İz TV’de yayınlanan KAYIT programının bu haftaki bölümünde, eski İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ve eski İZBETON Genel Müdürü Heval Savaş Kaya’nın tutuklu yargılandığı, eski CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu’nun tahliye edilip yeniden tutuklandığı kooperatif davası hakkındaki gelişmeleri değerlendiren İz Gazete Genel Yayın Yönetmeni Ümit Kartal, davaya ilişkin aylardır aynı şeylerin konuşulduğunu söyledi.

Şenol Aslanoğlu’nun geçtiğimiz hafta sonu önce gözaltına alınıp ardından yeniden tutuklanmasını yorumlayan Kartal, “Bir kere cumartesi olması gözaltının şu niyeti gösteriyor, ortaya koyuyor; pazartesiye kadar bekletelim. Bir algı olsun, ifade almak üzere hafta sonu olduğu için. Birincisi bu niyeti ortaya koyuyor. İkincisi benim edindiğim, sorulan sorular ve gözaltı gerekçesiyle ilgili avukatlardan edindiğim bilgi, defalarca yapılan duruşmalar ve bundan önceki ifadelerden çok da farklı bir durum söz konusu değil, aynı şeyleri yine konuşuyoruz.

DAVANIN İÇİ BOŞ ALGISINI TERSİNE ÇEVİRMEYE ÇALIŞIYORLAR

Kelimelerime de dikkat etmek istiyorum ama 6 aydır artık iyice kamuoyunda netleşen haliyle kooperatif davası boştur, iddianamesi boştur algısını tersine çevirmek üzere iddia makamı hamle yapıyor gibi görünüyor. Doldurmaya çalışıyor, yani önce biz bunları cezaevine atalım sonra dolduralım gibi bir gayret. Duruşmaların tamamında da zaten böyle bir izlenim vardı. Yani ne oldu şimdi, ne konuşuldu, yine aynı şeyler konuşuldu diyerek çıkıyorduk zaten duruşmalardan gazeteciler olarak bile. Şimdi bunu doldurmaya yönelik bir gayret olduğu kesin. Ben açıkçası böyle yorumluyorum. İddia makamı iddiasını kuvvetlendiremedi. İddiasına kamuoyunu ikna edemedi. Bunun baskısını yaşıyor diye hissediyorum iddia makamı. Çünkü bir rapordan bahsediliyor. Rapor mağdurların avukatının gayet yönlendirmesiyle yazılmış bir rapor. Bahse geçen konular duruşmaların büyük çoğunluğunda konuşulan konular. Yine ifadeyi çağırılır tabii. Ancak hafta içi ifadeye çağırırsan ifadesini verir insanlar. Hafta sonu gözaltı işlemi özellikle uygulamak, burada bir mesajı barındırıyor. ‘Boş değil bu, boş değil, bak göreceksiniz… Çıkaracağız illa ki buradan bir ceza’ gayretini gözler önüne seriyor.

MUHALİFLERE DE MESAJ VERİLİYOR

Koskoca iddianameyi ve duruşmayı tekrar tekrar burada anlatmaktan biz de usandık neredeyse ama özetle söyleyebiliriz ki yargılanan bir model. Bu modeli yapmaya cüret edenleri burnundan getirme çabası bu. ‘Siz kim oluyorsunuz da TOKİ'nin karşısında alternatif bir konut projesi yaratıyorsunuz? Bundan sonra bırak böyle cüret etmeyi, bunu aklına bile getirmesin kimse’ demek üzere, tescillemek üzere yapılan bir işlem olarak düşünüyorum. Tüm sürecin tamamının böyle olduğunu gözlemliyorum ben.

Iztv-5

CHP BİR ALTERNATİF YARATMIŞTI

Mücahitlerin müteahhitleştiği, inşaat sektörünün de sıcak para bakımından canlı bir sektör olarak iktidar ve iktidar çevresi tarafından değerlendirildiği bir çeyrek asırdan sonra, o ya da bu şekilde kentsel dönüşüm, kötü binalarını dönüştüremeyen yoksullara bir alternatif yarattı Cumhuriyet Halk Partisi. Bu alternatif eğer boğulmasaydı, bu alternatifle ilgili bir eksen kayması olmasaydı CHP'de, başarıyla en azından bir kısmı başarıyla sonuçlandırılmış olsaydı belki de büyüyecekti. Belki de başka şehirlere yayılacaktı. Bu kadar çok belediyeyi Cumhuriyet Halk Partisi kazanmışken, bir alternatif olarak yoksulların konutlarını dönüştürmesi yolunda bir seçenek olarak çeşitlenecekti. Belki eksik gediğini de kapatarak ilerleyecekti. Ama bu yapılanla şu mesaj veriliyor; bırakın buna cüret etmeyi, bunu aklınıza bile getirmeyeceksiniz. Zinhar, bu alan bizim. İnşaat alanı bizim. İnşaatı da rantı da dönüşümü de TOKİ’si de bilmem nesi de bizim. Siz bu işlerle uğraşmayın kardeşim. Ey Cumhuriyet Halk Partisi, muhalifler siz böyle gerçekçi konularla insanların yaşamlarına onlarca yıl etki edecek türden gerçekçi konularla uğraşmayın. Uğraşırsanız daha sonunuz bu olur. Burnunuzdan fitil fitil getiririz.

Buğra Gökce’nin imza gününün kente ve siyasete yansımaları: İzmir bin pişman!
Buğra Gökce’nin imza gününün kente ve siyasete yansımaları: İzmir bin pişman!
İçeriği Görüntüle

SİYASİ ODAKLAR PROJEYİ SAHİPLENMEDİ

İkincisi, bu modelin bir diğer yanı sonuçta iş dünyası. Kooperatif modelinde, bir kentsel dönüşümde arsa sahipleri, bir de bunun maliyetini bir daire kendilerine, bir daire arsa sahiplerinin dairesine olmak üzere üstlenen iş insanlarından kurulan kooperatif. İzmirli muhalif iş dünyası. İzmir'in zenginlerine de şu mesaj geliyor; giremezsiniz böyle şeylere. Orası İzmir bile olsa, siz çok kuvvetli bile olsanız, sanayide de kuvvetli olun, nerede kuvvetli olursanız olun, ticaret odasında, sanayiciler odasında, İZSİAD’da nerede etkiniz olsa da, ne kadar güçlü olsanız da siz kumda oynayın kardeşim. Böyle gerçekçi işlerle ilgili adım atmayın. Bir bakarsınız ki işinizden de olursunuz, gücünüzden de olursunuz, ekmeğinizden de olursunuz, özgürlüğünüzden de olursunuz mesajı verilmiş oluyor. Burada sütten ağzı yandı İzmir iş dünyasının ve İzmir'in yerel yönetimlerinin. Ben çok uzun yıllar bir daha hiç kimsenin elini taşın altına koyarak böylesi alternatifler yaratma konusunda cesaret göstereceğini düşünmüyorum. Çünkü en azından siyasi odak bakımından ciddi bir sahiplenme de söz konusu değil” diye konuştu.

Muhabir: DOĞUKAN FİKRİ FİDAN