Uluslararası Savaş Karşıtı Film Festivali 5-6-7 Aralık’ta Ankara, İstanbul, İzmir, Samsun, Urfa, Gazimağusa ve Almanya’nın Winnenden kentinde eşzamanlı olarak gerçekleştirilecek. Bir Gün’ün haberine göre bu yıl ilk kez düzenlenen festivale 100 farklı ülkeden 857 film başvurdu. Yapılan ön değerlendirme sürecinin ardından 30 film finale kaldı. İzmir’deki gösterimler Kültürpark Gençlik Tiyatrosu’nda gerçekleşecek. Festival, 7 Aralık Pazar günü saat 14.00’da İstanbul’da Postane Mekân’da düzenlenecek olan finalist filmlerin değerlendirileceği ödül töreniyle sona erecek.
“SAVAŞA SİNEMAYLA KARŞI ÇIKIYORUZ”
Festival komitesi’nin kaleme aldığı, Uluslararası Savaş Karşıtı Film Festivali Manifestosu’nda şu ifadelere yer verildi: “Bugün, savaşların yalnızca cephelerle sınırlı kalmadığı; medyadan sınıflara, oturma odalarımızdan sınır hatlarına kadar her yere yayıldığı bir çağdayız. Nükleer silahların yeniden gündeme getirildiği, küresel bir savaşın hayaletinin dünyayı dolaştığı bu karanlık zamanda, biz sinemayla karşı çıkıyoruz.
“EGEMENLER BU SİLAHI YALANLA DOLDURUR”
Kameralarımızı yalnızca belirli coğrafyalara değil, savaşın ve sömürünün biçim değiştirdiği her yere çeviriyoruz: bombaların düştüğü kentlere, sessizce kuşatılan yaşam alanlarına, propaganda makinelerinin gölgesine ve hakikatlerin susturulduğu ekranlara. Çünkü biliyoruz: Sinema bir silahtır. Egemenler bu silahı yalanla doldurur. Bizse gerçeği kuşanacağız.

“ÇARESİZLİĞİ PERDEYE TAŞIYACAĞIZ”
Hollywood’un parıltılı yalanlarına, burjuvazinin sömürü estetiğine, savaş endüstrisinin propagandasına karşı; biz, dayanışmanın ve direnişin sinemasını kuracağız. Yıkılmış hastanelerin enkazı altında solan çocuk bakışlarını, gökyüzünden inen bombaların yarattığı dehşeti, toprakları kana bulayan obüslerin çığlığını, egemenler için birbirine kırdırılan halkların öfkesini, karanlık pazarlarda alınıp satılan genç bedenlerin çaresizliğini perdeye taşıyacağız. Sinema tekelleri bize “piyasanın gerçekçelerini kabul edin” diyor. Ama gerçek onların pahalı setlerinde değil, bombalanan sokaklardadır. Bize “reytingi düşün” diyorlar. Ama biz, parayı, kariyeri, şöhreti değil, hakikati ve adaleti merkeze alıyoruz. Mücadelenin ve umudun hikâyelerini anlatıyoruz.
“SAVAŞA KARŞI ÖZGÜR SİNEMA”
Sadece film çekmeyeceğiz. Filmlerimizi birlikte üretecek, birlikte paylaşacak, sokaklarda, mülteci kamplarında, direniş çadırlarında göstereceğiz. Çünkü sinema, elit festivallerin vitrini değil; halkların ortak dilidir. Ve yalnızca hikâyelerimizle değil, üretim tarzımızla da savaşa karşı duracağız. Dayanışmayı büyütecek, sermayenin değil emeğin sinemasını kuracağız. Risk alalım. Harekete geçelim. Uluslararası Savaş Karşıtı Film Festivali’yle biz harekete geçiyoruz. Çünkü özgür bir dünya mümkünse, özgür bir sinema da mümkündür. Savaşa karşı, dayanışmayla, sinemayla, festivalle.”





