CHP Lideri Özgür Özel, Buca Kırıklar F Tipi Cezaevi’nde; kooperatif soruşturması kapsamında tutuklu bulunan CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu ve eski İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ile İBB soruşturması kapsamında tutuklu bulunan Beylikdüzü Belediye Başkanı Mehmet Murat Çalık, İZBETON soruşturması kapsamında tutuklu bulunan Heval Savaş Kaya ve kent uzlaşı soruşturması kapsamında tutuklu bulunan Mehmet Ali Çalışkan’ı ziyaret etti.

Özel açıklamasında, 19 Eylül’de görülecek ‘kooperatif’ davasını İzmir’de takip edeceğini ifade ederek, “Bir aksilik olmazsa arkadaşlarımızın 19 Eylül’deki davalarını da takip edeceğim. O günden sonra da arkadaşlarımızın tutuksuz yargılanacaklarına da inanıyorum. Zaten kooperatifçilik bir iyi niyettir. İnsan dolandırıcılık yapacak olsa kooperatifçilik değil başka işler yapar. Bunun da dosyada açıkça görüneceğini düşünüyorum” dedi.

Kooperatifçiliği doğru bir model olarak görüyoruz

Özel ayrıca, Kooperatif modelinin arkasında olduklarını ve mevcut İzBB yönetiminin bir formülle mağduriyetleri gidermek için çalıştığını belirterek, “Şu anda CHP genel merkezinin yaklaşımı İzmir’deki kooperatifçilik meselesini bir hata değil doğru bir iş, yaşanan süreci de bir talihsizlik olarak yorumluyoruz. Kooperatiflerle ilgili hem genel merkezden görevlendirilen heyetimiz hem de İzBB Başkanımız ve yöneticileri, eski yöneticilerimizin bu konudaki yaklaşımıyla uyumlu bir şekilde kooperatiflerle görüşüyoruz ve çözüm üretiyoruz. Çözüm üretme irademiz var ve bu 19 Eylül’de mahkeme dosyalarına da girecek. Ayrıca da İzmir’de 5-6 bin tane mağdur bırakacak halimiz yok. Bize her daim sahip çıkmış bir kentte mağdur bırakacak halimiz yok. Bunun üzerinden de en doğru formüllerle ilerleyeceğiz ve sanki kooperatif işi CHP’li siyasetçilerin, bürokratların insanları mağdur etmek, hatta dolandırıcılık falan diyorlardı ama Allah’tan iddianamede kimsenin maddi bir çıkar beklemekle ilgili bir şey olmadığı, hakkını teslim eden bir iddianamede var, bundan sonrası kimse dolandırmadı, kooperatifler yürüdüğü sürece de isnat edilen suçun konusuz kalacağı ortadadır. Bu badireyi atlattıktan sonra da herkes şunu bilsin ki CHP kooperatifçilik modelini bugünün sorunlarına çözüm üretecek doğru bir model olarak görüyor. Bu, başarısızlık değil, buradan önce başarı sonra da doğru bir model üreteceğimizi herkes görecek. Bu şartlar altında bu maliyetlerle, bu kadar vahşi şekilde rant yenildiği bir dönemde, bu rantın vatandaşla paylaşılması gerekiyor. Bu konuda doğru bir model geliştireceğimizi herkes görecek” diye konuştu.

Cemil Tugay'dan fuar hatası: Soyer döneminde de düzenlenen korteji "ilk kez" diyerek duyurdu
Cemil Tugay'dan fuar hatası: Soyer döneminde de düzenlenen korteji "ilk kez" diyerek duyurdu
İçeriği Görüntüle

Arkadaşlarımızın 19 Eylül’de tutuksuz kalmalarını bekliyoruz

“Kooperatif” dosyası kapsamında tutuklu bulunan Aslanoğlu, Soyer, Kaya ve Karcı’nın 19 Eylül’de serbest bırakılmasını beklediğini söyleyen Özel, “Afyon Kocatepe’deki yürüyüşe katılmadan önce cezaevindeki arkadaşlarımız CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu, önceki dönem İzBB Başkanımız Tunç Soyer, önceki dönem belediye bürokratlarımızdan Heval Savaş Kaya’yı, ‘Kent Uzlaşısı’ davasıyla burada tutulan, İstanbul’dan buraya sürülmüş olan Mehmet Ali Çalışkan ve bir de annesiyle birlikte hepimizin yüreğini parçalayan Beylikdüzü’nün seçilmiş başkanı Mehmet Murat Çalık’ı ziyaret ettim. Öncelikle arkadaşlarımızın, Mehmet Murat Çalık’ı tabi ki ayrı konuşmak lazım ancak cezaevi şartları, cezaevi personelinin kendilerine nazik davranmaları konusunda hiçbir şikayetleri yok. Bunu ifade etmek lazım, hatta kendileri cezaevi yönetimi ve çalışanlarına memnuniyetlerini ifade etti. Tabii İzmir’de İzBB’nin önceki Başkanı Tunç Soyer ve arkadaşlarının yargılandığı davalarla ilgili öncelikle şu memnuniyetimi ifade edelim. Ben İzmir İl Başkanlığı önünde 2 vurgu yaptım. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı gibi bir soruşturma yürütülürse ki onu bir ‘düşman hukuku’ olarak görüyoruz, ona göre mukabele ederiz. Ancak tutuksuz yargılamanın yapıldığı, delillerin hızla toplandığı, iddianamenin hızla hazırlandığı adil bir yargılama süreci olursa ona göre cevabımızı veririz dedik. İzmir’de kasım ayına kalan 2 dava var ve bu davalarda hiç tutuklu yok. Tutuklu olanların hepsini tensiple tutuksuz yargılamaya çevirdiler. Ben buna ne söyleyeceğim? Bizi neden yargılanıyorsunuz diyecek halimiz yok. Hiçbir arkadaşımız da demiyor. Diyorlar ki ‘o davalarda suçsuzluğumuzu ifade edeceğiz’. Biz de o davaları dikkatle takip edeceğiz ama kasım ayına kadar tutukluluk olsaydı burada isyan ederdik. Eylül ayında görülecek dosyada tutuklularımız var o dosyanın da 19 Eylül’de görülecek olması bizim açımızdan büyük bir memnuniyet. O gün mahkemeyle birlikte arkadaşlarımızın da o dosyadan tutuksuz kalmasını bekliyoruz” ifadelerini kullandı.

AKP’liler şimdi neden bir şey demiyor?

Özel, “Kooperatif” operasyonunun başladığı günlerde AKP’li siyasetçilerin dosya üzerinde tepindiğini ancak dosyadan bir şey çıkmayınca sustuklarını söyleyerek, “O dosyayla ilgili de şunu ifade edeyim. Dikkat edin arkadaşlar, o dosya üzerinde AKP ilk günlerde tepiniyordu. Şimdi bir şey diyorlar mı? Demiyorlar çünkü yaşanacak gelişmelerin onları mahcup edeceğini biliyorlar. Kooperatifçilik bir suç değil. Hele hele inşaat maliyetleri bu noktaya geldiğinde bir infaz memuru ya da bir İzBB çalışanı ya da ortalama geliri olan bir vatandaş bugün 86 bin liranın altında geliri olan herkes yoksuldur, bin yıl çalışsa ev sahibi olamaz. İşte bu umutsuzluğu umuda dönüştüren kooperatifçiliktir. İnşaat maliyetlerindeki 10 kat artış elbette bazı aksaklıklar yaratmıştır. Yaşanan bazı aksilikler bazı hatalar bu işte bir ilerlemenin durmasını ve bir panik yaratmıştır. Denizcilikte de bu işte de temel kural şudur, gemiyi rüzgâr, dalga batırmaz, panik batırır” dedi.

Mehmet Ali Çalışkan’ın 1 dakika bile burada durmaması lazım

Reform Vakfı Direktörü Mehmet Ali Çalışkan hakkında da konuşan Özel, Çalışkan’ın 1 dakika bile tutuklu kalmaması gerektiğini ifade ettiği konuşmasında, “Mehmet Ali Çalışkan bugünün şartlarında burada bir dakika durmaması gereken bir arkadaşımızdır. Onlar hala daha iddianame bekliyorlar. Bu ‘kent uzlaşısı’ üzerinden üretilen şayia, ortaya çıkan, ‘siz DEM’den oy alsın diye Kürtleri koydunuz, seçim sonucuna etki ettiniz’ ifadeleri, yaptığımız tam da budur. Bu da siyasettir ve doğrudur. Kürtlerin temsili olması gerektiğini düşündüğümüz için bunu yaptık. Birileri, ‘vay DEM’lenmek’ falan diye bunu kriminalize ediyordu. Şimdi Türkiye’nin geldiği noktada sayın Bahçeli’nin 1 Ekim’de gidip DEM Partiye elini uzatmasıyla, CHP’nin yaptığının bir suç değil, demokratik bir temayülün başlangıcı olduğunu göreceksiniz. Siyasi hayatımın hiçbir gününde bir siyasi partiyi şeytanlaştırmadım ve buna karşı hep mücadele ettim. DEM Parti’nin ‘Kent Uzlaşısı’ dediği mesele, kente karşı suç işlemeyeceklere oy verebileceklerini ifade şekliydi. Benim adıma İzmir İttifakı, İstanbul İttifakı sözünün, eyleminin fikir sahibi ve uygulayıcısı benim. Ve bu sadece Kürtlerle yapılırsa Kent Uzlaşısı olur ama AKP’lilerle, Ülkücülerle, onlardan oy alabilecek, sözünü meclise taşıyabilecek, şimdi onlardan ümidi kesmiş partililerle, milliyetçilerle de beraber olduk. O ittifakı da hayatımın hiçbir gününde ne riskli ne hatalı ne de suç olarak gördüm. Bütün sorumluluğu aldığımı da söylediğimde birilerini bunu kriminalize ediyordu. Bu tutarlıkla da devam edeceğim” şeklinde konuştu.

Murat Çalık’ın anasına acırım

Beylikdüzü Belediye Başkanı Mehmet Murat Çalık hakkında da konuşan Özel, Çalık’ın annesine ve kendisine acıdığını ve bir an önce serbest bırakılması gerektiğini kaydettiği konuşmasında, “Murat Çalık’ın anasına acırım kendisine acırım. Yoksa bu sürecin AKP’ye nasıl zarar verdiğini hep birlikte gördük. Maalesef bu süreçte bir yetkin hastanenin kararını hiçe sayıp, bir başka hastaneye talimat verir gibi davranılması, bizim iyi niyetimize rağmen o hastanede yapılan, yapılması taahhüt edilen işlerin yapılmak yerine raporun sadece belli değerleri belli günlerden, yoğun beslenmeden sonra alınıp yollanması ve Murat Çalık’ın siyasi bir kararla içeride tutulmasını kabul etmiyoruz. Murat Çalık bir hükümlü değil, ona bir hükümlü gibi davranılıyor. Beraat ettiği işlerden sırf birisi kulağına ilişmiş, ‘İmamoğlu’nun en yakını budur’ lafı üzerinden, belediye başkanı olmasından, bir algı yaratmak için olmadık bir dosyadan içeride tutuluyor. Onun beraat edeceği kesin ama bu sırada hastalığı nüksederse ne olacağının cevabını kim verebilir? 2 cinayet işlemiş birisi cezaevi onun yaşayamayacağı bir yer haline gelmeden bırakılmayabilir ama suç işlediği bile şüpheli olan birisinin verileri kötüye gidiyorsa, bir doktor raporu ‘nüks riski var’ diğeri ‘bir hareketlenme var, kontrol altında tutalım’ diyorsa sen bu kişi ev hapsinde tutsan ne olur? Adli kontrol versen de doktoruna gitse iyi beslense ne olur? Yarın öbür gün ‘pardon ya suçsuzmuş’ deyince o gün ‘pardon ya nüksetmiş hastalığı kanser olmuş’ deyince ne diyeceğiz biz ailesine? Ne diyeceğiz? Tutukluluk harici bir sürü tedbir varken bir kişinin bu durumda cezaevinde tutulmasını kabul etmiyoruz. Ayrıca birinci rapor bu kadar netken ikincisi için bir şehir hastanesine yollanıp oradan bir rapor getirilmesini kabul etmiyoruz. Hayatımın hiçbir döneminde kimseyi hedef göstermedim ama herkes elini vicdanına koysun, bu aileye, bu hastaya ne taahhüt edildi, sonra da bırakılıp kaçıldı bunu da görüyoruz. Bunu da vicdanımızın bir yerine not etmiş durumdayız. İçeride ziyaret ettiğim 5 masuma en kısa sürede hürriyet, bütün masumlar için de adalet talebimizi bir kez daha dile getiriyorum” dedi.

Muhabir: BATUHAN KAYA