Şehit Aileleri ve Gaziler Derneği İzmir Şubesi, “Terörsüz Türkiye” sürecine ilişkin basın açıklaması yaptı.
Terör örgütü PKK’nın saldırılarında verilen kayıplara dikkat çekmek amacıyla gazilerin protez bacakları ve devletin verdiği övünç madalyalarının sergilendiği açıklamada konuşan ŞAGAD Başkanı Erdem Çerçioğlu, şunları söyledi:
"Bu ülkede yıllardır gözümüzün içine baka baka şehit edilen evlatlarımızın kanı kurumamışken, utanmadan sıkılmadan, hain terör örgütü PKK’nın sözde ‘silah bırakma’ tiyatrosunu bize barış diye yutturmaya çalışıyorlar. Yeter artık! Ne silah bırakması? Bu topraklara silah bırakanlar değil, kan dökenler indi. Bu milletin anaları daha evlatlarının mezar taşını okşarken, siz hangi yüzle bu hainlerin ‘barış’ söylemlerine sarılıyorsunuz. Biz silah bırakma tiyatrosu istemiyoruz. Biz bu katillerden hesap sorulmasını istiyoruz. PKK’nın silah bırakması değil, teslim olması gerekir. Dağdan inmek değil, mahkemeye çıkmak gerekir ‘Pişman olduk’ tiyatrosu değil, şehitlerin yüzüne bakacak bir adalet gerekir ama ne yazık ki asıl ihanet, bu teröristlere alan açanlar eliyle geliyor.
“Milliyetçilik, şehitlerin hatırasına sahip çıkmakla olur"
Bugün, milliyetçi olduğunu iddia eden bir siyasi partinin lideri, şehitlerimizin kemiklerini sızlatan açıklamalar yapabiliyor. Teröristlerin silah bırakmasını olumlu bulan, hatta bu süreçte adeta perde arkası destek sunan bir anlayış, artık bu milletin vicdanında hiçbir meşruiyeti kalmamış bir anlayıştır. Milliyetçilik, sözle olmaz kürsülerde ‘Vatan, millet’ demekle olmaz. Milliyetçilik, şehitlerin hatırasına sahip çıkmakla olur. Gazilere vefa göstermekle olur. Teröristle el sıkışmak değil, teröriste yumruk vurmaktır milliyetçilik. Soruyorum... Bir dönem ‘Vatan için ölürüz’ diyenler, bugün vatanı bölenlerle nasıl yan yana düşebilir. Bu halk aptal değil. Bu halk unutmaz. Siyaset uğruna, teröristlere göz kırpan herkesin maskesi düşmüştür. Hiçbir siyasi çıkar, hiçbir oy hesabı, bir şehidin kanından daha kıymetli değildir. Silahı bırakıp sokağa çıkan teröriste sessiz kalan, o teröristle aynı masaya oturan, bu milletin düşmanıdır. Biz bu ihaneti asla kabul etmiyoruz. Bu saatten sonra kimse bizden sağduyu, sabır, anlayış beklemesin. Bize şehit verdikten sonra barış masası kuranlara artık karnımız tok. Devletin görevi teröristle anlaşmak değil, teröristle mücadele etmektir. Adalet istiyoruz. Onur istiyoruz. Hesap istiyoruz. Bu vatanı koruyan Mehmetçik varken, bu milletin anaları hâlâ yas tutarken, kimse bize teröristin vicdanından, pişmanlığından bahsetmesin.
“Yüzünüzdeki maskeyi milletin önünde düşüreceğiz"
Çerçioğlu, açıklamalarını şöyle sürdürdü:
"Bütün Türkiye’ye, bütün siyasilere, hatta o dağdan inen katillere de sesleniyorum: Biz affetmeyeceğiz, unutmayacağız, yüzünüzdeki maskeyi milletin önünde düşüreceğiz. Son olarak şunu net bir şekilde ifade ediyorum: Biz neye inandığımızı, kim olduğumuzu unutmadık. Biz, bayrak için ölenlerin safındayız. Biz, vatan için gazi olanların safındayız. Biz, teröristlerle oturulan her masayı devirecek kadar kararlıyız. Ve unutulmasın: Barış, katille tokalaşmak değildir barış, adaletin yerini bulmasıdır. Şehitlerimize sözümüz var. Onların kanını yerde bırakmayacağız. Bu milletin alnına sürülmek istenen bu kara lekeyi, hep birlikte sileceğiz. Eğer teröristle pazarlık edilecekse mutlaka halka sorulsun. Referandum yapılsın. Eğer halkımız teröristlerle oturun diyorsa bizim başımız gözümüz üstüne. Ama biz, asla böyle bir şey yapmayacağını düşünüyoruz. Yüce Türk milletinin hainle kahramanı ayıracak ferasette olduğunu düşünüyoruz”