İzmir Büyükşehir Belediye (İzBB) Başkanı Dr. Cemil Tugay, kent gündemindeki konu ve gelişmeleri değerlendirmek üzere basın açıklaması gerçekleştirdi. Tugay açıklamada, basın mensuplarının sorularını da yanıtladı.
Tugay, 2023 yılının 26 Mart’ında imzalan TİS’in, belediye bütçesine ciddi bir yük getirdiğini ve bu sözleşmeyle birlikte 5 bin 800 işçinin 90-100 bin TL arası maaş aldığını kaydederek, “İlçe belediyelerimizde anlaşmazlık sonrasında grevler, grevlerden sonra yaşanan kötü görüntüler oldu. Bizim de şu anda bir TİS sürecinde 2 şirketimizle görüşmelerimiz devam ediyor. Aslında 1 Ocak’tan itibaren geçerli olacak bir rakam üzerine konuşuyoruz. 31 Aralık’taki sözleşme bitti ve 1 Ocak’tan itibaren hak edilmiş bir rakam üzerine anlaşmaya çalışıyoruz. Aslında bu günlerde hem İzmir’de hem Türkiye’de ödenmiş olan rakamları ödemeye hazırız. Zaten aşağı yukarı onlara çok yakın rakamlarda teklifleri arkadaşlarımız yaptı. Ancak bizde dengeyi bozan bir durum var, 31 Mart 2024’te seçim oldu. 26 Mart günü bir önceki belediye başkanımız 5 bin 800 belediye çalışanını kapsayan bir sözleşme imzaladı. Üstelik seçime 5 gün kala onun imzalanmasının acelesi yoktu ve bunu ‘ben işçi dostuyum’ diye duyurdu ki kendisi aday değildi. Kendisinden sonraki dönemi kapsayan bu anlaşmayı yaparken belediyenin dengesini bozacak bir TİS’e imza attı. O tarihte yüzde 67’lik bir artış verdi ve her 6 ayda bir de 6 aylık enflasyon ve 3 puanlık artış verdi. Bu artışlarla arkadaşlarımızın net olarak eline geçen rakamlar 90-100 bin TL arasına geldi. Ben belediyemizin bütçesi elverse arkadaşlarımız adına çok sevinirdim. Ama böylesine bir ekonomik ortamda, üstelik bütçemizin yüzde 45 kesintiye uğradığı bir ortamda böylesine hareketi ben ancak sorumsuzluk olarak nitelendiririm. Bunun adı sorumsuzluktur. Bunun işçi dostu olmakla bir alakası yok” dedi.
“En düşük 60 en yüksek 77 bin TL teklif ettik”
İZENERJİ’de devam eden TİS süreci için teklif ettikleri rakamı açıklayan Tugay, “Biz bütün işçilerin dostuyuz ama belediyenin bütçesi maaş ödemeye yetmiyorsa, bunu karşılayamıyorsa bunun adı sorumsuzluk olur. Şu an içinde bulunduğumuz durumda daha önceden verilmiş bu yüksek ücretler nedeniyle şu anda TİS masasında oturanlar ‘biz de böyle bir ücret talep ediyoruz’ diyorlar. Onlara belediyenin bütçesinin bunu karşılamasının mümkün olmadığını söylüyoruz. Bütün paramızı işçiye versek yine yetmiyor. Buna karşılık makul tekliflerle anlaşmaya çalışıyoruz. Zaman zaman çalışanlarımızı kışkırtacak laflar edildiğini duyuyorum. Hepimiz, arkadaşlarımızla beraber İzmir halkına en iyi hizmeti yapmak üzere omuz omuza çalışan iş arkadaşlarıyız. Belediyemiz benim yönetimimde tasarruf için azami gayreti gösterdi. Biz ne kadar sıkı tedbirler alırsak alalım daha önce yapılmış sözleşme gibi bir sözleşme imzalayıp verebilecek bir gücümüz yok. Şu an itibariyle yüzde 26-27 arasında güncel rakama göre bir artışı ilk 6 ay için, ikinci 6 ay için enflasyon farkıyla bir artış olacak. Şu anda aslında teklif ettiğimiz rakamla alınacak en düşük ücret 60 bin ila 77 bin arasında bir rakama gelecek. Bunun kötü bir teklif olmadığını düşünüyoruz. Buna karşın sendikanın bize ilettiği tek teklif de yüzde 110 civarı bir artış talebi var. Arada bir rakam bize söylemediler. Onun için ne üzerinden konuşacağımızı bilemiyoruz ancak herkesin diğer belediyelerle imzalanmış sözleşmelere bakmasını ve tekliflerimizi karşılaştırmasını rica ediyorum” diye konuştu.
“Genel başkanlara durumu anlattık”
Belediye-İş ve Genel-İş Genel Başkanları ile görüşmesine değinen Tugay, “Geçen hafta biliyorsunuz Ankara’ya gittim. Hem Belediye-İş hem Genel-İş sendikalarının genel başkanlarıyla görüşme yaptım. Onlara detaylarıyla durumu anlattık ve en azından bizim ağzımızdan ne gördüğümüzü duymalarını istedik. Bizim için çok değerli bir görüşme oldu. Kabul ettikleri için genel merkeze çok teşekkür ediyorum. Bu konu mutlaka çözülecek. Umuyorum aklı selimle, şehri üzecek şeyler oluşmadan çözülecek, çözülmek zorunda. Ne kadar nerede fedakârlık yapabiliyorsak sizlerin önünde söz veriyorum. İzmirlilerin zaman zaman benimle ilgili yanlış algı çalışmalarına yönlendirildiğini görüyorum. Ben bir öğretmen çocuğuyum, 15 yıl memurluk yaptım. Akrabalarım, çevrem, her zaman maaşla çalışan oldu. Ben bu ülkenin ve şehrin orta ve alt kesiminden geliyorum. Dolayısıyla dar gelirli, sıkıntılar içerisinde yaşayan insanların neler çektiğini biliyorum. Şu anda sorumluyla ilgili, ekonomik tablonun sorumlusu olanları hiç konuşmayıp, o gün için belediyeyi yöneten insanları hedef göstermek bence çok yanlış çünkü söylediğim gibi yüksek enflasyon, yüksek faizler, yüksek kesintiler ve bizim dönemimizden önce alınmış bazı kararlar nedeniyle bugün buradayız. Bunun sorumlusu biz değiliz deyip de işin içinden çıkabilsek yaparız ama bizler hizmet sağlayıcılarız. Halkımıza karşı sorumluluğumuz var, o nedenle herkes üzerine düşeni yapacak” ifadelerini kullandı.
“2025’le ilgili tüm hesaplarımız alt-üst oldu”
SGK’nın prim borcuna istinaden gerçekleştirdiği kesintilerin 2025’le ilgili tüm hesapları alt-üst ettiğini aktaran Tugay, “Bugünlerde en çok konuştuğumuz şey genel olarak belediyelerin içinde bulunduğu ekonomik sıkıntılar. Şöyle ki, geçen yıl gerçekten zor bir yıl oldu. Seçim yılıydı ama onun dışında ülkenin yüksek enflasyon ve faizli tablosu gerçekten herkesi çok yormuştu. Belediye gelirleri artmıyor, buna karşılık giderler sürekli yükseliyordu. Böyle bir tablo içerisinde seçim yapıldı ve olabildiğince yatırımlar devam ettirilmeye çalışıldı. Bütçe kesinleşme oranlarına bakıldığında hedeflerden çok uzaklaşılmadığını görüyoruz. Göreve geldiğimizde ‘hedeflerimizi doğru belirleyeceğiz, tasarruf yapacağız’ diye hesaplamıştık, ta ki vergi ve SGK borçlarının bence hukuksuz bir şekilde belediye kaynaklarından kesilme kararına kadar. Buna bir hazırlık yapılmış olsa, bununla ilgili önceden belediyeler hazırlanmış olsa kabul edilebilirdi ama hazırlıksız bir anda ‘tak’ diye bir karar verildi ve yüzde 45’i bulan kesintiler yapıldı. Dolayısıyla 2025’le ilgili bütün hesaplarımız alt-üst oldu. Belediye olarak bizim en temel görevimiz temel belediyecilik hizmetlerini aksatmadan hizmet yapmak. İzmir’de de kamuoyu araştırması yaptığımızda beklentileri belli. Onları karşılayacak çalışmalar yaptık. İzmir için altyapı, trafik, ulaşım, kentsel dönüşüm beklentisi var diyebiliriz. Dolayısıyla herhangi bir başka konuda gereksiz bir harcama kalemine gitmeden elimizdeki kaynakları temel hizmetlerde öncelikli olarak kullanmak üzere yola çıktık. Bunun üzerine koymamız gerektiğini düşündüğümüz en önemli kalem sosyal yardım kalemleriydi. Toplumun farklı kesimlerine pek çok farklı kesimlerine pek çok farklı yardım kalemimiz var” dedi.
“Ödenmeyen SGK borçlarına yüzde 48 faiz konuyor”
Ödenmeyen SGK prim borçlarına yüzde 48 faiz işletildiğini, o borç ödenmediğinde faize de faiz işletildiğini söyleyen Tugay, “Belediyenin ekonomik anlamda problemli olmasının nedenli üzerine konuşmak istiyorum. 3 aşağı 5 yukarı aslında her yerde neden aynı. Ülkenin ekonomisi kötü, ülkenin ekonomisi özel şirketleri de belediyeleri de aynı şekilde etkiliyor. Çok net olarak bu konuyu konuştuğumuz her kurumla sohbetimizde ortaya çıkıyor. Faizler bir türlü düşmedi, İmamoğlu’na yapılanlardan sonra ekonomide yine bir çalkantı oldu ve faiz artışı yaşadık. Enflasyon, faiz düşmedi, döviz yükseliyor, alınan her türlü ürünün girdi maliyetleri yükseldi ve her şey yükselmeye devam ediyor. Buna karşılık üretim artışı olmadığı için maalesef ekonomi düzelmiyor. Aslında durum bu kadar basit ama ülkeyi yönetenler bu işi toparlayamadı. Bu sıkıntı bütün kurumlara yansıyor. Belediyelerin tabi siyasi bir kimliği var ve hizmette yarışmak zorundalar. Seçimlerden sonraki dönemlerde şartlar zorlanıyor. Belediyeler keyfi harcamalar yapıyor suçlamasını kesinlikle kabul etmiyorum. Harcama kalemlerinde personel giderleri her belediyelerde birinci sıradadır. Şimdi artık yeni bir kalem var, vergi ve SGK borçlarının faizleri. Ödemediğiniz her borç için yüzde 48 faiz konuyor. Bir sonraki ay o faizin de faizini ayrıca hesaplıyorlar. Bu kadar yüksek faiz, bu kadar yüksek enflasyon olmasa personel maaliyetleri, SGK giderleri yükselmeyecek. Uzun zamandır, 2021 yılından beri en büyük sıkıntı bu. Biz de en büyük harcamamızın personel gideri olduğunun farkındayız. Çalışan her bir arkadaşımızın hakkına, hukukuna en yüksek saygıyı hissediyorum” dedi.
“Değerlendirmesi gereken İl Başkanlığı ve Disiplin Kuruludur”
Eski Karşıyaka Belediye Başkanı Hüseyin Mutlu Akpınar’ın kendisi hakkındaki sözlerine yanıt veren Tugay, “Karşıyaka Belediye Başkanı oldum diye ‘şansızım’ demem. İki bölgenin iki şehrin belediye başkanlığını yapmış olmanın onurunu yaşıyorum. Belediye başkanlıklarım döneminde şanssızlıklar yaşadığım çok açık, dolasıyla bu herkesin şanssızlığı sadece benim değil. Eski Karşıyaka Belediye Başkanının dönemiyle ilgili pek çok şeyi onaylamadığım doğru. O dönemde alınan işçi sayılarına borç miktarına bakılabilir. Neticede insanlarımızı bu tür şeylerle üzmenin doğru olmadığını da düşünüyorum. Bir pandemi, bir deprem ve ekonomik kriz ve baskı altında Karşıyaka’ya İzmir’in hiçbir yerinde yapılmamış ölçüde yatırımlar gerçekleştirdik ve o yatırımlar orada duruyor. Orada gurur duyulacak işler yaptım. Sayın eski başkanın söylediklerini dinlemedim, sadece bir konuşma olduğu söylendi ve hukukça arkadaşlardan incelemelerini rica ettim ve baktılar, parti disiplini ve etiği açısından sorun olduğunu söylediler. Bunu değerlendirmesi gereken il başkanı ve partinin disiplin kurullarıdır. Haddini ve saygı sınırlarını aşmış da olsa birileri bir şeyler söyledi diye işimi gücümü bırakıp kişisel kavgalar içerisine giremem. Kendi pozisyon ve yetkilerini kaybetmiş insanların bana saldırarak prim yapma çabalarını seviyesiz buluyorum. Ama bizim işimiz bu değil, bizim işimiz şehrin sorunlarıyla ilgilenmek. O yüzden kusura bakmasın kendisini ciddiye alarak onun istediği şeyi yapmayacağım” diye konuştu.
“İşçimenler Ünsal ile sorun yok”
Mevcut Karşıyaka Belediye Başkanı Yıldız İşçimenler Ünsal ile arasında sorun olup olmadığı yönündeki soruya yanıt veren Tugay, “Karşıyaka Belediye Başkanımızla kurumsal olarak iletişimimiz sürüyor. Çok iyi bildiğimiz sorunlarına hâkim olduğumuz bir ilçe olduğu için de bize ihtiyacı olan her an oradayız, çaba gösteriyoruz. Gelecekte de Karşıyaka’nın bekleyen işlerini çözeceğiz. Zaman zaman anlaşmazlıklar olabilir ama herkes kendi görevini yaptığı zaman sorun olmaz” diye konuştu.
EXPO’daki adres değişikliğinin sebebi belli oldu!
Botanik EXPO’nun neden İnciraltı’nda yapılacağını, ilk etapta EXPO alanı olarak belirlenen Yeşildere’deki alana ne yapılacağını duyuran Tugay, “Botanik EXPO için bir alan değişikliği oldu. Onu da daha önce açıklamaya çalışmıştım ama Yeşildere’de belirlenmiş alan yapılaşmış bir alandı ve geçen dönem o alanın bir plan değişikliğiyle tamamen boşaltılması ve rekreasyon alanına dönüştürülmesi için kamulaştırma kararı alındı. Kamulaştırma süreci önemli ölçüde aksamış durumdaydı. Ocak başından itibaren de durdurulmuştu. Göreve geldiğim zaman hızlıca bir rapor istedim, şunu anladık; yüzlerce, hatta bin civarında uzlaşılamamış, mahkemelik olunmuş kamulaştırma işi devam ediyor. EXPO’nun oraya yetişmesi mümkün değildi, bu durumu EXPO yönetim kuruluyla görüştük ve başka yerde yapılması gerektiğini, süre uzatılması gerektiğini söyledik. Son yaptığımız toplantıda İnciraltı’nı EXPO alanı olarak kabul ettiler. Bu, zorunlu olarak verdiğimiz bir karar. Bu arada da Yeşildere plan kararı alındığı gibi bir rekreasyon alanı olacak. Zaten enkaz görüntüsünde olan binaları temizledik. 750 milyon TL’lik kamulaştırma harcaması yaptık. O nedenle şu anda gelebildiğimiz noktaya geldik ama bu çalışma devam edecek. Görev süremi tamamladığımda orası düzenlenmiş ve kullanıma açılmış olacak. Çevresinde de bir kentsel dönüşüm hareketini tetikleyeceğini, kolaylaştıracağını düşünüyorum” ifadelerini kullandı.
İnciraltı Planları değerlendirmesi: Çekincelerimizi söyledik
İnciraltı planları hakkında konuşan Tugay, “İnciraltı’nın yapılaşmayacağını düşünmek gerçekçi değil. Eskiden tarım yapılan alanlar başka türlü şeylere dönüştürülüyor ve oradaki mülk sahipleri de oranın yapılaşmaya açılmasını istiyor. Burada doğru bulduğumuz şey şehrin oradan yararlanmasın korunması, yoğun bir yapılaşma olmadan açılabilmesidir. Böyle bir duruş sergiledik, bakanlıkla böyle bir iletişim sürdü. Bu iletişimi aslında biz doğrudan yapmadık, Balçova Belediyesi aracılığıyla yaptık. Büyükşehirle olan diyaloğu siz sürdürün, bakanlıkla da siz görüşün demiştik. Dün de arkadaşlarımız toplantı yaptı, bazı noktalardaki çekincelerimizi söyledik, bunları itiraz olarak bakanlığa ileteceğiz. SİT alanlarının küçültülmemesi, sosyal donatı alanlarının yüksek tutulması noktasında bir plan çıkacaktır diye düşünüyorum. Odalar bizim çok değer verdiğimiz kurumlar. Arkadaşlarımız pek çoğu odalardan gelen, tüm hassasiyetleri vardır, bir şey diyemem. Biz bu şehri yönetirken uzlaşmacı bir tavırla yönetmek durumundayız. Dolayısıyla bulunduğumuz noktalar burada farklılaşıyor, biz çözüm üretmek zorundayız. Orada da makul bir noktada durmaya özen gösteriyoruz” dedi.
“Kurultay soruşturması komik bir şeye dönüştü”
Tugay, kurultay soruşturması kapsamında telefon kayıtlarının istenmesini değerlendirdi. Herhangi bir çekincesi olmadığını aktaran Tugay, “Kurultay soruşturmasının artık komik bir şeye dönüştüğünü düşünüyorum. Defalarca kez söyledim, o süreçte görüştüğüm pek çok insan var, pek çok şey de söyledim ama kimseyle bir alışverişim olmadı. Her türlü telefon görüşmeme bakabilirler, hiçbir endişem yok. Benim dışımdaki süreçte bilmediğim şey var mıdır? Bilmiyorsam bilemem. Özellikle o değişimi savunan insanlar etik dışı bir yönteme sapmadılar. Böyle bir şeyin gerçek olduğunu düşünmüyorum ama partinin itibarını azaltmaya çalışan pek çok çalışma yapılıyor, bunlardan birisi de kurultay soruşturması. Genel Merkez bunun için ayrı bir kurultay yaptı biliyorsunuz, aynı delegelerle yeniden seçildi genel başkanımız. Ben artık bu tartışmanın uzatılmaması gerektiğini düşünüyorum” şeklinde konuştu.