Sosyal güvenlik harcamalarına aktarılan ödenekler sekiz ayda toplam bütçe harcamaları içinde faizden sonra yüzde 11,6 ile ikinci sırada yer alırken, 2025 bütçesinde 1 trilyon 882 milyar TL ayrılan sosyal güvenlik ödeneklerinin yüzde 56,4’ü 8 ayda arasında kullanıldı. Buna karşılık SGK’lılara yapılan ilaç, tedavi, tetkik vb. sağlık desteği ödemleri piyasadaki gerçek tutarların çok altında kaldığı için, SGK’lıların cebinden yüklü tutarda katkı payı ya da özellikle gözlük, işitme cihazı, MR, tomografi, ultrason vb. cihaz ve tetkiklerde doğrudan cepten ödeme zorunlu hale geliyor.
Gözlük için yapılan ödeme 130 TL
Özellikle sayıları 16 milyonu aşan emekli, dul ve yetim SGK’lılar için belirlenen ödeme tutarları piyasadaki reel fiyatların çok altında ve komik düzeylerde kaldığı için emekliler ya cepten yüklü tutarlarda ödeme yapmak ya da ihtiyaç kredisi, kredi kartına taksit vb. için bankalara borçlanmak zorunda kalıyor.
SGK’nın görme zorluğu çeken emekli veya çalışan SGK’lılara göz muayenesi ve görme bozukluğu raporu koşuluyla ödediği tutar çerçeve için 100 TL, cam için 30 TL olmak üzere toplam 130 TL. Piyasada ise en düşük çerçeve fiyatı 1750-2500 TL arasından başlayıp çerçevenin kalitesine göre daha yukarılara çıkıyor.
Gözlük camında da SGK ödemesi 30 TL. Enflasyon ve piyasa fiyatlarıyla optikçilerdeki gerçek fiyatların çok uzağındaki bu tutarı almak için gereken bürokrasi yanında, numarasına göre en düşük gözlük camı fiyatı 2 bin TL’den başlıyor. Bu fiyat camın kalitesi, özellikleri, organik cam ve mavi ışığa duyarlı olup olmamasına göre 8-12 bin TL’ye kadar çıkıyor. Dolayısıyla SGK’nın görme zorluğu çekenlere ödediği 130 TL cam-çerçeve parası adeta ‘görmezsen görme’ anlamına geliyor.
İşitme cihazı için sadece 4 bin TL
İşitme kaybı yaşayan SGK’lılar içinde bu vahim tablonun benzeri söz konusu. Devlet ve Şehir hastanelerinde Odiyoloji (İşitme) Polikliniklerinde Odiyometri (İşitme testi) için en erken 2,5-3 ay sonrasına randevu veriliyor. MR, Ultrason, tomografi vb. tetkiklerde ise randevu süresi 4-6 aya kadar uzuyor. Odiyoloji polikliniklerinden alınan işitme kaybı raporlarına SGK’nın ödediği cihaz desteği kulak başına 4 bin TL olmak üzere 8 bin TL. Özel işitme merkezlerinde 4-5 bin TL arasında değişen işitme testi sonuçları SGK tarafından kabul edilmiyor ve 8 bin TL ödeme de yapılmıyor.
Buna karşılık işitme cihazlarında en düşük kalite kulaklık fiyatı 15 bin TL’den başlayıp cihazın teknolojik özelliklerine göre 75-85 bin TL’ye kadar çıkıyor. Piyasadaki ortalama cihaz fiyatı ise 35 bin TL düzeyinde. SGK ile anlaşmalı işitme cihazı bayileri kurumun ödediği tutarın piyasa gerçekliğinden kopuk olduğunu, işitme kaybı raporu olanların SGK’nın ödediği tutarın 2-5 misline varan farkı kendi ceplerinden karşılamak ya da bankalardan ihtiyaç kredisi çekmek zorunda kaldığını vurguluyor.
Emekli aylıklarının açlık sınırının altında kalmasının ötesinde görme, işitme cihazlarındaki bu tabloyla devlet milyonlarca SGK’lıya, gözlük ve işitme cihazı ihtiyacı olan milyonlarca emekliye; ‘görme, duyma, paranı kendi cebinden öde’ diyor. Yılbaşında SGK muayene katılım paylarının yüzde 500’ün üzerinde artırılmasına yönelik tepkilerin artması ve Türk Tabipleri Birliğinin (TTB) itirazları ardından zam oranı yüzde 157-180 arasına çekilmişti.
Bunun yanında ayakta muayene ve tedavilerde yazılan reçete ilaç tutarının yüzde 10-20’si arasında SGK’lılardan ‘katılım payı’ alınıyor. Başta kanser olmak üzere pek çok ağır hastalıkta ise kullanılan ilaçların önemli kısmı SGK’nın geri ödeme listesinde yer almıyor. Sosyal devlet ilkesi çerçevesinde ücretsiz olması gereken sağlık hizmetlerinde, tetkik ve tedavi ücretlerindeki katılım payları SGK’lıları yaşamla ölüm arasında sıkıştırıyor.
Yüksek enflasyon, kurlardaki artışa rağmen SGK’nın belirlediği tarifeler, ödeme oranları ve ödenen ücretlerin düşüklüğü nedeniyle giderek daha çok sayıda özel hastane, tedavi merkezi, diyaliz merkezi SGK ile anlaşmalarını feshediyor. Anayasadaki sosyal devlet ilkesi ve yıllarca prim ödeyen emeklilere ücretsiz sağlık hizmeti, ilaç, tedavi tümüyle kağıt üzerinde kalmış durumda.
Özel sigorta şirketlerinden Tamamlayıcı Sağlık Sigortası (TSS) olmayan, yılda on binlerce liralık TSS primi ödeyecek gücü bulunmayan milyonlarca kişi için insanca sağlık hizmetine erişim olanaksız halde.