SEMRA İĞTAÇ- Zer, Kazım Öz’ün yol hikâyelerine bir yenisini eklediği 2017 yapımı filmidir. Geniş izleyici kitlesine ulaşan film; Mannheim-Heidelberg, GOA ve Edinburgh gibi uluslararası festivallerde gösterilmiş ve birçok ödüle layık görülmüştür. Zer filmi, Yeni İnsan Yayınevi tarafından kitaplaştırıldı. Yönetmen Kazım Öz, kitabın tanıtımı kapsamında 5. İzmir Kitap Fuarı’nda düzenlenen söyleşide İzmirlilerle bir araya geldi.

CHP’li Kılıç’tan basın özgürlüğü tepkisi: Ulusal medyanın yüzde 90’ı iktidarın kontrolünde CHP’li Kılıç’tan basın özgürlüğü tepkisi: Ulusal medyanın yüzde 90’ı iktidarın kontrolünde

Gerçek tarihi sanat yazar

Fuar alanındaki Ahşap sahnede sanatseverlerle buluşan Kazım Öz, sanatın toplumsal bellekteki rolü üzerine dikkat çeken açıklamalarda bulundu. “İki türlü tarih var,” diyerek konuşmasına başlayan Öz, şu ifadeleri kullandı:

“Birincisi iktidarların yazdığı resmi tarih, ikincisi ise halkın hafızasına ve sanata yansıyan gerçek tarih. Sanat, tarihin yönlendirilmemiş ve filtresiz bir penceresidir.”

Michelangelo ve Leonardo da Vinci gibi sanatçılar üzerinden Rönesans döneminin anlaşılabildiğini vurgulayan Öz, Türkiye’de ise 1980 darbesi gibi kırılma noktalarının, ancak dönemin edebiyatı, müziği ve sinemasıyla kavranabileceğini belirtti.

“İnkılap tarihi gibi kitaplarda dönemin ruhunu bulamazsınız. O kitaplar bugünü şekillendirmek için yazılmıştır,” diyen yönetmen, sanatçının toplumsal sorumluluğuna dikkat çekti.

Sanatçının rolü biat değil, gerçeği söylemektir

Sanatın özgür bir alan olması gerektiğini dile getiren Kazım Öz, sistemin sanatçıyı hizaya sokmaya çalıştığını ancak sanatın doğası gereği buna karşı durduğunu söyledi:

“Sanatçıya rol biçilemez. Sanat, biat etmez. Sanatçının özgür düşünceye sahip olması, en temel koşuldur.”

Aynı gün ölen 24 kişilik listeyi gördüm

Yönetmen Kazım Öz, “Toprak” adlı kısa filminin yargılanma sürecine ilişkin dikkat çekici detayları da paylaştı. Film için araştırma yaparken TBMM arşivine girdiğini söyleyen Öz, 2012-2013 yıllarında arşivin kısmen erişime açıldığı dönemde bir milletvekili aracılığıyla izin alarak araştırma yaptığını aktardı.

“Arşivde aynı güne ait ölüm belgesi düzenlenmiş 24 kişilik bir listeye rastladım. 3 yaşında çocuk da vardı, 70 yaşında yaşlı da… Aynı gün nasıl ölmüş olabilirler? Bu, belgelenmiş bir trajediydi,” sözleriyle karşılaştığı durumu paylaştı.

Mahkeme sürecinde sadece kurgucusunun yanında olduğunu belirten Öz, savcının doğrudan filmin amacını sorguladığını söyledi. Filmde, zorla boşaltılan bir köyde yalnız kalan yaşlı bir adamın anıları üzerinden geçmişle kurulan bağı anlattığını ifade etti.

Mahkeme salonu adeta film setine dönüştü

Yargılamayı yapan mahkeme heyetinin önce filmi izlemeden karar vermeye hazırlandığını anlatan Öz, daha sonra hakimin fikir değiştirdiğini ve filmi izleme kararı aldığını belirtti. Ancak filmin tek kopyası, yurt dışına giden bir arkadaşının üzerinde bulunmuş ve havalimanında el konulmuştu. Söz konusu kişi, bu nedenle altı ay cezaevinde kalmıştı.

Film TRT’ye ait bir stüdyoda videoya çevrildikten sonra mahkemede izletildi. İzleme sırasında bir görevli, filmdeki replikleri ve görüntüleri yazıya geçirdi. Öz, filmde bir köpeğin askerler tarafından öldürülme sahnesinin “faili meçhul” olarak kayda geçirildiğini, avukatların ise buna itiraz ettiğini ifade etti.

“Gerçekten trajikomik bir sahneydi,” diyerek bu süreci özetledi.

Muhabir: SEMRA İĞTAÇ