İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) İzmir Şubesi’nin 2019’da hayata geçirdiği ve 100’den fazla kadın öğrencinin faydalandığı Beyaz Baretli Kadınlar Projesi (BBK) 6. yılında da dolu dizgin devam ediyor. ‘Erkek mesleği’ olarak lanse edilen mühendislik alanında kadın istihdamını artırmayı hedefleyen proje, toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması açısından da örnek teşkil ediyor. İMO İzmir Şubesi Yönetimi’nden Özlem Özant, Tuğba Akçaoğlu ve projeden faydalanan Hazal Nurbal ve Fatma Sağdıçoğlu, projedeki son durumu, hedefleri ve deneyimlerini İz Gazete’ye anlattı. İzmir dışında uygulanmayan projenin tüm Türkiye’ye yayılmasını istediklerini söyleyen Özant, kadınların proje sayesinde emin adımlarla sektöre başladığının altını çizdi.
Deneyim kazanıyorlar
Proje detaylarını anlatan Özant, mühendislik alanında çalışan kadınların erkeklere göre birçok eşitsizliğe maruz kaldığını söyleyerek, “Projenin 6. yılındayız. 110 öğrenciye ulaştık bu sürede. Kadınlar daha dezavantajlı, bu yüzden mühendislik okuyan kız öğrencilerle sektörde en az 5 yılını doldurmuş kadın mühendisleri bir mentorluk programıyla eşleştiriyoruz. İşi öğrenmeleri ve deneyim kazanmaları açısından bu program çok kıymetli. En önemli kısım da tüm öğrencilere burs imkânı sağlıyoruz. Zorluklar aslında mesleği seçerken, tercih yaparken başlıyor. ‘Erkek mesleği, yapamazsın’ gibi söylemler duyuluyor ilk başta. Tercih yapıp okula gitti diyelim, staj yaparken bir sürü sıkıntılar yaşıyorlar. Cinsiyet ayrımcılığının getirdiği negatif durumlar başlıyor. Örneğin iş aramaya gittiğinde erkeğe sorulmayacak özel yaşam, medeni durumu kadınlara soruluyor. Buna maruz kalan kadın biraz bocalıyor. Ancak bunun olmaması gerektiğini proje kapsamında anlattığımızda kadın mühendisler gerekli yanıtları veriyor. Ancak sorunlar iş yaşamında da devam ediyor. En basiti eşit işe eşit ücret diyoruz. Bir işe tercihte de erkekten sonra geliyorlar. Eğitimlerle birlikte öğrencileri, mesleğinde deneyim kazanmış mühendislerle bir araya getiriyoruz. Bu da onlar için aynı yolu geçmiş kişilerle bağ kurmalarına vesile oluyor” diye konuştu. Yaşanan sorunlara dair konuşan Özant, “Şantiyelerde kadınlara ait tuvaletler yok. Mobbing, taciz vs vakaları da oluyor. Şantiyede kadın ve genç bir mühendisten emir almak çoğu kişinin hoşuna gitmiyor. Erkek mühendis olduğunda sorun olmayacak konu kadın olunca sorun oluyor. Bu konuda kararlı ve sinmeden bir tavır takınmalarını istiyoruz. Bir erkek mühendisle aynı eğitim süreçlerinden geçtiklerini ve yeterli donanıma sahip olduklarını unutmamalarını istiyoruz” dedi.
Motivasyon kaynağı
Kadınların erkeklere göre becerilerini ve bilgi birikimlerini daha fazla ortaya koymak zorunda kaldıklarını söyleyen Akçaoğlu, “30 yıllık mühendisim. 6 yıldır bu projenin içindeyim. Oda bu konuda çok büyük bir özveriyle çalışıyor. Yönetimin de kadın ağırlıklı olmasının bir fark yarattığını düşünüyorum. Uzun yıllar şantiyelerde çalıştım, şeflik yaptım. İlk yaptıkları şey sizi sınamak oluyor. Bir kadın olarak bilginizce, becerinizle kendinizi var etmeye çalışıyorsunuz. O yüzden de arkadaşlarımıza bu projedeyken, okul döneminde hep torbalarını doldurmalarını istiyoruz. Bir adım önde olmalarını istemiyoruz ancak şantiyedeyken bilgi birikimlerinin tam olması ve bu konuda sorun yaşamamalarını istiyoruz. Şöyle örneklerle karşılaştığımız çok oldu; burası temizlenecek denildiğinde erkek bir ustanın, ‘Nasıl, ev temizliği gibi mi?’ diye yanıtlar verdiği oluyor. Ama sizi kabul ettikten sonra çok saygı duyuyorlar. Bunları da yaşadık. Deneyiminiz ve yaşınız ilerledikçe her şey daha kolay gelmeye başlıyor. Bizler de genç arkadaşların deneyimli olmalarını istiyoruz. Çünkü artık çok genç yaşta karar mekanizmalarında yer alıyorlar. Şu dönemde sadece ekonomik değil motivasyon krizi de var. Değerlerimizi yitiriyoruz. O yüzden mesleğe yeni atılan kadınların arkalarında bir gücün, Oda’nın olduğunu bilmeleri de bir motivasyon kaynağı” ifadelerini kullandı.
Belediyelerle iş birliği
Projenin yayılması için çeşitli iş birlikleri yaptıklarını söyleyen Özant, “İlk başladığı yıllarda başka disiplinlerden de almıştık. Sonra yalnızca inşaat mühendislerine eğitim verdiğimiz bir program oldu. Bildiğimiz kadarıyla bizden başka böyle bir proje yok. İş birliklerimiz var. Büyükşehir Belediyesi, Balçova Belediyesi var. Konak ve Karşıyaka belediyeleri de var. Ancak Balçova Belediyesi bir adım önde, çünkü yaptığı inşaatlarda Beyaz Baretli Kadın istihdamını zorunlu tutuyor. Bunları artırmak istiyoruz. Şartnamelere bunlar konulabilir. Ayrıca şirketler de kadın istihdamını zorunlu kılacak sözleşmeler imzalayabilir” ifadelerini kullandı.
Olumsuz tepki almıştım
Projeden mentorluk alan İKÇÜ son sınıf öğrencisi Hazal Nurbal, “İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi’nde (İKÇÜ) İnşaat Mühendisliği son sınıf öğrencisiyim. Bu sene okulumuzun katıldığı uluslararası bir yarışma var. Deprem Araştırma Enstitüsü’nün Amerika’da her yıl yaptığı Depreme Dayanıklı Bina Tasarım Yarışması’nda üniversitemiz başarılar elde etmişti. Bu sene de teklifimiz ilk 10’a girdi. Türkiye’den tek üniversite. Bu süreçte BBK’dan da birilerine ulaşmak, fikir almak konusunda hiç sorun yaşamadık. Ben de burada iyi temsil etmek istiyorum. 10 kişi içerisinde 2 kız öğrenci var. İkisi de BBK’lı. İnşaat mühendisliğini ilk yazdığımda olumsuz tepkiler almıştım. Okula başladığımda da şunu fark etmiştim; erkek öğrenciler sizi daha az dinliyor. Bu yüzden hazır olarak gitmeniz ve kendinizi kanıtlamanız gerekiyor. Yoksa sözünüzün bir kıymeti olmuyor. Kadını özel alanına hapsedip, onlara biçtikleri roller dışında bir iş yapınca kabul görmüyor” dedi.
Farkındalık yarattı
Uzun yıllardır projenin içerisinde yer alan Fatma Sağdıçoğlu ise deneyimlerini şu sözlerle anlattı: “İMO İzmir Şube’de yarı zamanlı çalışıyorum. Geçtiğimiz 4 yıl boyunca BBK’da hem menti hem de mentor oldum. Bizim bir de akran mentorluğumuz var. Büyük sınıflar küçük sınıftaki öğrencilere mentorluk yapıyor. Benim mentorluğunu yaptığım bir arkadaşımla hâlâ çok güzel bir iletişimimiz var. Bu yüzden çok güzel aktarılan bir süreç. Şu anda Oda’da genç inşaat mühendislerine bakıyorum. İzmir üniversitelerinde okuyan tüm öğrencilere bakıyorum. Genç İMO’da temsilcilik de yapmıştım. Proje hem maddi hem de manevi anlamda bize destek oluyor. Ne zaman motivasyonum düşecek olsa proje sayesinde motive oluyorum. Bir erkek arkadaşımızdan şöyle bir dönüş olmuştu; ‘Bu mesleği sadece erkekler yapar sanıyordum, Beyaz Baretli Kadınları görene kadar’ demişti. Bu nedenle çok büyük bir farkındalık yarattığını düşünüyorum projenin. Ayrıca akran mentorluğunda öğrencinin şehre uyum sağlamasına da yardımcı oluyor.”
Sektörde kadın ağı oluşuyor
Oda kültürünün yaşatılması için bu tarz projelere çok önem verdiklerini söyleyen Özant, “Fatma gibi arkadaşlarımız çok güzel bir örnek. Kendi içimizde bir aktarım yapıyoruz. Fatma’nın da bu projeyi sahiplenmesi ve başka arkadaşlarına da iletmesi aslında ne kadar gerçek ve doğru bir iş yaptığımızı da gösteriyor. Bir köprü oluşturmuş olduk. Siz ne kadar söylemiş olursanız olun kendi gibi bu süreçleri yaşamış bir arkadaşlarının davet ediyor olması daha anlamlı oluyor. Projenin 6 yıl sürmesinin asıl sebebi de bu. Umarım dalga dalga yayılır da daha çok meyvelerini yeriz. Sektörde kadın ağı da oluşturmuş oluyoruz. İMO’nun her zaman yanınızda olduğu bilincine vardığınızda TMMOB çatışı altında daha güçlü bir temel oluşuyor. Oda kültürünün devamı için bu tarz projeler çok önemli bir yer tutuyor” şeklinde konuştu.
Örneği yok
İzmir’den başka bir yerde de bu proje uygulanmıyor. Daha fazla olmasını isteriz. Çünkü toplumsal cinsiyet eşitliği anlamında, o toplumsal kalıpları yıkmak için bu proje çok önemli. Kadınlar için ilham verici ve hayallerinin gerçekleşebileceğini görmesi, farkına varmasını sağlıyor. Buzdağının görünmeyen tarafı var. Bu yüzden böyle gelmiş böyle gider dememek gerekiyor.