İZ GAZETE – Cumhuriyet Halk Partisi’nde İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adayının açıklanma süreci ile ilgili sıcak gelişmeler yaşanıyor.

Aziz Kocaoğlu, bugün Kemal Kılıçdaroğlu ile gerçekleştirdiği görüşmenin ardından yazılı olarak yaptığı açıklama ile AKP’nin İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne ‘bakan’ Nihat Zeybekci’yi aday göstermesini gerekçe göstererek aday olması gerektiğini açıkladı.

Haluk Tekeli, 16 Aralık’ta Kocaoğlu ile ilgili kaleme aldığı yazısında çok konuşulacak tespitlerde bulunmuştu. Kocaoğlu’nun bugünkü açıklaması Tekeli’nin 16 Aralık tarihindeki yazısını akıllara getirdi.

İşte söz konusu ‘Kocaoğlu AKP’nin adayıdır’ başlıklı yazı;

“İzmir'de bir süredir gözümüzün içine baka baka bir oyun sergileniyor. Senarist acemi, kurgu berbat, tanıtım amatör, oyuncular üçüncü sınıf. Adeta aklımızla dalga geçiyorlar.

Önce sahneye Aziz Kocaoğlu çıkıyor, aday gösterilmeyeceği, vekil yapılmayacağı ve emekliye sevk edileceği belli olunca "bir daha aday olmayacağım" diyerek "kovulmadan istifa ediyor". Yakınları, bir grup ahı gidip vahı kalmış 68'i kullanan çıkar çevresi ve etrafına topladığı sermaye grubu dışında herkes gitmesini istediği için bu açıklama ihtiyatlı bir olumlulukla karşılandı. Birçok siyasi gözlemci açıkça o zaman da bu açıklamanın manevra olduğunu, Aziz Kocaoğlu'nun mutlaka aday olacağını yazdı, söyledi. Biz "beyan esastır, saygı duymak gerekir, gelişmelere bakalım diye düşündük.

Kocaoğlu'nun bu açıklamasının ardından birden aday patlaması yaşandı. Dikkatli bir göz bunun demokratik bir yarış olmadığını yürütülen planın bir parçası olduğunu kolayca görebilir. Kocaoğlu sonrası "kaos planı" devreye alındı. Geçmiş siyasi yaşantımızda DYP'de Demirel'den sonra genel başkanlık kilitlenince hemen "Temmuz"a kadar İsmet abi (İsmet Sezgin) formülü devreye alınırdı. Şimdi aynı benzer süreç İzmir için "Bir kere daha Aziz abi formülü ile" yürütülmeye çalışılıyor.

Kocaoğlu ile bir dönem daha devam edilmesini dile getirenlerin gerekçesi yapılan anketlerde tanınmışlığı en yüksek aday olması. Kocaoğlu İzmir'de tanınır mı? Elbette tanınır ama nasıl tanındığı? nedense sorulmaz. Bir taşra Belediye Başkanı kapasitesiyle rastlantı sonucu Piriştina'nın zamansız ölümü ile göreve gelen, Piriştina'dan kalan kadro ve projelerle ilerleyen, sonrasında hakkında açılan davaların yüzü suyu hürmetine bir dönem daha aday gösterilen, siyasi kutuplaşmada İzmir'in üst düzey refleks gösterdiği zamana adaylığı denk gelen Kocaoğlu artık ilerlemiş yaşı ve taşıyamadığı özellikleri nedeni ile köşesine çekilmelidir.

"Kaos planı" adını verdiğim süreç basit işliyor. Önce adı AKP ile işbirliğine yatkın adaylar çıkıyor. Murat Bakan, Buğra Gökçe, Abdül Batur, Alaattin Yüksel gibi. Ardından perde arkasında Kocaoğlu kendi işaret ettiği aday olmazsa kenti ve partiyi nasıl bloke edeceğini gösteriyor. Zeybekci adı açıklanınca iş daha da kolay hale geliyor. Kutuplaşmanın baskısı ortadan kalkınca parti içi demokratik yarış olarak yaşanması gereken süreç CHP'nin Führer tipi örgütlenmesi nedeni ile partide ‘iç savaş’ a dönüşüyor.

Bu ‘iç savaş’ın genel merkezdeki tarafları İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adayı üzerinden seçimden sonra yapılacak olan kurultayda genel başkanlık hesabına göre tutum alıyorlar. Genel merkezde ağırlığı olmayan Kocaoğlu şimdi partisine ve Kemal Kılıçdaroğlu'na işbirliği yaptığı güçler ile diz çöktürmek istiyor.

İZBAN grevi ile ilgili olarak sarf edilen sözler Kocaoğlu'nun ciddi biçimde uyarılmasını gerektirirken adaylık sürecinde daha iddialı duruma getiriyor. Hükümet, Bin Ali Yıldırım ve dikey yapılaşma için kenti kuşatan sermaye Kocaoğlu'nun adaylığını bekliyor.

Balıkesir'deki halen vekil olan CHP adayının İyi Parti ile yapılan anlaşma sonucu geri çekilmesi vekil olan aday adaylarının şansının kalmadığı anlamında gelir. Bu durumda Murat Bakan, Tuncay Özkan, Selin Sayek Böke aday olarak devre dışıdırlar. Bir madalyonun iki yüzü olan Kocaoğlu veya Yüksel'in adaylığı nitelik olarak aynıdır, bu ikili içinde en güçlü olanı Kocaoğlu'dur.

Önce bir anket sonuçları çıktı, ardından Kocaoğlu'na çok yakın bir web gazetesinde Kocaoğlu adı öne çıkarıldı. Bunu Demirören grubunun amiral gemisi Hürriyet gazetesinde 13 Aralık 2018'de Deniz Sipahi köşesinde bu ankete dayanarak Kocaoğlu'nu işaret etti ve "bunu ortaya atanlar" olarak tanımladığı bir görüşün

“Bir milletvekili gösterilse isteyen diğer milletvekilleri bozulacak, tepki gösterecek. Bir ilçe belediye başkanı gösterilse, diğer ilçe belediye başkanları üzülecek. Dışarıdan bir isim olsa bu sefer teşkilatın arkasında durup durmayacağı belli değil. Ama Aziz Kocaoğlu ağabeylik yapabilir...”" dediğini yazdı.

Sipahi'nin yazısından 3 gün sonra bugün yine Demirören grubunun amiral gemisi Hürriyet gazetesinde bu kez Fatih Çekirge "Aziz Kocaoğlu bıraktı ama CHP’de çarşı karışmış gibi..." başlıklı yazısında bu "kaos planı" adını verdiğim süreci doğrulayan bir yazı yazmıştır. Bu yazıyı yazarken Çekirge'de belli ki yaşlanmış ve emekliliği gelmiş, Sipahi'nin yazısının okunmadığına kanaat getirmiş olsa gerek ki, aynı konuyu aynı şekilde köşesine taşımıştır. Bu kez Çekirge "bunu ortaya atanlar" yerine yıllardır orada" ilçe belediye başkanlığı yapan bir isim" uydurması yaparak, onun ağzından artık vekil belediye başkanı olasılığı devre dışı kaldığı için,

“Eğer bu şekilde giderse çok sıkıntı olur. Yani bir ilçe belediye başkanı aday yapılırsa diğerleri çok bozulur. Dahası Aziz Bey’in onaylamadığı bir isim olursa o daha da sıkıntı yaratır. Bana göre en iyisi Aziz Bey son bir kez abilik yapsın. Belediye başkanı olsun ama abilik yapsın...” diye yazdı.

Bu arada "tanınmış, büyük başkan" Kocaoğlu, devam eden İZBAN grevi ile ilgili olarak " "Bu süreçte amaç, merkezi hükümetin memur, işçi zamlarında vermeyi düşündüğü, tasarladığı rakamın üzerinde bir emsal teşkil edecek karar almamaktı. Devleti, milleti korumak gibi bir düşüncem vardı. Bunu genel müdüre açık açık ifade ettim. " açıklamasını yaparak hükümete göz kırpmış, kendisi olmazsa işaret ettiği diğer adayı olan Yüksel de kendi tanıtım sayfasına önce koyup sonra kaldırdığı Folkart'ın gökdelen resimlerini koyarak "İzmir Yükseliyor" kampanyası başlatarak dikey inşaat sermayesine göz kırpmıştır.

Önceki akşam Habertürk'te Nagehan Alçı'nın panik halde ‘İzmir'de Tunç Soyer adı gösterilirse MHP'den kopan İyi Parti tabanı nasıl oy verecek?’ diye çırpındığını da dikkate alacak olursak Kocaoğlu için kimlerin nasıl çaba harcadığını kolayca görebiliriz.

Bu gelişmelere bakıldığında artık Zeybekçi adının neden ortaya çıktığını ve AKP'nin İzmir için neden telaşsız olduğunu anlamak kolay değil mi? Görünen açık ki Zeybekçi Kocaoğlu'nun tavşan adayıdır. Kocaoğlu ise AKP'nin İzmir için tercihidir. Şimdi bütün mesele CHP yönetiminin ve Kemal Kılıçdaroğlu'nun bu tercihe karşı nasıl tutum alacağıdır?