Yeni eğitim öğretim yılı daha ilk haftalarında, okullarda yaşanan akran zorbalığı vakalarıyla gündeme geldi. Veliler endişeli, uzmanlar ise okullarda önleyici adımların hızla atılması gerektiğini söylüyor. Kıyafet, kırtasiye, ulaşım ve beslenme gibi kalemler aile bütçesini zorlarken; okul yönetimleri ise fiziksel ortamları hazırlayıp eğitim kadrolarını şekillendirmeye odaklanıyor. Ancak tüm bu süreçlerin gölgesinde kalan ama öğrencilerin hayatını doğrudan etkileyen bir tehlike daha var: Akran zorbalığı.

İzmir'de FETÖ'ye yönelik operasyon: 10 kişi gözaltına alındı
İzmir'de FETÖ'ye yönelik operasyon: 10 kişi gözaltına alındı
İçeriği Görüntüle

Her 3 çocuktan 1'i zorbalığa uğruyor

İzmir’de çalışma hayatını sürdüren Uzman Psikolog Aslı Macit, okullardaki bu sessiz tehlikeye dikkat çekerek, yapılması gerekenlerle ilgili bilgi verdi. Türkiye’de her 3 çocuktan 1’inin okul hayatında en az bir kere zorbalığa maruz kaldığını belirten Macit, “Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre zorbalığa uğrayan çocuklarda ileriki yaşlarda depresyon, kaygı bozukluğu, düşük benlik saygısı ve sosyal ilişkilerde zorluk yaşama riski çok daha yüksek. Zorbalık yalnızca mağdur olanı değil, zorbalık yapan ve buna sessiz kalan çocukları da etkiliyor; onları da empati kurmaktan uzak, daha saldırgan ya da edilgen bireyler haline getirebiliyor” dedi.

Aile içinde kurulacak sevgi ve güven ortamının, akran zorbalığının engellenmesi için ilk adım olduğunu kaydeden Macit, “Çocuk, evde gördüğü ilişki biçimini okulda yeniden üretir. Saygının, hoşgörünün, sabırlı dinlemenin değer gördüğü bir evde büyüyen çocuk; arkadaşlarıyla ilişkilerinde de bu tutumları taşır. Benzer şekilde öğretmenlerin sınıf ortamında farklılıklara saygıyı teşvik etmesi, zorbalığı görmezden gelmeden net bir şekilde ‘bu kabul edilemez’ mesajı vermesi, çocuklara güvenli bir alan sağlar. Sınıfta iş birliği ve dayanışmayı artıran etkinlikler, çocukların hem okula uyumunu kolaylaştırır hem de zorbalığın kök salmasını engeller” diye konuştu. Şiddet olaylarının engellenmesinin de ilk basamağının bu olduğunu dile getiren Macit, “Bugün çocuklara sunduğumuz sevgi ve nezaket, yarının toplumsal iklimini şekillendirecek. Okulların açıldığı bu günlerde, bir çocuğa kazandırılan her duyarlılık, ileride başkalarına da aynı sevgiyi gösterebilmesini sağlar” ifadelerini kullandı.

'İlham olmayı hedefledim'

Karşıyaka’da yaşayan 43 yaşındaki Moris Karmona, okul yıllarında ve hayatı boyunca pek çok kez akran zorbalığıyla karşılaştığını söyledi. Yaşadıklarını İz Gazete ile paylaşan Karmona, “İlkokul yıllarımda hiç otizmli gözüyle bakılmadım ama sınıfımın dışındaki arkadaşlardan sataşmalara maruz kalmıştım. Bu da bir çeşit akran zorbalığıydı. İlkokul 5’inci sınıftayken başka bir öğrenci velisinin yüzüme tokat atmasını hiç unutamıyorum. Utanç verici bir andı. Ertesi gün özür dilemişti ama yine de unutamadım hiç. Ortaokul hayatım boyunca da akran zorbalığı devam etmişti. Futbolu çok sevmeme rağmen sınıflar arası futbol turnuvalarında beni aralarına almamaları beni çok üzmüştü. Bu haksızlıkları hiç hak etmemiştim, bunlar bende derin izler bıraktı” dedi. Karmona, hayatı boyunca yaşadığı zorbalıkları ‘Morhis’ adlı kitabında kaleme aldı. Kitapta, hayat hikâyesi, uğradığı zorbalıklar ve yaşam mücadelesine yer veren Karmona, otizmli gençlere ilham olmayı hedefledi.

'Sınıflara kamera yerleştirilmeli'

KEDİ- Kabul, Eşitlik, Dahil olma, İstihdam- Otizm Derneği Başkanı Serap Dikmen Ahmetoğlu de otizmli çocukların okullarda yaşadıkları akran zorbalığı başta olmak üzere tüm sıkıntıların önlenmesi için sınıflara kamera yerleştirilmesi talep ettiklerini söyledi. Ahmetoğlu, “Derneğimizin, özel eğitim sınıflarına kamera konulması talebi ile ilgili Danıştay’da açtığımız dava, birinci yılına yaklaşırken hala davanın görülmesini bekliyoruz. Bu sınıflarda hem eğitim hakkı tesliminin hem de güvenliğin bu şekilde sağlanabileceğini düşünüyoruz” dedi.

Zorbalığa karşı uzman tavsiyesi

Uzman Psikolog Aslı Macit, akran zorbalığıyla ilgili ebeveynlere ve öğretmenlere tavsiyelerde bulundu. Model Olun: Çocuğunuzun yanında kullandığınız dilde, nezaketi merkeze alın. Açık Kapı Politikası: “Ne yaşarsan yaşa, benimle paylaşabilirsin” mesajını sık sık vurgulayın. Empatiyi Besleyin: Kitaplar, filmler ya da gündelik olaylar üzerinden “O nasıl hissetmiş olabilir?” sorusunu birlikte düşünün. Ekran Süresini Denetleyin: Sosyal medyada maruz kalınan içerikler zorbalığı normalleştirebilir. Çocuğunuzla birlikte içerikleri tartışın. Gözlemci Olun: Sessiz kalan, içine kapanan ya da arkadaşları tarafından dışlanan çocukları fark etmek için sınıf içindeki dinamikleri düzenli gözlemleyin. Zorbalığa Net Tutum: Zorbalığa karşı açık ve net bir şekilde “Bu kabul edilemez” mesajı verilmeli. Destekleyici Etkinlikler: Grup oyunları, iş birliği gerektiren projeler ve sınıf içi sorumluluk paylaşımı, öğrenciler arasında aidiyet duygusunu güçlendirir. Aile İş Birliği: Gözlenen bir zorbalık durumunda aileyle iletişim kurmak, sürecin sağlıklı yönetilmesini sağlar.

Muhabir: DOĞUKAN FİKRİ FİDAN