Karşıyaka’da yaşanan eylem sonrası yeni bir kriz ortaya çıktı. TÜM BEL-SEN İzmir 2 No’lu Şube tarafından yapılan açıklamada bazı çalışanların görev yerlerinin değiştirildiğini açıklayarak karara tepki gösterdi.
TÜM BEL-SEN İzmir 2 No’lu Şube Yürütme Kurulu yaptığı yazılı açıklama şu ifadeleri kullandı:
23 günlük eylem sonlandırıldı
Karşıyaka Belediyesinde ödenmeyen TİS alacaklarımız için 23 gün boyunca demokratik, meşru ve barışçıl eylemlerle sesimizi duyurmaya çalıştık. Belediye Başkanı Sayın Yıldız Ünsal’ın, Genel Merkez yöneticilerimizle yapılan görüşmede; Ekim ayında kısmi ödeme yapılacağı, Mayıs ayına kadar kademeli ödemelerin süreceği ve Haziran ayında tüm alacakların tamamlanacağı yönündeki açıklaması olumlu bir yaklaşım olarak değerlendirilmiş, bu nedenle eylemlerimizi sonlandırma kararı almış bulunmaktayız.
Görev yeri değişiklikleri üzdü
Ancak eylemlerimizin bitmesinin ardından bazı üyelerimizin ve emekçi arkadaşlarımızın görev yerlerinin değiştirilmesi bizleri derinden üzmüştür. Bu uygulamanın geri alınarak arkadaşlarımızın yıllarca emek verdikleri görevlerine iade edilmelerini talep ediyoruz.
Eylemlerimize “hukuka aykırı” denilmesi kabul edilemez
Öte yandan, belediye yönetiminden sendikamıza gönderilen yazıda, yaptığımız basın açıklamaları ve demokratik eylemlerin “hukuka aykırı” olduğu belirtilmiş, tekrar edilmesi halinde cezai yaptırımlar uygulanabileceği ifade edilmiştir.
Eylemlerimiz anayasal ve uluslararası hukuk çerçevesinde yapıldı
Oysa bizler; tüm eylemlerimizi Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 34. maddesi, 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu ile Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmeler çerçevesinde gerçekleştirdik.
Uluslararası sözleşmeler sendikal hakları güvence altına alıyor
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 11. maddesi, örgütlenme ve barışçıl toplanma hakkını güvence altına almaktadır. ILO’nun 87 ve 98 sayılı sözleşmeleri, sendikal örgütlenme ve demokratik eylem hakkını devletler için bağlayıcı kılmaktadır. Avrupa Sosyal Şartı, sendikal hakların yanı sıra toplu eylem hakkını da evrensel güvenceye bağlamaktadır.
Anayasal güvence ve yargı kararları açık
Anayasa’nın 90. maddesi uyarınca, bu uluslararası sözleşmeler iç hukukta kanun hükmündedir ve çatışma durumunda önceliklidir. Ayrıca Anayasa Mahkemesi ve Danıştay kararları da sendikal faaliyetlerin ifade ve örgütlenme özgürlüğü kapsamında olduğunu defalarca vurgulamıştır.
Barışçıl ve demokratik faaliyetler hukuka aykırı sayılamaz
Dolayısıyla yaptığımız basın açıklamaları, oturma eylemleri ve kısa süreli iş bırakmalar; şiddet içermeyen, barışçıl ve demokratik faaliyetlerdir. Bunların “hukuka aykırı” sayılması mümkün değildir.
Çözüm yolu diyalog ve müzakere olmalıdır
Bizler sorunların çözümünde baskı ve yaptırımlar yerine diyalog ve müzakerenin esas alınması gerektiğine inanıyoruz. Çalışma barışını güçlendirecek adımların atılması, hem kurumun hem de çalışanların yararına olacaktır.
Haklarımızı savunmaya devam edeceğiz
TÜM BEL-SEN İzmir 2 No’lu Şube olarak; üyelerimizin haklarını, Anayasa ve uluslararası hukukla güvence altına alınmış özgürlüklerimizi savunmaya devam edeceğiz. Belediye yönetimini, bu çerçevede çalışanların haklarına saygı göstermeye ve diyalog zeminini güçlendirmeye davet ediyoruz.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur."