Sılanur Gezgen, 14 yıl önce prematüre doğdu ve kuvözde kaldığı süre boyunca fazla oksijen ve ışıktan dolayı görme yetisini kaybetti. Henüz bebekken müziğe ilgisi fark edilen Sılanur, 7 yaşındayken bağlama çalmaya başladı. Aynı zamanda güzel bir sese de sahip olan Sılanur, kendi bestelediği türküleri de seslendiriyor.

Aşık Veysel hayranı Sılanur, konservatuvarda okumak ve halk müziğinin önemli seslerinden biri olmak istiyor. Aşık Veysel'in duygularını çok iyi ifade ettiğini belirten Sılanur, "Onunla ortak yönlerimiz çok fazla, ikimizin de gözleri görmüyor. Onu çok iyi anlayabiliyorum. Bu yüzden çok seviyorum" dedi.

AZMİN NOTALARI

Piyano, bağlama, ksilofon, mızıka ve vurmalı çalgıları da çalabilen Sılanur Gezgen, "Okulumdaki herkes bana yardımcı oluyor ve ellerinden geleni yapıyorlar. Burada hiç ummadığım bir hayat yaşıyorum. Herkes kardeş gibi. Bağlama çalan bir ağabeyim vardı, sesi kulağıma çok güzel geliyordu ve ben de bağlama çalmayı öğrenmek istedim. İlkokul öğretmenlerim beni destekledi ve bağlama çalmaya başladım. Ses yeteneğimi ise daha 1 yaşındayken kendi kendime tuttuğum ritimlerden anlamışlar. Liseyi yetenek okulunda, üniversiteyi de konservatuvarda okumak istiyorum. Şan ve müzik eğitiminin İtalya’da çok iyi olduğunu duydum. Bu yüzden İtalya’ya da gitmek istiyorum. Sanatçı olmak ve dünyada tanınmak istiyorum. Aynı zamanda kendi bestelerimi ve şiirlerimi yazıyorum. Öğretmenlerim şiir ödevi yapılacağı zaman öncelikle bana verirler. Geçen yıl takdir ve iftihar belgesi aldım, derslerimde de çok azimliyim" diye konuştu.

HER ŞEYİ YAPABİLECEĞİNE İNANIYOR

Anne İlknur Gezgen, "Prematüre doğduğu için düzeleceğini ve geç göreceğini düşündük. Ancak daha sonra birkaç operasyon geçirdi. Pes etmedim, birçok doktora götürdüm. Orada tamamen doktor hatası yüzünden göremediğini öğrendik ama artık çok geçti. 6 yaşındayken Aşık Veysel Görme Engelliler Okulu’na yazdırdık. Hasan Doğan isimli sınıf öğretmenimizin emeği ile bu hale geldi. Kendine güvenen bir kız olması onun sayesinde oldu. Okul açıldıktan sonra kendi işlerini kendi görmeye başladı. Hasan hoca kabanı kendisi giymesi için 3 ders boyunca beklemiş. O zamandan beri her şeyini kendisi yapabileceğine inanıyor ve özgüveni çok yüksek" diye konuştu. Anne Gezgen, şöyle devam etti: "Sıla daha bebekken bile kendi kendine ritim tutar, ninni söylerdi. Türkü Sıla’yı sakinleştiriyor. 7 yaşındayken bir ağabeyi ona bağlama çalmayı öğretti. Sıla bağlamanın sapını bile tutamıyordu. Ancak şimdi dinlediği şeylerin notasını çıkarabiliyor. Kendini geliştirebileceğini biliyorum ve sadece müzik eğitimi alabilmesi için destek bekliyorum. Müzik eğitiminin 1 saati bile beni aşıyor. 16 yaşında bir oğlum daha var ikisine de bakmak zorundayım. Müzik eğitimi almasını istiyorum, evdeki ortamımız yetersiz. Orbit isimli görme engelli cihazlarından temin etmek istiyoruz. Görme Engelliler okulundan dağıtıldı, ancak Sıla Görme Engelli okulunda okumadığı için bu cihazdan alamadı. En önemli ihtiyacımız şu anda orbit."

Buca Ötüken Ortaokulu Müdürü Bülent Bingöl ise "Kızımızın sosyal beceri ve müzikte olan yeteneği bizi çok etkiledi. İnanılmaz bir müzik yeteneği ve ses yeteneği var. Bu durum diğer çocuklara ilham oluyor, bizleri de çok gururlandırıyor. Ancak okulumuzda engelli öğrencilerin hayatını kolaylaştırabilmemiz için fiziki anlamda desteğe ihtiyacı var" diye konuştu.
 

DHA

Editör: Haber Merkezi