Kooperatif davasını yakından takip eden ve Tunç Soyer’in de avukatlığını üstlenen CHP İzmir İl Hukuk Komisyonu Başkanı Murat Aydın, davayla ilgili konuştu. Partililere bu konuda sitem eden Aydın şu açıklamalarda bulundu:“Ülkenin hukuk sürecini görüyorsunuz. Hepimiz bu hukuksuz düzene karşı direnç gösteriyoruz. İzmir’de yaşanan süreçle ilgili bilgi vermek istedim. Biliyorsunuz dün kooperatif duruşması sona erdi. Ara karar verildi, 5 arkadaşımız tahliye edildi, 6’sının tutukluluğuna karar verildi. Bu arkadaşlarımız CHP’li oldukları için infaz kurumlarında yatıyorlar, bizim için yatıyorlar. 13 Ekim’de Bayraklı Adliyesi’nde duruşma var. Tam 3 gün bunun mücadelesini verdik. Nihayet İzmir’de yapılmasını sağladık.
Duruşmanın ilk gününde CHP örgütünün sayısı çok zayıftı
Bu 3 gün boyunca gerçekten üzüldük, duruşmanın ilk gününde CHP örgütünün sayısı çok zayıftı. Genel Başkanın duruşmadan ayrılmasının ardından neredeyse kimse kalmadı. Bu süreçte her şeye rağmen en güçlü temsiliyet Karşıyaka örgütünündü. Çok teşekkür ediyorum.
Cezaevine avukat olarak bile girmek zordur
Cezaevinde kalmak çok zordur, avukat olarak bile oraya girmek zordur. Cezaevinde tutuklu bulunan birisi mahkeme salonuna geldiğinde önce dinleyici sırasına bakar, sonra kim yok diye üzülür. Tutuklu arkadaşlarımız için mektup çok kıymetlidir. Bütün tutuklu arkadaşlarımıza mektup yazmanızı, onlara desteğinizi doğrudan iletmenizi rica ediyorum. Onlara yalnız olmadığını göstermeliyiz.
Çünkü onlar, 6 metrekare bir koğuşta yatamam deyip arkasına bakmadan topuklayanlar gibi kaçmıyorlar. CHP kurumsal kimliğiyle ağır bir saldırı altındadır. CHP bu saldırıyla topyekun mücadele etmezse, kendi iç çatışmalarını bu mücadeleden daha önemli bir yere koyarsa, emin olun değerlerimiz, kazançlarımız erozyona uğrar.”
"Burada bir kamplaşma olmuş!"
Kürsüye gelen Karşıyaka eski Belediye Başkanı Cevat Durak ise, belediye başkanlığı döneminde hiçbir zaman örgüte müdahale etmediğini ifade ederek şunları söyledi: “Burası bizim ailemiz, ev sahibiyiz. Ev sahipliği bize düşüyor. Partimiz zor günlerden geçiyor. Bu kadar partimizle uğraşılırken birebirimizle uğraşma gibi bir zorunluluğumuz olmamalı. Biz bu kadarız, çok fazla değiliz. Türkiye’deki bu gidişata dur demek isteyen dışarıda milyonlarca insan var. Onlara destek olacağız. Biz bir bütünün parçalarıyız, bizi bölmeye kimsenin gücü yetmeyecek. Biz bu görevi gençlere güvenerek onlara bırakmak zorundayız. Bu ülkeyi onlar düzeltecek. Ben bu kongrede tarafım, bunu söylüyorum. Hiçbir zaman yanar döner olmadım. Bu partide çok sıkıntılar çeksem de hiçbir konumda ilçeme müdahale etmedim, belediye başkanı olarak kimseye müdahale etmedim, ettirmem de. Salona kapıdan girerken üzüldüm, bir kamplaşma olmuş. Bizi, ne olursunuz, bölmeyin. Biz bu saatten sonra sizden başarı bekliyoruz, belediye başkanlarımıza sahip çıkacağız; onların da bize sahip çıkması lazım.”
"Havasını alacaklar!"
CHP İzmir eski İl Başkanı Ali Engin ise birlik ve beraberlik vurgusu yaptığı konuşmasında, “Bu kurultaylarda CHP’nin parçalanacağını sananlar havasını alacak. Burada ilçe başkanımız gördüğüm kadarıyla belediye ile uyumlu çalışıyor. İlçe belediye başkanlarımızın yanında olacağız. Hiç kimseyi ötekileştirmeyeceğiz. CHP bizim evimiz olduğu için yine bir aradayız, bu mücadeleyi tüm ilçeler ile el ele vereceğiz. Bu bir görev, yorulmayacağız. Aramızda zaman zaman nöbet değişimleri olabilir. Partimize genç bir genel başkan seçtik, gençleştik. Daha önce görev yapmış olan genel başkanlarımıza da sahip çıkmalıyız. Kılıçdaroğlu’na da saygıda kusur etmememiz lazım” ifadelerini kullandı.
"Belediye başkanları örgütü yönetmeye kalkmasın!"
İl disiplin kurulu eski başkanı Birol Soylu, ilçe belediye başkanlarının kongrelere müdahale etmemesi gerektiğinin altını çizerek, “Hepimizin ağzında birlik ve beraberlik var. Bir arada olduğumuzu konuşup birlik ve beraberliği beceremeyen bir partiyiz. Partimizin yazılı olmayan kuralları vardır; kongreler kongrede, kurultaylar kurultayda kalır. Buna uymuyoruz. Biz Karşıyaka örgütü olarak farkımızı ortaya koyalım. Bu kapıdan sonuç ne olursa olsun el ele çıkalım. En iyi hizmeti kim verir, herkes bir tercih koyacak. Ancak biz bazı yerlerde başkanların örgütünü seçtik. Ama başkanlar örgütün başkanıdır. Örgüt, belediye başkanlarının ve herkesin de üstündendir; genel başkanı temsil eder. Karşıyaka ilçe kongresine Büyükşehir Belediye Başkanımız karışmadı, Karşıyaka Belediye Başkanımızın da karıştığına şahit olmadım. Ama buradan sesleniyorum: Bu örgütü rahat bırakın, değerli belediye başkanları. Uyum şart ama hiçbir belediye başkanı örgütü yönetmeye kalkmasın” dedi.
