İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri, idam edilmelerinin 53 yılında Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ı andı. Konak Kıbrıs Şehitleri Caddesi’nde düzenlenen anma programı kapsamında yapılan basın açıklamasına, Türkiye İşçi Partisi (TİP), DEM Parti ve EMEP’in yanı sıra farklı siyasi oluşum ve meslek odalarından da destek geldi. Programda İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri adına basın açıklamasını İzmir Barosu Başkanı Sefa Yılmaz yaptı. Yılmaz, 68 devrimcilerinin tam bağımsız Türkiye idealine hala ulaşılamadığını ve mücadeleye devam edilmesi gerektiğini ifade etti.
Üç fidanın ne yazık ki kavgasını bugün de vermek zorunda bırakılıyoruz
İdam kararıyla Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ın fiziken öldürüldüğünü ancak fikirlerinin yaşamaya devam ettiğini belirten Yılmaz, şunları söyledi:
“53 yıl önce bugün sabaha karşı 04.00’e doğru üç fidanı kırmaya çalıştılar. Ama başaramadılar. Belki canlarını aldılar ama bugün kalbimizde, aklımızda, düşüncelerimizde yaşatmaya devam ettiğimiz bu üç fidanın ne yazık ki kavgasını bugün de vermek zorunda bırakılıyoruz. Çünkü o döneme hasredilen faşizmin bir örneğini bugün de yaşıyoruz.
Asarak, katlederek yok edeceklerini sana egemenlerin isimlerini ise bugün hatırlayan yok
İnsanların, toplumların hafızasında yer etmiş ve asla unutulmayacak bazı tarihler vardır. Bunlardan bir tanesi 6 Mayıs 1972. Bir kuşak düşünün ki bilincini, canını, tüm hünerlerini hiçbir kişisel menfaat düşünmeden halkın mutluluğu ve ülkesinin özgürlüğüne versin. Bir kuşak düşünün ki düzenin insanı olsalar sorun ve sıkıntı yaşamadan bir ömür sürebilecekken tüm bunları ellerinin tersiyle itip halkı için kavgaya girişsinler.
Bir kuşak düşünün ki Denizler, Mahirler, İbrahimler, Sinanlar diye anılsın. Bilinsin, bu isimler çocuklarda yaşasın, hiç unutulmasın. İşte o kuşanın en yiğit evlatlarından Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan'ın idam edilişlerinin yüz bölümünde aradan geçen yarım asırdan fazla süreye rağmen binlerce insan hala sokaklarda onları anıyor. Mezarları bir çiçek bahçesinden farksız. Egemenler, o gencecik insanları asan faşistler bilmiyor ki aslında halkımız kendisi için savaşan, dövüşen, bedel ödeyen insanları unutmuyor. Asarak, katlederek yok edeceklerini sana egemenlerin isimlerini ise bugün hatırlayan yok.”
Öldürdüler ancak yok edemediler
Üç Fidan’ın idamını ‘hukuk faciası’ sözleriyle tanımlayan Yılmaz, “Deniz’ler, bir hukuk faciasıyla idam edildiler. Deniz’leri katlettiler. Verilen kararın ne hukuki bir yanı vardı ne de vicdani. İdamlar hiçbir zaman meşru olmadı. Hukuki olmadı. Öldürdüler ancak yok edemediler. Deniz’lerin cesareti, yurt ve halk sevgisi, kararlılığı, bilinci, inancı bugün hepimize daha çok yol göstericidir. 25’li yaşlarında üç gencin tüm varlıklarını bağımsızlık ve devrim kavgasına adaması bu adanmışlığı idam sehpasında son sözleriyle haykırmaları halen en önemli miraslardan biridir” dedi.
Deniz’lerin verdikleri mücadele bugün hala en değerli mücadeledir
Ülkenin mevcut düzende hala hedeflenen noktaya gelmediğini ve mücadeleye devam edilmesi gerektiğini söyleyen Yılmaz, şu ifadeleri kullandı:
“Ülkemiz hala yoksulların, işçilerin, köylülerin, emekçilerin ağır sömürü şartları altında yaşamak zorunda bırakıldığı bir coğrafyadadır. Ülkemiz hala en ağır baskı dönemlerinden birini yaşamaktadır. Bağımsızlık, demokrasi, sosyalizm bugün halen ekmek, su gibi en acil ihtiyaçtır. Bu nedenle de Deniz’lerin verdikleri mücadele bugün hala en değerli mücadeledir. Bizler Deniz’lerin manevi mirasını devralmak o mücadele bayrağını yere düşürmemek ülkemizi bağımsızlığa halkımızı özgürlüğe kavuşturmak zorundayız. Onları hayatın her alanında mücadelenin her zerresinde yaşatmaya devam etmek zorundayız. Halkımız insanca yaşayacak bir düzene kavuşana kadar mücadeleyi büyüterek sürdürmek zorundayız. Deniz’lere sözümüz ülkemizin bağımsızlığı halkımızın özgürlüğü olmalıdır. Onların son sözlerinde söylediği gibi ‘yaşasın halkların kardeşliği kahrolsun faşizm.’”
Denize karanfil bırakıldı
Açıklama sonrası grup, Gündoğdu Meydanı’na yürüdü. Yürüyüşün ardından ‘Üç Fidan’ın anısına denize karafil bırakıldı.