaların arka tarafları, tarlalar yandı. Mahşer yeri gibiydi. İnekleri, koyunları kimini tırlara kimilerini kamyona koydular. Kimisi de kapısından çıkardı gitsinler diye. Hala daha koyun, keçi aranılıyor” sözleriyle herkesin duyarlı olması gerektiğini vurguladı.
"Ağaçtan ağaca geçiyormuş yangın
Köylülerin zeytinliklerinin yandığını belirten Çetinkaya, sözlerine şöyle devam etti:
''En son 18 Mart’ta ateş sönünce burada uçakları görmeye başladık. Benim oğlum sabah 04.00’e kadar uğraştı. ‘Anne biz müdahale ediyoruz ama gelen itfaiyeler dahi yanaşamıyor. Biz hiç yanaşamıyoruz. Yangın kendisi sönmeye çalışıyor. Çükü varılmıyor yanına’ dedi. Dümdüz alan, hiçbir anız yok, kuruluk yok, tarlalar sürülü. Ağaçtan ağaca geçiyormuş yangın. Bizim komşunun evi, anızı yandı. Hemen itfaiye geldi söndürdü. Ben evde durmadan kıvılcım söndürdüm. Köyümüzde çok tarla zarar gördü. Köyümüzün zeytinlikleri yandı. Ahmetçeli de öyle. Zeytinlikleri, tarlaları yandı.
"Yangın var deyip de evde oturmasınlar"
Biraz geç davranıyorlar. ‘18 Mart yandığı için’ dediler. Mazur gördük. Duyarlı olsun herkes. Yangın ufak deyip de geçmesin. Sadece itfaiyelere ya da devlete bakmasınlar. Benim evde bir de yatalak hastam var. Allah razı olsun birisi söylemiş. Eşim, çocuklarım yangında. Bırakamıyorum, kaldıramıyorum. Yardım istedim artık sosyal medyadan. Yangın evimin arkasına geldi. Herkes duyarlı olsun. Yangın var deyip de evde oturmasınlar. En önemlisi bu. İstanbul’dan bile çocuklar söndürmeye geldiler saatte. Bir tanker götürebilelim diye... İzmir’den gelen var. Bir kova su bile olsa karınca misali durdurmaya çalışsınlar.''
"Biz bütün gece soğutma işlemlerine devam ettik"
Pıtıreli Köyü’ndeki yansın söndürme çalışmalarına katılan Ferit Güneri, şunları aktardı:
''Yangın Saçaklı Köyü’nden geldi buraya. Rüzgarın etkisiyle buraya döndü. Zeytin ağaçlarımız yandı. Herkes kendi imkanıyla... Pulluğunu, tankerini takan elinden geldiği kadar yardım etmeye çalıştı. Burada gündüzden bütün köy köyün etrafını sürdü, traktörlerle önlemini aldı. Ama yine de köyün içine girdi gece. Biz bütün gece soğutma işlemlerine devam ettik. Dört bir yerden itrafiye geldi buraya. Şu an soğutma çalışması oluyor.''
''Burası yandı, kül oldu''
Saçaklı Köyü’nde ikamet eden ve yangında evi yanan Göksel Yalın, şu ifadeleri kullandı:
''Cuma vakti azıcık içim geçmiş. Bir kalktım ev duman kokuyor. Biri salça yapıyor diye düşündüm. Çıktım. Duman çok kokuyor. Alana çıktım hemen. Komşular da çıktılar. Erkekler de Cuma namazındaydı. Hemen birisi camiye gidip ‘Koşun, yanıyoruz’ dedi. Yarım saat 1 saat içinde yangın köyü geldi. İtfaiye geldi köydekilere ‘çıkın’ diyorlar. İtfaiye ama sadece Bayramiç itfaiyesi var. Başka yok. Ben ortalığı yıktım ‘uçaklar nerede’ diye. İki tane keşif uçağı geçti başka bir şey yok. Çanakkale’den gidenler dolu gelmiş, iki uçak boşaltmış. İki tane uçakla ne olur! Yangını köy halkı söndürdü. Bursa Belediyesi, Edremit Belediyesi ve başka bir belediyeden daha itfaiye geldi. Hükümetten hiç kimse yoktu. Burası CHP’li diye... Burası yandı, kül oldu.''
"Bahçem kömür oldu"
Yangın söndürme uçaklarının geç gelmesi nedeniyle yangına köy halkının kendi imkanlarıyla müdahale ettiğini söyleyen Yalın, “Köyümüzün erkekleri gitti. Traktörlerle, ilaçlamalarla müdahale ettiler. Benim evimin çatısı, yatak odam yandı. Bahçem kömür oldu. Bir kendim yanmadım. Kedim kayıptı o geldi çok şükür. Herkesin vicdanına kalmış bir şey. Vicdanları varsa çıksınlar karşımıza. Vicdanlı insanlar gelsinler görsünler burayı” ifadelerini kullandı.