Urladam kurucularından Nazan Kesal, Urladam Kitap Festivali Koordinatörü Murat Karakütük ve Yazar Ayşe Kulin, festival günü İz Gazete’nin sorularını yanıtladı. Onlarca yazar, şair, aktör-aktris ve müzisyeni bir araya getirecek Urladam’ın kurucularından Nazan Kesal, festival hakkında, “Burada çok ciddi içerik üretiyoruz. Gerçekten eleğimiz çok sıkı. Bu, herkesin her şeyi yapabildiği bir alan değil, gerçekten yaşamı dönüştürecek, değiştirecek sergi, oyun, söyleşi, onun adı neyse bütün disiplinlerin el ele verdiği ve burayı büyüttüğü bir aura yaratmak istedik” ifadelerini kullandı. Festival Koordinatörü Murat Karakütük ise “Edebiyat ve sanatla dolu bir festival bizi bekliyor” diye konuştu.
Urla’da kelebeklerin peşinde koşacağımızı düşündük, hayal oldu
Urladam’ın kuruluşuna ve amacına dair bilgiler veren Nazan Kesal, “Biz 5 yıl önce Ercan’la birlikte ‘Başka bir hayat mümkün’ cümlesiyle kendimize bir yaşam alanı aradık. Pek çok yere baktık fakat kararımızı Urla’da verdik. Dedik ki ‘Urla hem lokasyon hem iklim hem de deniz açısından birçok sahil beldesinin önüne geçti’. Önce evimizi aldık, tabi ki bir ayağımız hep İstanbul’da olması gerekiyordu. Hiçbir işten elimizi eteğimizi çekmek istemedik. Sonra mimar bizi bu mekanla tanıştırdı. Burası eskiden hayvan deposuymuş, mimar, ‘burası sizin eşinizle beraber kültür merkezi yapabileceğiniz bir mekân’ dedi. Burayla karşılaştık ve Urla’da kelebeklerin peşinde koşacağımızı zannederken o bir hayal oldu. Sonra da burayı kurmuş olduk. 3 yıl inşaat sürdü, sonrasında da 4. yılımızdı sanırım, 4 yıldır da her yaz açığız, kışın da açığız. Her yaz Urla’daki bütün nitelikli sanatseverleri davet ettiğimiz bir mekân haline döndü. Burası, gelenlerin cümlesiyle söylüyorum, ‘çölde bir vaha’. Şifa niyetine burada yaşayan, kültür-sanat tüketicilerine bizim zaviyelerimizden başka bir bakış açısıyla yaşamı iyileştirecek bir mekân açtık diyebilirim. Tabi böyle mekanların sürdürülebilir olması çok mümkün değil. Hala ikimiz farklı zamanlarda diziler yapıp Urladam’ın yaz kış açık kalması için elimizden geleni yapıyoruz” dedi.
Zorluklara katlanmamızı sağlayacak anlar yaşıyoruz
Kesal, Urladam’ı sadece kurarken değil yürütürken de zorlandıklarını ancak insanların yüzünde mutluluk ve neşe gördüklerinde bu zorluklarını unuttuklarını kaydederek, “Burası pek çok disiplinin bir arada olduğu bir mekân. Mesela sol tarafta Türkiye’nin en iyi ressamlarının sergilerini yaptığımız bir alan. Burası Metin Erksan Salonu. Ercan, Metin Erksan’ın manevi oğluydu. Onun adını vermek istedik ve burada kitap kumaları, film okumaları yapıyoruz. Hemen yanında bir kafemiz var, onun arkasında hangar damımız var. 180 kişilik bir hem söyleşi hem konferans hem oyun alanımız. Onun hemen arkasında ‘Urladam’ın kalbi’ diye tanımladığımız Ağaçlı Sahnemiz var. Onun da arkasında 2 bin 500 kişilik konser alanımız var. Restoranımız var, 11 odalı bir otelimiz var. Biz bütün birikimimizi buraya yatırdık, o yüzden her şeyimiz Urla’dan. Ercan da öyle ben de öyle, burada bir etkinlik olduğu zaman ikimiz de aynı refleksle o seyircilerin iyileşme süreçlerini, mutluluklarını, neşelerini görmek bizi gerçekten çok mutlu ediyor. O yüzden de zor ama o zorluğa değecek çok anımız var. Buna katlanmamızı sağlayacak çok anımız var” diye konuştu.
Urladam’ı biz açtık ama burası artık hepimizin
Urladam’ı eşiyle kurduklarını ancak buranın sanatseverlerin tümüne ait olduğunu aktaran Kesal, “Şimdi bir kitap festivali yapıyoruz. Bu akşam Ayşe Kulin ve Şebnem İşigüzel ile açılış yapacağız. Alper Tunç, Gaye, Ahmet Ümit, İclal Aydın ve çok değerli kalemler söyleşi yapmak için geliyor. Bütün etkinliklerimiz ücretsiz. Bu akşam sıcaktan dolayı opere edemedik ama 6’da Günay Acar konserimiz vardı, onu 21’e aldık. Yani, son tahlilde Urladam bu coğrafyada yaşayan, sanatın ekmek gibi su gibi temel ihtiyaç olduğunu hisseden, bizi onardığını, iyileştirdiği hisseden bütün sanatseverlere açık bir alan. Burada çok ciddi içerik üretiyoruz. Gerçekten eleğimiz çok sıkı. Bu, herkesin her şeyi yapabildiği bir alan değil, gerçekten yaşamı dönüştürecek, değiştirecek sergi, oyun, söyleşi, onun adı neyse bütün disiplinlerin el ele verdiği ve burayı büyüttüğü bir aura yaratmak istedik. Sanırım burada yaşayan sanatseverler de bizdeki bu nitelik derdini fark etti, sağ olsunlar bizi hiç yalnız bırakmıyorlar. Tabi gönül isterdi ki daha kalabalık olsun. Çünkü buraya insan sesi, çocuk sesi, gençler çok yakışıyor. Şu aralarda gençlerin dolaştığını gördüğüm zaman çok mutlu oluyorum. Evet, biz Urladam’ı açtık ama burası bizim değil, artık hepimizin” ifadelerini kullandı
Amacımız, yalnız ve çaresiz olmadığımızı hatırlatmak
Kesal, Urladam’daki amaçlarının insanlara ‘yalnız’ ve ‘çaresiz’ olmadıklarını, kötülüğe karşı iyiliğin olduğunu hatırlatmak diye açıklayarak, “Bir araştırma yapıp da böyle bir şey yapalım demedik. Ben Ege çocuğuyum, dolayısıyla güzel İzmir’e aşık biriyim ve Ercan da benden daha aşık. Dolayısıyla biz yaşam merkezi olarak belirlediğimiz bir lokasyonda görece yeteneğimizi insanlara elvereceğimiz bir yer yaratmak istedik. Sanat bize iyi gelen, bizi iyileştiren hem onore eden hem de iyileştiren bir yerde duruyor. Sanatla hemhal olmuş hiç kimsenin bu dünyada kötülük yapma şansı yok. Dünyada ne kadar kötülük varsa sanat üretmek, iyilik ve şifa üretmek için birçok sebebimiz var. O yüzden de birincil amacımız bu kadar yalnızlaşan, çaresizleştiğimiz bir dönemde, aslında yalnız olmadığımızı hatırlatmak istiyoruz. Hala bir umudun, bir dayanışmanın, yeniden dünyaya bir şey söylemenin mümkün olduğunu söyleyebileceğimiz bir alan burası” dedi.
Urladam başka düşüncelerin olduğunu göstermeye çalışıyor
Festival koordinatörü Murat Karakütük, Urladam’ın kuruluş ve var oluş vizyonunu, “Urladam, Ercan ve Nazan Kesal’ın hayal ile kurulmuş bir kültür-sanat tesisidir. Aslında sürekli sanat üreten, kendi belleğini oluşturmaya çalışan, içinde sahneleri olan bir açık hava tiyatrosunun olduğu, galeriye sahip geniş bir tesis. En önemli mesele de başka türlü bir yer ve başka düşüncelerin olduğunu göstermeye çalışan bir yer. Burada birçok sanat faaliyeti gerçekleşiyor. Bunların kaliteli olmasına dikkat edip, doğru işleri seçmeye çalışan, doğru koordinasyona dikkat eden azimli bir ekibin çabasının sonucudur Urladam. O noktada sağ olsun çok idealist ve yeni bir bakış açısı kazandırmaya çalışan insanlarla yürümeye çalışıyoruz” ifadeleriyle açıkladı.
Edebiyat ve sanat dolu bir festival bizi bekliyor
Gerçekleştirdikleri 2. Kitap Festivali’ne de değinen Karakütük, “Geçen sene de büyük ve görkemli bir başka kitap festivali yapmıştık. Urladam Kitap Festivali’nin ikincisini gerçekleştirip birçok sanatçıyı ağırlıyoruz. Bugün başladık ve Şebnem İşigüzel, Ayşe Kulin bizimle söyleşiler yapacak ve imza günü gerçekleştirecekler. Yine bugün Günay Acar’ın Piyanist Baturay Yarkın’la beraber özel bir konseri olacak. Yarın özel bir söyleşi günü bizi bekliyor. Belgin Bıyıkoğlu bizimle olacak, Ercan Kesal imza günü yapacak, Adasu Akın bizimle olacak. Akşamına Nazan Kesal’ın ‘Yaralarım Aşktandır’ oyunu var. Yarın akşam Tuna Kiremitçi konseri ve Ayfer Tunç’un imza günü ve söyleşisi olacak. 25 Temmuz’da Ercan Kesal’ın bir imza günü, Nazan Kesal’ın ‘Yaralarım Aşktandır’ oyunu olacak. 26 Temmuz’da Umur Talu ve Bengi Başaran imza günü yapacak, MMenzil Tepe’nin ‘A Blok 6’ oyunu oynanacak, Ahmet Ümit bizlerle olacak, Gülcan Özel bizlerle olacak. 27 Temmuz’da Ozan Ünal’ın bir belgesel gösterimini yapacağız. Yine İclal Aydın bizlerle olacak. Selçuk Şirin bizlerle olacak. Beyhan Budak bizlerle olacak. Edebiyat ve sanatla dolu bir festival bizi bekliyor” dedi.
Burayı gördüğümde gözlerime ve kulaklarıma inanamadım
Yazar Ayşe Kulin ise İz Gazete’ye verdiği demeçte, Urladam’a dair düşüncelerini, “Bir kere burayı gördüğüm zaman gözlerime ve kulaklarıma inanamadım. Çünkü Urla’nın her bakımdan, sadece edebiyat değil, sergi salonu, kütüphanesi her şeyi var ve müthiş bir yer. Ercan Kesal ve Nazan Kesal'a çok teşekkür ediyorum, özellikle benim yaşadığım yerde böyle bir yer yarattıkları için teşekkür ediyorum. Tabi ki böyle bir yerin olması çok önemli, Urla’da olduğuna da çok sevindim. İzmir’deki kültür yerleri hakkında pek bir fikrim yok ama Urladam’da var çünkü burada her şey var. Benim yazlığım olarak seçtiğim yerde böyle bir yer olması çok doyurucu” ifadeleriyle açıkladı.