Sındır, “Çoğu emekli veya orta ve düşük gelirli depremzede vatandaşlarımız başlarını sokabilecekleri depreme dayanıklı bir eve sahip olmak için neredeyse aylık 10 bin liralık bir kredi yüküyle karşı karşıya kaldı. Yıllarca devlete vergi veren emekli vatandaşlarımızın ikinci baharlarını çocuklarıyla, torunlarıyla huzur ve sağlık içerisinde yaşamalarını onlara çok görmeyin” dedi.

“KALICI VE SAĞLIKLI ÇÖZÜMLER ÜRETİLMESİ GEREKİYOR”

Depremzedelerin yaşadıkları sıkıntılara ivedilikle çözüm üretilmesi gerektiğini ifade ederek sözlerine başlayan Sındır, “Maalesef deprem değil fakat cehalet öldürüyor, akıl ve bilimin yolundan şaşmak büyük acıların yaşanmasına neden oluyor. 30 Ekim depreminde yaşadığımız acılar halen çok taze. 117 canımızı yitirdik. Vatandaşlarımız ya mallarını kaybetti ya da malları ciddi hasar gördü. Aynı acıları bir daha yaşamamak için İzmir depreminden dersler almamız gerekiyor. Şimdi siyaset üstü bir durumla karşı karşıyayız. Depremzedelerimizin sorunlarına bir an önce kalıcı ve sağlıklı çözümler üretilmesi gerekiyor. Fakat bu süreçte depremzedeler yaşadıkları sıkıntılar için seslerini yükseltiyor ama muhatap bulamıyor. Ekonomik zorluk yaşayan, orta ve düşük gelirli vatandaşlarımızın sağlıksız bir yapıda oturmak zorunda bırakılması Anayasal suçtur, kabul edilemez. Vatandaşın can ve mal güvenliğini korumak, kollamak Anayasal sorumluluğuyla devletin asli görevidir” dedi.

“AYLIK 10 BİN LİRALIK KREDİ YÜKÜ”

Depremzedelerin taleplerine kulak tıkandığını ifade ederek sözlerine devam eden Sındır, “Deprem öncesinde kredi ile ev alan vatandaşlarımız halihazırda kredi taksitleri öderken; deprem sonrası evinin boşaltılması ve buraya yeniden konut yapılması gerektiğinde bankaların, 10 yıl vadeli, 1.06 faiz oranlı 200 bin liralık kentsel dönüşüm kredisiyle karşılaştılar. Peki kredi hikayesi burada bitti mi, tabi ki bitmedi! Ortalama bir dairenin yeniden yapım maliyeti 400 ila 500 bin TL arasında. Yani 200 bin TL yeni bir ev için yetmediğinden bir o kadar daha kredi çekilmesi ihtiyacı ortaya çıkıyor. Deprem nedeniyle mağdur olan çoğu emekli veya orta ve düşük gelirli depremzede vatandaşlarımız başlarını sokabilecekleri bir eve sahip olmak için neredeyse aylık 10 bin liralık bir kredi yükü ile karşı karşıya bırakıldı. Bir de geçici konutları için ayrıca kira ödeyecekler. Burada buna dur diyecek olan devlettir. Devlet, sosyal devletin gereği olarak evlerini, yurtlarını kaybeden insanlarımızı açıkta bırakamaz” dedi.

“DEPREMZEDELER FIRSATÇILARIN KUCAĞINA İTİLİYOR”

Depremzedelerin isteklerinin çok açık olduğunu ve taleplerinin de haklı olduğunu ifade eden Sındır, “Depremzedeler faizlerin yüksek ve kısa vadeli olmasından dolayı evlerini yapamıyor, yaptıramıyor. Evlerini yüksek faiz nedeniyle yaptıramayan depremzedeler, arsalarını düşük fiyattan, ederinin yarı fiyatına satmak zorunda kalıyor, fırsatçıların kucağına itiliyor. Devlet bu duruma göz yumamaz. Evi, işyeri zarar gören ve deprem riski nedeniyle hasarlı olduğu tespit edilen vatandaşlarımız aylık yüzde 0,30 sabit faiz oranıyla 2 yılı ödemesiz 240 ay vadeli kentsel dönüşüm destek kredisi istiyor. İşte çözüm bu kadar basit. Devlet bunu karşılayabilecek güçte. Depremzedeler devletten hibe desteği istemiyor, mağduriyetlerinin giderilmesi için 2 yıl geri ödemesiz düşük faizli kredi istiyor. Deprem mağduru vatandaşlarımız, deprem öncesindeki konutlarının metrekaresi oranında, hiçbir hak kaybı yaşamadan evlerine kavuşmak istiyor. Depremzedeler devletini yanlarında görmek istiyor. Depremin vurduğu bölgede yoğunluklu olarak emekli yurttaşlarımız yaşıyordu. Şimdi, yıllarca devlete vergi veren emekli vatandaşlarımızın, ikinci baharlarını çocuklarıyla, torunlarıyla huzur ve sağlık içerisinde yaşamalarını onlara çok görmeyin” dedi.

Editör: Haber Merkezi