İzmir’in kuzeybatısında yer alan Çiğli, hem doğal güzellikleri hem de tarihi geçmişiyle dikkat çekmektedir. Kuzeyinde Menemen, doğusunda Karşıyaka, güneyinde ve batısında İzmir Körfezi ile çevrili olan ilçe, İzmir şehir merkezine 27 kilometre mesafede bulunmaktadır. 133,55 kilometrekarelik yüzölçümüyle İzmir’in büyük ilçeleri arasında yer alan Çiğli, İzmir Kuş Cenneti ve Doğal Yaşam Parkı gibi alanlarıyla doğaseverlerin uğrak noktasıdır. Çanakkale ve İstanbul’u İzmir’e bağlayan ana arterler üzerinde yer alması ise ilçeyi kolay ulaşılabilir bir destinasyon haline getirmektedir.
Çiğli'nin tarihi
Çiğli’de ilk yerleşimin, 19. yüzyılın sonlarında Balkanlar’dan göç eden Türkler tarafından başlatıldığı bilinmektedir. Kurtuluş Savaşı sırasında Yunan işgalinden kaçarak bölgeye yerleşen halkın da katkısıyla gelişen yerleşim, Cumhuriyetin ilk yıllarında Batı Trakya’dan gelen mübadillerin yerleştirilmesiyle büyümeye devam etti. Tarihsel kayıtlarda 1890 yılında “Çikli” olarak anılan bölge, 1928’den bu yana “Çiğli” adını taşıyor.
1959’da “Büyükçiğli” adıyla belediye statüsü kazanan ilçe, 1966’daki Varto depremlerinin ardından depremzedelere kapılarını açtı. Daha sonra doğu ve güneydoğudan göç eden vatandaşların da yerleştiği Çiğli, bu süreçte hızlı bir şekilde büyüyerek 1981’de İzmir Belediyesi sınırlarına dahil edildi. 1992 yılında ilçe statüsünü kazanan Çiğli, o tarihten itibaren gelişimini sürdürdü. Harmandalı, Sasalı ve Kaklıç gibi bölgelerin dahil edilmesiyle mahalle sayısı arttı. 2010 yılında Ahmet Efendi Mahallesi’nin de eklenmesiyle ilçenin sınırları bugünkü halini aldı.
Çiğli'nin adı nereden geliyor?
Bataklık ve sazlık alanlarıyla bilinen Çiğli'nin adının, bölgedeki yoğun çiğ nedeniyle ilk yerleşimciler tarafından verildiği rivayet edilmektedir. 1893 yılında Yugoslavya'dan göç eden Türk kökenli göçmenlerin bölgeye yerleşmesiyle birlikte, Çiğli'nin bir yerleşim alanı olarak gelişmeye başladığı tahmin edilmektedir. Bu tarihi süreç, Çiğli'nin bugün sahip olduğu kimliğin temel taşlarını oluşturmaktadır.
