Ülke çapında sayıları 200 bini aşan motorlu kuryeler, teslimat süresi ve müşteri memnuniyetine dayalı puanlama sistemi nedeniyle ciddi bir güvenlik riskiyle karşı karşıya kalıyor. Yavaş kalan kuryeler cezalandırılırken, puanı düşenler sistem dışına itiliyor.
Puan düşerse iş gidiyor: Kuryeler trafikte ölümle yarışıyor
Pandemi döneminden itibaren sayıları hızla artan motorlu kuryeler, kent yaşamının vazgeçilmez bir parçası haline geldi. Ancak bu görünürlüğün arkasında, çoğu zaman kamuoyuna yansımayan bir çalışma düzeni bulunuyor. Kuryeler, her teslimat sonrası verilen puanlarla değerlendiriliyor. Bu puanlar yalnızca günlük kazancı değil, platformda kalıp kalamayacaklarını da belirliyor.
KURALLAR İLE HAYAT ARASINDA SIKIŞAN KURYELER
Trafikte sık sık “hız yapıyorlar” ve “kurallara uymuyorlar” eleştirilerine maruz kalan kuryeler, iki seçenek arasında bırakılıyor. Trafik kurallarına uyulduğunda teslimat gecikiyor ve puan düşüyor. Hız yapıldığında ise kazalar kaçınılmaz hale geliyor. Bu durum, motorlu kuryeleri her gün ölümle burun buruna getiren bir çalışma düzenine sürüklüyor.
PUANLAR İŞSİZLİĞE KADAR UZANAN SONUÇLAR DOĞURUYOR
Teslimat puanları, platformlar arasında dolaşan bir referans sistemine dönüşmüş durumda. Bir uygulamada düşük puan alan kurye, başka bir şirkete başvurduğunda aynı gerekçeyle reddedilebiliyor. Geçimini tamamen bu işten sağlayan kuryeler için bu durum, ani işsizlik ve borç riski anlamına geliyor.
Yaşanan sistemsel baskının sonuçları trafik kazalarına da yansıyor. 2021 ile 2025 yılları arasında Türkiye genelinde 224 motokurye, trafik kazalarında hayatını kaybetti. Bu tablo, puan ve performans odaklı çalışma modelinin yol açtığı riskleri bir kez daha gözler önüne seriyor.
