CHP Genel Başkanı Özgür Özel, bazı belediye başkanlarının gözaltına alınmasının ardından CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nu ve diğer belediye başkanlarını Silivri’deki Marmara Kapalı Cezaevi’nde ziyaret etti. Özel, İmamoğlu ve belediye başkanlarıyla bayramlaştıklarını, İmamoğlu'nun da yaş gününü kutladıklarını belirterek, şöyle konuştu:

"Dün akşam saatlerinde Silivri Cezaevi'nden 12 arkadaşımız kimi Bolu'ya kimi İzmir'e kimi Kocaeli'ne kimi Edirne'ye Tekirdağ'a derken altı farklı şehre yollandılar. Beylikdüzü Belediye Başkanı Mehmet Murat Çalık buradan alındı ve İzmir'e yollandı. Ailesi, eşi, evlatları, aile büyükleri 20 dakika mesafedeyken şimdi altı saat mesafedeler. Nasıl olacak bu aile görüşleri? Bugüne kadar 30'a yakın arkadaşımız kimi Bandırma'da kimi Eskişehir'de ailelerine mümkün olan en uzak yerlere yollanılıyor. FETÖ'cüler ne zulümler yaptı burada bu kadarını yapmadılar, bunu yapmadılar, buna tenezzül etmediler. Mehmet Murat Çalık'ın evladından, eşinden, annesinden ne istiyorsun? Mehmet Murat Çalık koyarsın arabaya Erzurum'a da götürsen yolda çile çeker, vardığı yerde o da hücre bu da hücre. Ama nasıl gidecek annesi, evladı? Ailelere acı çektirip kişilere psikolojik baskı yapıp onları yıldırmaya ve onları 'Efendim acaba bir başkasına attıracağımız iftiraya alet olur mu?'... Bir kere CHP'liler, CHP ahlakı ne iftirayı ne arkadaşına iftira atmayı olanaklı kılmaz. Ama bizi tanımayan karşımızdaki kötü akıl çocuğa, eşe anneye, babaya zulmediyor. Bu gerçekten bugünden ileriye doğru kin biriktirmeyelim diyoruz, öfke, nefret biriktirmeyelim diyoruz ama bunu mümkün kılmayacak kötülerle karşı karşıyayız. Tek taahüdümüz bizden sonra kimsenin eşi, dostu, arkadaşı, ailesi, annesi, babası bizim siyasi rakibimiz diye zulüm görmeyecek. Ama bu zülüm edenlere bu kararları alanlara, bu kararları onlara aldıran kötü akla uygulayanlara yapanlara onlara hiçbir şeyin garantisini vermiyorum. Sadece adil yargılanma garantisi veriyorum.

Rüşvetin görüntüsü yok, verilmesi yok, yeri yok

Bu kadar kötülüğün yanlarına kalacağını düşünmemelerini tavsiye ediyorum. Bu kadar kötülük eninde sonunda çıkacak. 'Özgür Özel tehdit mi ediyor?' Yok tehdit etmiyorum. Ne hissettiğimi anlatıyorum. Ne hissettiklerimi bilsinler. Bir gün bu hissin aynısını hissedecekleri günleri yaşayacaklarını bilsinler. Ölümden başka hiçbir şey bu yaptıklarının yanlarına kalmaması için enerjimi, inancımı asla eksiltemez. Bunu bilin. Bunu bilsinler. Çocukla ve eşle uğraşmanın, anneyle uğraşmanın ne demek olduğunu onlara göstereceğim. Ama eşlerine, çocuklarına, ailelerine ilişmeden. Bu yaptıklarının hesaplarını verecekler. Ayrıca bir siyasi kapkaç, yerel seçim kapkacı, Gaziosmanpaşa'yı biz de aday çıkardık, Tayyip Bey de aday çıkardı. Gaziosmanpaşa'da o kadar iyi bir adayımız vardı ki neredeyse iki oyun birini aldı, seçildi. Gaziosmanpaşa'yı kazanamayanlar İstanbul'da bir tek Gaziosmanpaşa'da belediye çoğunluğumuz yok. Gaziosmanpaşa Belediye Başkanımızı tutuklayıp yerine Belediye Meclisinden AK Partili birini getirmeye çalışıyorlar. Bütün hesap bu. Ama o kadar ucuz bir işe giriştiler ki akıl almaz. Belediye başkanımızın suçlandığı konu 1 Nisan günü onlar itiraz edip biz oyları sayarken 31 Mart'ta seçimi kaybeden AK Partili belediye başkanının sevk ettiği belediye meclisine bir iş. Ve belediye meclisinden oy birliğiyle geçmiş bir iş. AK Partililerin de oy verdiği, MHP'lilerin de oy verdiği, CHP'lilerin de oy verdiği bir iş. Bu konuda bütün müdürlüklerden görüş sorulmuş, belediyenin menfaati olduğuna ilişkin görüşler gelmiş, o olmuş, bu olmuş... Diyor ki o iftira attırdıkları Aziz İhsan Aktaş; 'Bu iş olsun diye ben şu kişi aracılığıyla belediye başkanına rüşvet verdim' diyor. Rüşvetin görüntüsü yok, verilmesi yok, yeri yok. Karar alındıktan yedi ay sonra vermiş. Nasıl yapmış biliyor musunuz? Utanarak okudum. Şimdi suçüstü oldular bunu hem itiraz dilekçemizde, hem bütün Türkiye'ye bütün dünyaya anlatacağız, savcı Aziz İhsan Aktaş'ın önüne Aziz İhsan Aktaş'ın söylediği kişi yani ortağının şirket müdürüyle aynı ilçedeler Gaziosmanpaşa'da, belediye başkanımızın HTS kayıt çakışmalarını seriyor. Üç tarih var. HTS kaydına göre 'Baz istasyonuyla bir kilometre o yana, bir kilometre bu yana birlikte olanlar aynı bazı verdi yan yana olabilir. Bin metrekarelik daireler içinde olabilirler' deniyor. Fosforlamışlar. 'Bu kişiyle iki kere görüştüler bir araya geldiler ben bunlara rüşvet verdim' diyor.

CHP’li Yücel’den AKP’ye tepki: Tarih önünde suçlusunuz
CHP’li Yücel’den AKP’ye tepki: Tarih önünde suçlusunuz
İçeriği Görüntüle

Bu yöntemle Gaziosmanpaşa Belediyesi'ne çökecekler üç dört gün sonra

O tarihte Belediye Başkanımız sosyal medyasından ve binlerce şahitle birisinde kapalı pazar yeri açtığını o bazın olduğu yerde, bir tanesinde 24 Kasım Öğretmenler Günü'nde o bazın olduğu yerde yan yana iki okulu ziyaret ettiğini, yine o bazın olduğu gün bir başka yerde bir üçlü açılış yaptığını ispatlıyor. Adam benzinlikte bizimki okul açıyor. Adam benzinlikte bizimki pazar yeri açıyor, Öğretmenler Günü kutluyor. Gün gün saat saat belli. Tabii bunu böyle ispatlayabileceğimizi düşünmeyip bazını vermişler eline iftira için şu üç tarih yapıyor, iddia şu; olay olduktan yedi ay sonra rüşvet veriliyor. Kendi adamının Kapalı Çarşı'ya güya Kapalı Çarşı'dan baz verdiğinde Kapalı Çarşı'dan parayı çektiriyor. Onu da dört gün sonra verdi diyor. Dört gün de parayı tuttu diyor. Gitti dediği kişi ifadesinde 'Ben bu kişiye ne para verdim ne bir araya geldim' diyor. İş adamlarıyla birlikte bir kere hayırlısı olsun ziyaretine gitmişler belediyede, baz çakışmasında o da yok. Bu yöntemle Gaziosmanpaşa Belediyesi'ne çökecekler üç dört gün sonra. İtiraz kabul olur inşallah. AK Parti Gaziosmanpaşa'ya çökmeye kalkacak, onu bütün toplumun vicdanına havale edeceğiz, anlatacağız böyle.

At bir imza git evladına, dönme Silivri'ye sınavından geçen o dirayetli insanların karşısında saygıyla eğiliyorum

Partime saldırı devam ediyor çünkü ilk kez bir aktif Parti Meclisi üyesi tutuklanmıştır. İlk kez geçmiş dönem milletvekilimiz, Genel Başkan Yardımcımız Aykut Erdoğdu tutuklanmıştır. Bir somut kanıt olmadan birçok iftira ve hakaretle yeni bir dalga gerçekleştirdiler. Bu vakitten sonra yani daha ne diyeyim? Mustafa Bey içeride Ekrem Başkan'ın koruma müdürü hayatımda bir sefer gözyaşı döktüm diyor. Ekrem Başkan ayrılırken ailem sana emanet dediğinde. Ailesini koruyan, yanında olan işte konuttan taşınıldı, ev taşınılıyor, bu işleri yapan kişiyi alıp getirdiler buraya. Bıkmadan, usanmadan bunu anlatacağız. Çünkü insanların haysiyetiyle oynuyorsunuz. Ben bilmesem bunların ne mal olduklarını düşmem bunun peşine. Türkiye de bilmez bunu böyle. Bu kadar ahlaksızca bir operasyon yürütüldüğüne göre herhalde şunda mutabıkız artık; Türk milleti yüzde 70 öyle düşünüyormuş, herhalde burada da yüzde 70'ten fazlayızdır değil mi? Dosyalar bomboş. İddialar bomboş. Aileye zulmederek, kişiye baskı yaparak, kadını çocuğuyla tehdit ederek, 'Hadi at bir imza git evladına, dönme Silivri'ye' sınavından geçen o dirayetli insanların karşısında saygıyla eğiliyorum, adalet duyguları karşısında. Herkes bu sınavdan geçemez.

Bir kuruş para aldıysak beni Taksim'de asın diyor Hakan

Ama boş kasayı dolu gibi göstermek, aynı bazı okulla, benzin istasyonu bazını eşleştirip benzin istasyonunda para verdi bu buna demek... Diyor ki 'Bir kuruş para aldıysak beni Taksim'de asın' diyor Hakan. O kişiyle yüz yüze geldiysen belediyeye geldikleri iş adamı olarak ziyaretleri hariç, dışarıda bir kere yüz yüze geldiğimin bir kamera kaydı diyor. Bu baz nerede çektiyse oranın kamera kaydı... Bir şahit... Böyle bir durumdayız. Buradan bir yanlışı düzeltelim, biz hiçbir siyasi partiyle bayramlaşmama kararımızı çok önceden bildirdiğimiz için siyasi partilerin bayramlaşma listelerinde yokuz. Bizim bayram görecek halimiz yok. Bayram gelmiyor bize. Ben burada 11 belediye başkanımı millet seçmiş. Tayyip Bey yenemedi diye üzerine akın akın akıncı yollamış, o da gelmiş hukuku ayaklar altına almış, bu kadar iftirayla, hakaretle bir sürü insana, bir sürü yalancı tanıklıkla, gizli tanıklıkla bu işlere gelmiş, ne bayramı yani? Ben bütün milletimizin Kurban Bayramı'nı kutluyorum. Bize bayram gelmedi. Ben hiçbir aileye, partiye, yapıya böyle bayramın gelemediği bayramlar dilemiyorum. Hepsinin, bütün milletimizin bayramı kutlu olsun. Allah kimseye bizim yaşadığımızı yaşatmasın. Suçu olmadığı halde cezaevinde iftiraya uğramış arkadaşlarını bırakıp da hiçbir genel başkanı böyle cezaevinden hiçbir eşi cezaevinden hiçbir evladı cezaevinden, masumları dışarıda, arkada bırakıp da ayrıldığı günleri kimseye yaşatmasın.

Bu yaşadığımızı kimsenin evladı yaşamasın

Ama bize bunu yaşatanların eninde sonunda bunun hesabını yargıya verdikleri bu dünyada ve öbür dünyada verdikleri bu kadar kul hakkı yemeye imanı olan, itikadı olan herkese söylüyorum; bu kadar kul hakkı yenip de öbür dünyada bunun hesabını taşıyamazsınız. Bu çıkar. Bu bu dünyada da çıkar. İnşallah evladınızdan, sevdiğinizden çıkmasın. Bu kadar kötülük inancımıza göre bir yerden çıkar. Ben Allah'tan dilemem. Hatta Allah'tan dilerim ki evlatlarına dokunmasın bu yaptıkları kötülüklerin ucu. Çünkü ben evladına dokunanların içeride ne halde olduğunu ve o evlatların ne halde olduğunu görüyorum. Vera'dan da biliyorum, Tayfun'dan da biliyorum, Pınar Hanım'dan da biliyorum, içerideki herkesten biliyorum. Bu ettikleriniz evlatlarınızdan çıkmasın diyorum. Normalde Anadolu'da var bu 'Sevdiğinden çıksın, ondan çıkmazsa torunundan çıksın.' Çıkmasın diyorum. Bu yaşadığımızı kimsenin evladı yaşamasın diyorum. Ama bunu bize yaşatanlara da yanında kalmasın diyorum. Bırakmayacağım diyorum. İki elimle iki yakalarından tutup da bunların hesabını sormazsam namerdim diyorum.

"Murat Çalık'ın sağlık durumunda sıkıntı var

Özel, "Dün beş belediye başkanı polisin kolları arasından götürülürken oluşan görüntüye tepki göstermiştiniz. Adalet ve İçişleri Bakanlığı'ndan bir cevap gelmedi mi veya size ulaşan bir cevap oldu mu" ve "Murat Çalık'ın sağlık durumunda bir sıkıntı var mı" sorusuna da şu yanıtı verdi:

"Murat Çalık'ın sağlık durumunda sıkıntı var. Murat Çalık'ın böylesi nakledilmesi doğru değil. Ailesinden uzak tutulması doğru değil. Bu yapılan biraz önce de söylediğim gibi tam bir zulüm. Dün yaşananlar Yassı Ada mahkemelerinde, Yassı Ada'da yaşananlardan farklı değildir. Bir utanç filmi çekmiştir. 'Filmin senaristi, yazanı, çizeni, hepsi bendim ben' diyen Recep Tayyip Erdoğan'dır. Ona yaranmak için yapıyorlar. Onun rakiplerini yıldırmak için yapıyorlar. Bize gözdağı vermek için yapıyorlar. O görüntüden ben Adalet Bakanı Allah kabul etsin. Hac farizesini yerine getiriyormuş, arasa 'Üzgünüm' dese 'Tövbe ettim' dese bir kıymeti yok. Yapan belli, yaptıran belli. Ben Adalet Bakanı'nın bu kadar basitleşmeyeceğini bilirim. Bana İçişleri Bakanı arasa özür dilese ne kıymeti var? Dilemesi gereken, dilemiyorsa, utanması gereken, utanmıyorsa, ben kimin yaptırdığını, kimin yaptığını biliyorum. Ben, bu meselenin kim yüzünden yapıldığını, yaptırıldığını biliyorum. Bugün dünya kadar geçmiş AK Partili bakan, milletvekili, siyasetçi bu durumu eleştiriyorsa, aslında eleştirdikleri 23-25 yıl önce Erdemliler Hareketi diye yola çıkıp da buralara savrulan bugünkü partinin yöneticileri ve başındakidir yani. O yüzden zulüm ile abad olunmaz. Bu yaptıkları çok üzüyor beni. Çok ağırıma gidiyor. Kendime yapılmış gibi hissediyorum. O görüntülerin yaşanmasından büyük utanç duyuyorum. Ama sonuçta yapan utanmıyorsa biz ne yapalım? Millet verecek bunun eninde sonunda cezasını. Sağlık durumunun iyi olmadığını, nakle elverişli olmadığını biliyorum. Nakli elverişlidir diye bir rapor almış olmasalar bu nakli yapmazlar. Raporu verene de bakacağız. Alana da bakacağız. Nasıl olmuş bu iş diye bakacağız. Biz Mehmet Murat Çalık'ın ailesinden uzaklaştırılmak suretiyle ailesine, diğer ailelere ve tutuklulara verilen mesajın son derece alçakça insanlığa sığmayan bir mesaj olduğunu söylüyorum. Detaylı açıklamaları avukat arkadaşlar yapar."

Kurultay iddianamesini gördük, bomboş

Özel, kurultay iddianamesinin sorulmasını da şöyle yanıtladı:

"Kurultay iddianamesini gördük. Bomboş ve şu açıdan da çok iyi; bugüne kadar ne konuşuldu? Paralar. Ne söyledi o utanmaz, şimdi gazeteci denmez de işte o yapı neyse o güruh, hep bir ağızdan yaydılar, paralar verildi, paralar alındı... Ne olmuştu? Döviz büroları açtırılmıştı. Değil mi? MASAK raporu diyor ki 'Hiçbir para hareketi kişiler arasında rastlanamadı.' Ne var ayrıca? Döviz bürolarının kameraları. O gün hiç açılmamış o döviz büroları. Hepsi ortada. Yani bu atılan yalanların hiçbirisi MASAK raporu açıkça yazıyor ya savcı tabii zorunda değil, aslında lehe delil toplamak zorunda ama hani onu öyle alıp da koymak zorunda değil ama MASAK raporunun özetini koymuş. Ekte MASAK raporu var. İnanmayan açsın baksın diyorlar. İnanmayan baksın. MASAK raporu diyor ki 'Tertemiz bunlar' diyor. Para yok diyor MASAK raporu. Öbür tarafından da iddianamenin Özgür Özel'e oy vermeleri için iş teklif edildiği, seni işe alırız dendiği... Mesela diyor ki Kadıköy'de modada oturuyordum yan masadan kulak misafiri oldum. Uber şoförü olduklarını düşündüğüm iki kişi 'Abi nasıl gittik o gün döviz bürosundan paraları Uber arabalarımızşa taşıdık CHP kurultayına' diye duymuş. Ama ne döviz büroları açılmış, ne o gün uber kiralanmış, ne öyle biri var. O duymuş. Öyle söylemiş. İddianame ye o yüzden döviz bürosu açılmıştır, konmuştur girmemiş. Ne girmiş? Ekrem İmamoğlu ve arkadaşları Özgür Özel kazansın diye delegeleri ikna etmek için onlara iş ve belediye başkanlığı teklif etmiş. CHP'nin her bir belediye başkanı 350i bin anket, parti meclisinde, biz getiriyoruz, mesela Bursa Osmangazi Belediye Başkanımıza sormuşlar; 'Belediye başkanı olmak için mi Özgür Özel'e oy verdin?' Bana oy verdiği de belli değil. Verdiğini tahmin ediyor. Bursa Osmangazi'ye aday olmuş yedi kişi. Savcı istesin ona da yollarım. Bu yedi kişi içinden bir tanesi kesin kazanıyor öne çıkmış. Kimmiş? Bugünkü belediye başkanımız. Niye? Üç dönem milletvekilliği yapmış. Aday olduğu bölgedeki Uludağ'daki bütün köylerin derneğinin zaten başkanı. Milletvekiliyken de çok destek alıyordu. Savcı Bey'e o tarihli anketi yollayayım.

Gün olur devran döner...

Her belediye için parti meclisi üyelerinin şu soruyu sorma hakkı var; niye onu tercih ettik? Şöyle cevaplar alıyorlar. Ankette kesin kazanacaklar için de kadın varsa kadın seçiyoruz. Buraya kadını ondan koyduk. Ankette kesin kazanacaklar arasında üçü de erkekse sandık koyuyoruz. Üye karar veriyor. Kesin kazanacak bir kişi varsa onu aday yapıyoruz. Mesela Mansur Yavaş. Mansur Yavaş seçimde Özgür Özel'e oy verdi ya da vermedi diye değil. Ankete göre 58 potansiyeli vardı. Sandıkta da 60 oy aldı zaten. Kazanan belediye başkanına Özgür Özel'e oy verdin diye mi aday oldun diye soruyor. O şehre hizmet etmek için aday oldu ve böyle. O yüzden ellerinde tek şey kaldı. Belediye başkanlarına seni aday yaparız denmesi kaldı. Onda da nasıl adaylaştıklarının anketleri bizde, istediği belediyenin anketini yollayabilirim Sayın Savcı'ya. Görevini yapıyor o da. Birileri gidiyor yalan beyanda bulunuyor. Üç beş meczubu götürüp götürüp ifade verdirdiler. O da onları dinledi. MASAK raporu istedi, temiz çıktı. Şimdi isterse biz de istediği bilgileri, belgeleri veririz. Bizim o meseleyle ilgili herhangi bir şeyimiz yok. Bugünü de takvimlerimize not ettik. Bugün sabah takvimime takvimi not ettim. O iftira manşeti, iğrenç manşeti not ettim. Gün olur devran döner. Yeni takvimler açılır. Yeni sayfalar açılır o gün görürüm takvimi. Takvimime not ettim takvimi. 'Özgür Özel takvimi tehdit etti.' Yarın çalışmadan manşet hazır. Çalışıyorsunuz da ne yapıyorsunuz? Bir tane de çalışmadan atın.

Memleketin yüzde 70’i yanımda

Özel, "11 belediye başkanınız tutuklandı. Bu süreç de yalnız bırakıldınız ve duygusal olarak daha zor süreçten geçtiğinizi düşünüyorum. Siz ne söylemek istersiniz?" sorusuna da şu yanıtı verdi:

"Kim yalnız bırakacak? Yanımda olması gereken iki milyon partili yanımda. Memleketin yüzde 70’i yanımda. Akşam gelin Gaziosmapaşa’ya, görün nasıl yanımda. Şimdi Maltepe’de 2,5 milyon kişi gelip de adam kendini yalnız hissediyorsa akıl hastanesine tıkarlar. Böyle tehlikeli sorular sormayın. Siyaseten parti yanımızda. Allah razı olsun Müsavat Bey ziyaret edecekmiş yine. DEM Parti ziyaret etmek istiyor. Zafer Partisi’yle biz onlarla bir dayanışma gösteriyoruz, onlar bizimle bir dayanışma gösteriyor. Yani Cumhuriyet Halk Partisi olarak baktığımızda muhalefete bir söz söylersek ayıp etmiş oluruz. Ama iktidara da bir kelime eksik söylersek görevimizi yapmamış oluruz. Onlar paylarına düşeni alıyorlar. Biz payımıza düşeni not ediyoruz. Ben ama geçen gün AK Parti’den milletvekili arkadaşlar, yönetici arkadaşlarla bir vesile bir arada olduğumuzda, biz olsak böyle yapmayacağımızı anlattım onlara en münasip dille. Biz bir hastaları olduğunda ‘Geçmiş olsun’ demeden, bir ölümlerine taziye vermeden, bir acı günleri olduğunda bütün siyasi çekişmeyi bir yana bırakıp ‘Bize ne düşer?’ diye aramadan durmayız. Burada eşlere, çocuklara zulmediliyor. Burada iftira ediliyor. Burada şahit yok. Anlatınca ‘Bu kadarını bilmiyorduk.’ Kadınlara yapılanları, zorla ifade vermeye çalışanları, avukatsız görüşmeye çağrılmaları. ‘Doktora gidiyorsun’ diye savcıya götürülüp boş odada yapılanları. Bunları bu çağda, adı Cumhuriyet olan, kendine demokrasi diyen ülkeleri bırakın; artık bu çağda otokratik rejimlerde bunların olmadığı ülkeler var. Bu ülkede darbe dönemlerinde yapılmayan işleri bugün yapmaya çalışanlar var. Suç örgütünün başının adı ne? Aziz İhsan Aktaş. İtirafçı oluyor, suç örgütünün başını salıyor. Bu nasıl iş? Diyelim ki bir an için bu kişinin bir suç örgütünün olduğunu ve insanların da bu suç örgütüne bu kişi tarafından dahil edildiğini düşünelim. Sen başı ‘Biz bu suçları işledik’ deyip kurtulup, öbürleri ceza alır mı? Yani suç örgütü kurmanın yanında, ayrıca dolandırıcı herif. Adama inanıp suç örgütüne girmiş birileri. Altındakiler için söylüyorum. O örgütte bizim arkadaşlar yok. O, suçu itiraf ediyor, öbürleri yatıyor bu çıkıyor. Örgütü kurmuş adam. Böyle itirafçılık mı olur? Bu iftira, kumpasçılık. Bu yeni nesil bir kumpasçılık. 2025 model kumpas kurmuşlar. FETÖ kuruyordu. 2007 model, 2009 model, 2013 model kumpasları vardı FETÖ'cülerin. Bunlar 2025 model kumpas kurmuşlar. Büyük bir utanç.

Bugün Türkiye Cumhuriyeti terör örgütlerine bu muameleyi yapmıyor

Bugün de üzgünüm, dün de üzgünüm. Birlikte milletvekilliği yaptığınız, iki gün önce parti meclisi yaptığınız, Hasan Abi diye hitap ettiğiniz, 30 yıldır, 50 yıl 4 aydır bu ülkeye kamuya hizmet eden, tecrübeli birisi, gencecik çocuklar, pırıl pırıl bürokratlar. İki yanına, iki tane koluna girilmiş. Bugün Türkiye Cumhuriyeti terör örgütlerine bu muameleyi yapmıyor. Türkiye Cumhuriyeti gerçek çetelere bu muameleyi yapmıyor artık. O 90’ların görüntülerini ya da darbe dönemlerinin görüntülerini böyle yaşatmıyorlar. Yaşatılmaması lazım. Kimseye yapmasınlar, hiç kimseye yapmasınlar ama burada envai çeşit terör örgütü var. Birisinin üyelerini bir gece yedi farklı şehre dağıtıyor musunuz da benim arkadaşlarımı dağıttınız? Bakın yap diye demiyorum. Çünkü bunların da masum aileleri var. Suçlu varsa içeride terör örgütünden o suçlu. Ailesi değil. Dört yaşında evladı suçlu değil. Hangi 10 kişiyi Türkiye’nin yedi farklı iline, dün akşam bir terör örgütünden dağıttın da sıra bize geldi? Olacak iş değil. O görüntüyü gördüğünüzde tabii ki ağrınıza gidiyor. Siyaset dediğin şey sözle yapılır ama esas duyguyla yapılır. Hissederek yapılır, hissetmeden yapılmaz. Şimdi Gaziosmapaşa’ya gideceğiz bütün İstanbulluları saat 20.30’da Gaziosmanpaşa’ya, Gaziosmanpaşalıları davet ediyorum. İnanmadan, o otobüsün merdivenine çıkacak enerjisi kalmaz insanın. Eğer ki arkadaşlarıma bu kadar inanmıyor ve bu meseleye bu kadar hırslanıyor olmasam. Görün bakalım akşam yalnız mıymışız, değil miymişiz?"

Ellerinden geleni de ardına koymasınlar

Özel, belediyelere operasyonların genişlemesini bekleyip beklemediklerinin sorulması üzerine, "Hukuk varsa yoktur, Akın varsa her şey olur. ‘Akın var adaletsizliğe akın, adaletin zaptı yakın’ diye şiir yazıyor adam. Adana’nın Belediye Başkanı’nı Adana’nın Cumhuriyet Başsavcısı soruşturamıyor. Ankara Cumhuriyet Başsavcısı sınırlarında olduğu iddia edilen bir şeyden dolayı Ankara Cumhuriyet Başsavcısı yapamıyor. Yetkisi köprüden öteye gitmeyen, Tekirdağ’a varmayan zıpçıktı, çıkmış ortaya Adana’dan belediye başkanı alıyor. Ben ne deyim? ‘Öbür illere yayılır mı?’ Yayılır. Ne kadar yani Recep Tayyip Erdoğan’ın korkusu, rakibinden korkusu, CHP’den korkusu, iktidardan inme kaygısı dinene kadar yayılır. Ellerinden geleni de ardına koymasınlar ne yapalım?” diye konuştu.

CHP'nin Önceki Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun kurultay iptali davasında ifade vermeye gitmemesine ilişkin yaptığı açıklamanın “Siz bu konuya nereden bakıyorsunuz” diyerek sorulması üzerine ise Özel, “Bulunduğum mevkiden bakıyorum. Genel Başkanlık mevki her sürece her baktığın açıyı, her sorulduğunda cevaplandırmamayı gerektiriyor” dedi.

Kaynak: ANKA