İz TV’de yayınlanan KAYIT’ın bu haftaki bölümünde DİSK Genel İş Sendikası İzmir 1 No’lu Şube Başkanı Engin Topal ile 2 No’lu Şube Başkanı Ercan Gül’ün kendisine yönelttiği iddia ve ithamlara arşivden örneklerle cevap veren İz Gazete Genel Yayın Yönetmeni Ümit Kartal, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da emekten yana olan duruşundan vazgeçmeyeceğinin altını çizdi. Programda, İz Gazete’nin kurulduğu günden bu yana işçi sınıfı mücadelesini manşetlerine taşıdığı gazete kupürleri ekranlara getirildi.
“İNSANIN AĞRINA GİDİYOR!”
İz Gazete takipçilerine olan saygısından dolayı eleştirilere cevap hakkı doğduğunu ifade eden Kartal, “Yıllardır söylenen türlü yalanlarla ilgili cevap vermediğimiz zaman biz üzülmüyoruz, bizi sevenler, izleyenler ve takip edenler üzülüyor. Onlara saygımızdan ötürü cevap hakkımızın doğduğunu düşünüyoruz. Açıkçası bizi eleştiren çok, eleştirsinler de. Binlerce kişiye yayın yapan bir gazete bu. Biz nasıl insanlara eleştirilerde bulunuyorsak insanlar da bizi eleştirilebilirler. Hatta bazen ağzı olan konuşuyor, bilmeden iftira atanlar da oluyor. Çok da umursamıyoruz. Ama insanın bazı şeyler ağrına gidiyor. Neden ağrıma gittiğini açıklayayım.
“SENDİKACILAR LİNÇ EDİLİYORKEN BEN SAHİP ÇIKTIM”
Ercan Gül, haziran başında İzmir Büyükşehir tarihinin en büyük grevi yaşanıyorken, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin yönlendirdiği ve fonladığı fenomen sosyal medya hesapları tarafından linç edildi. ‘50 küsur akrabası belediyede çalışıyor’ diye linç edildi. İşçiler tramvayda, metroda, İZBAN’da bile İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde çalıştıklarını söyleyemez hale geldiler. Yılmaz Özdil’in paylaşımlarını hatırlıyorsunuz. ‘At başkan bunları işten, bunlar yatıyorlar, hak etmiyorlar, 100’er bin lira maaş alıyorlar” linçleri ve yaygarası… Ve bunda da bir karşılık buldu Cemil Tugay. Çok net söylüyorum, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin ajansı tarafından finanse edilen fenomen sosyal medya hesapları ve trol hesaplar tarafından bu linç kampanyası yürütülüyorken, ben çıktım bu stüdyoda başta Ercan Gül olmak üzere bir sendikacının akrabası olmak işten atılma gerekçesi olamaz diyerek kendisine sahip çıktım. Bana bile sahip çıktığım için onlarca hakaret, küfür geldi. Ama ben inandığımı söyledim. Grev sürecinde ve akabinde 1300 işçinin toplu işten çıkarılmasında, sonra uygulanmaya başlanan havuz garabetinde, koordinatör-çavuş meselesi üzerinden işçilere zulüm edilirken; çok net ve kararlı şekilde orada yaşadıkları zulümden ötürü beni arayan, sosyal medyadan mesaj atan, gazetemizin sabit telefonunu arayarak numarasın bırakan işçileri savundum. Bunların bir kısmı ağlayan işçilerdi” dedi.
“ANNEM ‘BIKMADIN MI İŞÇİLERİ SAVUNMAKTAN’ DİYOR”
Kartal, dünya görüşünden dolayı işçileri savunduğunun altını çizerek şu ifadeleri kullandı: “Geçen hafta sendika yöneticileri 4 gün boyunca eylem yaptı. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde bunu kendilerine yaşatanlara gerekli tonda cevabı veremeyenler ilk defa işçilerin hak mücadelesine sahip çıkan bir gazeteciye bence ‘ahlaksızca’ yorumlarda bulundular. Mesela annem diyor ki ‘Bıkmadın mı işçileri savunmaktan, bak savundun savundun ne oldu. Bıkmadın mı’ diyor. Ben elbette kimseye yaranmak için böyle yayınlar yapmıyorum. Dünya görüşümden ötürü böyle davranıyorum ama söylenenler biraz insanın moralini bozmuyor da değil.
‘CAMBAZA BAK’ OYUNU OYNUYORLAR
Benim sadece iki kitabım var. Bir tanesi ‘Ahraz’ , bu kitabı Kayseri’de DİSK’e bağlı Birleşik Metal-İş’in organize sanayi bölgesinde örgütlenmesine yardımcı olduğum, görev aldığım dönemde yazdım. Bunlar işçi öyküleri. 10 yıldır İzmir’de gazetecilik yapıyorum ama Kayseri’den sonra İstanbul’da da DİSK’e bağlı Gıda-İş sendikasının Ülker fabrikası önündeki direnişinden görev aldım. İz Gazete kurulduğu günden bu yana DİSK’in İzmir’de ve çevresinde yaptığı eylemleri defalarca manşetine taşımıştır. Diğer kitabım ‘Dünya Döner de Devran Dönmez mi’ kitabımda da DİSK Genel-İş sendikasıyla ilgili onlarca yazı vardır. Bunları bilmedikleri için ya da bilmiyormuş gibi davranmak istedikleri için ‘cambaza bak’ oyunu oynuyorlar. İşçilerin her gün işten atılır mıyım korkusuyla işe gitmelerine ses edemedikleri için ‘cambaza bak’ diyorlar.
‘SENDİKACILARIN BURNU SÜRTÜLDÜ’ İFADESİ ÜYELERİNİN İFADESİ
Sendikacıların burnu sürtüldü ifademe çok üzülmüşler. Bu ifade benim ifadem değil, bana ulaşan binlerce işçinin ifadesi. ‘Esas görevleri olan bizim hakkımızı savunmayı yerine getiremiyorlar’ ifadesi benim ifadem değil. Kendi üyelerinin ifadesi.”
