CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Euronews Türkçe’ye konuştu. Özel, partisinin cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasıyla başlayan süreci “darbe” olarak nitelendirerek, şunları söyledi:

Çiğ süt sektöründe kriz, CHP'li vekil açıkladı: Üretici her litre başına 8 TL zarar ediyor Çiğ süt sektöründe kriz, CHP'li vekil açıkladı: Üretici her litre başına 8 TL zarar ediyor

"Burada muhalefetin sorumluluğu demokrasiyi savunmak. İktidarın da göze aldığı şey, bir darbe girişimidir. Biz 15 Temmuz gecesi bu iktidara darbe yaptıklarında bu iktidarı çok sevdiğimiz için değil, demokrasiyi çok sevdiğimiz için seçilmiş parlamentonun, seçilmiş iktidarın arkasında, darbecilerin karşısında durmuştuk. Biz o gece bu sınavdan geçmiştik. Şimdi AK Parti'nin bu sınavdan geçip geçemeyeceğini hep birlikte göreceğiz. Bu katıksız bir darbe girişimi, şüphesiz bir darbe girişimi. Türkiye kamuoyu da bunu böyle kabul ediyor ve darbe girişimi karşısında büyük bir kararlılıkla duruyor. Biz muhalefet olarak dağılmamak, bölünmemek, ortak doğruları savunmak durumundayız. Çünkü bu darbe girişimi kendilerince ‘ustaca’ demeyeyim ama uyanıkça planlanmış."

Daha fazla sertleşeceğini düşünmüyorum

Terör suçlamasını, muhalefeti bölmeye yönelik bir hamle olarak tanımlayan Özel, bunun milliyetçi seçmeni korkutmak ve uzaklaştırmak için yapıldığını söyledi. Özel, "Siyasi iklim ne yöne gidecek, serteleşecek mi?" sorusuna, "Erdoğan sertleşmeden fayda görmedi ve bütün hesapları terse döndü. O yüzden bir süredir de geri adım atmış durumda. İkinci dalga operasyonları, ilk dalga gibi üst perdeden sahiplenemiyorlar, sahiplenemezler de. Ama ben bundan sonra daha fazla sertleşeceğini düşünmüyorum. Sertleştikçe kendisi kaybediyor. Biz de mücadele ettikçe güçleniyoruz" yanıtını verdi.

Kayyum atanmasını yakın yere koymuyoruz

Özgür Özel, "İBB’ye kayyum atanması halinde ne aksiyon alacakları" sorusu üzerine şunları söyledi:

"İBB’ye kayyum atanmasını yakın yere koymuyoruz. Buna kalkışanı da perişan ederiz. İBB'ye kayyum atamaya çalışmak büyük bir öngörüsüzlük olur ve Türkiye'yi karıştıran ve Türk siyasetine, demokrasisine çok zarar veren bir iş olur. Türkiye ekonomisini berbat eden bir iş olur. Türkiye'nin zaten çok önemli kaynakları bu işe gitmişken bütün rezervlerinin tükeneceği, büyük bir ekonomik krizin olacağı, borsanın çökeceği, yabancı yatırımcının kaçacağı, faizlerin tırmanacağı, risk piriminin yükseleceği bir adımı atmalarını doğru bulmuyoruz. Bu adım Türkiye ekonomisini batırdığı gibi sokakları da karıştırır."

Biz saf değiştirmedik

"CHP ile MHP’nin aynı safta yer alması yeniden gündemde olabilir mi” sorusu üzerine Özel, "Biz saf değiştirmedik. Biz hep bu iktidarın antidemokratik uygulamalarına karşı duruyoruz. MHP ile tekrar aynı hatta buluşsak elbette ki bundan memnuniyet duyarız ama dedi. Burada taraf değiştiren ben olmadığım için benim değiştirecek bir kararım yok. Ümit ederim ki Sayın Bahçeli'nin son dönemde demokrasiyi savunan açıklamaları veya pozitif yönden yaklaşarak buna yorduğumuz açıklamaları düşündüğünüz gibidir ve bundan sonrası için de demokrasiyi savunuyordur. Sayın Bahçeli ile demokrasi safında yeniden buluşmayı gerçekten arzu ederiz" diye konuştu.

Buna ses çıkmasaydı...

"İmamoğlu'nun tutuklanmasının ardından ‘Türkiye Rusya olacak. Seçimler ortadan kalkacak’ gibi söylemler vardı. Böyle bir ihtimalin olduğunu düşünüyor musunuz” sorusuna da Özgür Özel, "Eğer insanlar bu yaşananlara kayıtsız kalsaydı, İmamoğlu'na sahip çıkmasalardı ve yerel seçim sandığına Erdoğan'ın uzattığı el istediğini alsaydı, bir sonraki el genel seçim sandığına uzanabilirdi. Ya da karşısındaki adayı ekarte etti. Buna ses çıkmasaydı, bir başka adayı ekarte etseydi, bir başka adayı ekarte etseydi ve kendisi için en elverişli rakiplerle seçime girseydi o zaman benzer bir durum ortaya çıkabilirdi. Halkın demokrasiye sahip çıkışından duyduğum memnuniyet ve geleceğe dair umudum böyle bir riskin olmadığını söylüyor" yanıtını verdi.

AİHM'in masumiyetimizi teyit edeceğini düşünüyoruz

Özgür Özel, "İBB'de AK Parti döneminde yapıldığı iddia edilen yolsuzluklara dair İBB Teftiş Kurulu'nun hazırladığı dosyaların akıbeti ne oldu" sorusunu da şöyle yanıtladı:

"Bir önceki İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, tam dosyalar hazırlanmışken geldi. Dosyalara İçişleri Bakanlığı adına el koydu ve bu dosyaların hiçbir tanesine bir işlem yapılmadı. İBB'de 37, Ankara Büyükşehir Belediyesi'nde (ABB) ise 97 dosya, İçişleri Bakanlığı tarafından el konulmuş ve üzerinde hiçbir işlem yapılmayan durumda. Bugün bize, ‘Yolsuzluk yaptınız’ diye iddia ettikleri her şeyi çok fazlasıyla ve kanıtlarıyla kendileri yapmış durumdalar. Yargılamaların sonucunda bu taraflı yargı bir karar verirse de üst mahkemelerin bunu bozacağını en kötü ihtimalle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) haklılığımızı ve masumiyetimizi teyit edeceğini düşünüyoruz."

Şimdi delil de yok, sadece gizli tanık

"Süreç, Ergenekon ve Balyoz'a benzetiliyor. Bu konuda iktidara yöneltilen eleştirilere katılıyor musunuz” sorusu üzerine Özgür Özel, şöyle konuştu:

“Yürekten katılıyorum. Bu eleştirilerin doğrudan sahibi ve ilk dile getirenlerden bir tanesi benim. Ergenekon ve Balyoz süreçlerinde ben kumpasları iddia ederken Erdoğan kumpas kuran FETÖ'cüleri sahipleniyordu. Sonra darbe gecesi kimin ne mal olduğu ortaya çıktı. Şimdi yeni bir kumpas kuruluyor. Erdoğan yine darbecileri savunuyor. Ben yine karşısındayım. O yüzden tarihsel olarak bir kez daha haklı çıkacağımı biliyorum. Ama burada yarattığı mağduriyetlerin artık daha fazla sürmemesini diliyorum. Eskiden FETÖ'cüler gizli tanık kullanırlardı. Bu gizli tanıkları destekleyen bir takım deliller de bulurlardı. Çoğunlukla sahte delillerdi, üretirlerdi. Biz delillerin sahteliğini ispatlamaya uğraşırdık. Şimdi delil de yok. Sadece gizli tanık. ‘Gördüm’ de demiyor, ‘Duydum’ diyor. Duyduğunu destekleyecek bir tek somut delil yok. Ben dünyanın, Avrupa'nın bütün hukukçularına bu durumu ihbar ediyorum."

İmamoğlu, Erdoğan'ın önünde bir engel

Özel, "İmamoğlu'nun Kanal İstanbul’u hayata geçirebilmek için tutuklandığı" iddiasını ise şöyle değerlendirdi:

"Bu konuda hiç bir şüphem yok. Çünkü Tayyip Erdoğan hem Katarlılara hem birçok Arap ülkesinin yöneticilerine ki onlar boğaza çok düşkündürler ve şu anda artık yeni bir boğaz yaratma hayalini sattı Erdoğan onlara. Şu anda Katar televizyonlarında, Arap televizyonlarında Erdoğan'ın resmiyle birlikte Kanal İstanbul manzaralı dairelerin reklamları dönüyor ve Erdoğan da Kanal İstanbul'u hızlandırmaya çalışıyor. Bunun önünde bir tane engel var. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve İSKİ. İSKİ'nin genel müdürü, buralara yıkım kararı verdiği için şu anda gözaltına alındı, belki hapse konacak. İmamoğlu 'Ya kanal ya İstanbul' dediği için kanala karşı İstanbul'u savunduğu için şu anda Erdoğan'ın önünde bir engel. Erdoğan, mali yönden de siyasi yönden de Ekrem İmamoğlu'nu kendisine hem rakip olduğu için hem de kendisinin kurduğu bir ekonomik düzen çarkına çomak soktuğu için Ekrem İmamoğlu'ndan ve arkadaşlarından kurtulmak istiyor.”

Kaynak: ANKA