Türkiye’de sosyal güvenlik sisteminin içinde bulunduğu finansal kriz her geçen gün derinleşiyor. SGK’ya kayıtlı çalışan emekli sayısı 2024 yılında 2 milyon 105 bin kişiye yükseldi. Öte yandan, kayıt dışı çalışan emeklilerle birlikte bu sayı yaklaşık 3,5-4 milyon kişiye ulaştı. İflasa sürüklenen SGK, Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) standartlarına göre tehlikeli bir noktada bulunuyor. Sosyal güvenlik reformları, Süper Emeklilik ve Kıyak Emeklilik gibi geçmiş düzenlemeler ise emekliler arasında büyük maaş uçurumlarına yol açtı.

Türkiye’nin sosyal güvenlik sistemi, 2024 yılında büyük bir finansal çıkmazla karşı karşıya. SGK’nın aktif/pasif dengesinin ILO standartlarının çok üzerinde olması, sistemin sürdürülebilirliğini tehlikeye atıyor. 2023 yılındaki emeklilik düzenlemeleri ve EYT yasası sonrası emekli sayısındaki artış, aktif/pasif dengesini olumsuz etkileyerek bu oranı 1,61’e çekti. Oysa ILO standartlarına göre, her 4 aktif çalışanın 1 emekliyi finanse etmesi gerekiyor. Türkiye’de ise 1 çalışan 1,61 emekliyi finanse etmek zorunda kalıyor.

Çalışan emekli sayısında büyük artış

Sosyal güvenlik sisteminin finansal darboğazı, son yıllarda çalışan emekli sayısının hızla artmasıyla daha da belirginleşti. 2022 yılında 945 bin olan SGK’ya kayıtlı çalışan emekli sayısı, 2024 sonunda 2 milyon 105 bine çıktı. Ekonomik zorluklar ve yüksek enflasyon nedeniyle daha fazla emeklinin çalışmaya devam etmesi, sistemin üzerindeki yükü daha da ağırlaştırıyor. Kayıt dışı istihdamla birlikte, bu sayı 3,5-4 milyon kişi seviyelerine ulaşmış durumda.

Türkiye'nin ilk uçan otomobili: AirCar insanlı uçuşlara başladı Türkiye'nin ilk uçan otomobili: AirCar insanlı uçuşlara başladı

Maaş farkları büyüdü!

Türkiye’nin sosyal güvenlik sistemindeki adaletsizlikler, emekliler arasındaki maaş uçurumlarını büyütüyor. 'Süper Emeklilik' sistemi ve 'Kıyak Emeklilik' gibi düzenlemeler, emekliler arasındaki eşitsizlikleri derinleştiriyor. Özellikle Anavatan Partisi (ANAP) döneminde başlatılan 'Süper Emeklilik' ve sonrasında AKP hükümetinin milletvekillerine yönelik 'Kıyak Emeklilik' uygulamaları, maaş farklarını uçurmuş durumda. Milletvekilleri, 2 yıl görev yaparak yüksek maaşlarla emekli olurken, SGK’lı emeklilerse daha düşük maaşlarla yaşamaya devam ediyor.

2000 sonrası emeklilerin hak kayıpları

Kemal Derviş döneminde yapılan sosyal güvenlik reformları, 2000 sonrası emeklilerin hak kaybına uğramasına yol açtı. Prim gün sayısı arttırılırken, emeklilik yaşları kademeli olarak yükseltildi ve maaş bağlama oranları düşürüldü. Bu düzenleme, 'intibak sorunu' gibi uzun süredir çözülemeyen problemlere yol açtı ve 2000 sonrası emeklilerin maaşları, 2000 öncesi emeklilerden çok daha düşük seviyelere indi.

AKP döneminde emeklilik sistemi: 2008 reformu ve sonrası

2008 yılında yapılan reform, emeklilerin maaşlarını ciddi şekilde düşürdü ve SSK, Bağ-Kur ve Emekli Sandığı gibi sosyal güvenlik kurumları tek çatı altında birleştirildi. Bu dönemde, emekli maaş bağlama oranları yüzde 50’ye kadar düşürüldü. 2008 reformu sonrasında, emekli maaşları hızla düşerken, emekliler de ekonomik sıkıntılarla karşı karşıya kaldı. Özellikle şehirlerde inşa edilen işçi blokları, emeklilerin hayat standartlarını iyileştirme amacı taşısada, bu iyileştirmeler kısa vadede sona erdi.

Sosyal Güvenlik Reformu ve Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi (TES)

Günümüzde, Türkiye’nin sosyal güvenlik sistemini kurtarmak amacıyla, Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi (TES) gibi özelleştirme projeleri gündeme gelmiş durumda. TES, çalışanlardan SGK dışında bir ikinci prim tahsilatını gerektirecek ve işverenle devletin katkı sağlamasını öngörecek. Bu sistem, Şili ve Arjantin gibi ülkelerde uygulanarak sosyal güvenlik sisteminin özelleştirilmesini sağlamıştı. Türkiye’nin TES uygulaması, SGK’nın içinde bulunduğu mali dar boğazı aşmak amacıyla devreye girebilir.

Kaynak: ANKA