Nil Kahramanoğlu ile Gündem Özel programının konukları Türk İş Ege Bölge Başkanı Hayrettin Çakmak ve Türkiye Gıda ve Yardımcı İşleri (Tek Gıda İş) Sendikası 7 No’lu Şube Başkanı Ömer Atabey oldu. Geçtiğimiz hafta İzmir’de greve çıkan 3 tütün fabrikasındaki son durumun konuşulduğu programda İzmir’deki işçi direnişleri de değerlendirildi.
TİS sürecini anlattı
Toplu İş Sözleşmesi (TİS) sürecine dair konuşan Tek Gıda İş Sendikası 7 No’lu Şube Başkanı Ömer Atabey, “Bu işyerlerinde 17. Dönem TİS sürecindeyiz, 40 yıldır örgütlü olduğumuz işyerleri. Asgari ücrete yapılan 6 aylık zamlar, diğer maaşlara yapılan iyileştirmeler bizde olmadı. İyileştirmeler istedik ancak işverenler hep geçici çözümler üretti. İşverenler de hep TİS masasını gösterdi. Gün geldi çattı, TİS masasına geldik. Enflasyonun yüzde 44 ve asgari ücretin yüzde 30 zamlanması sonrası bizim taleplerimiz işverenlere fazla geldi. 3 yıllık sözleşmemiz vardı, yıllığa çekip altı aylık artışlarla sözleşme yapmak istiyoruz. Vasıflarla ilgili kayıpların giderilmesini istiyoruz. Kademeli bir ayarlama yapılması gerekiyor çünkü yıllık yüzde 30 kaybımız var. Ancak işveren, ayaklarınız yere basmıyor, talepleriniz çok yüksek diyerek geri çevirdiler. Bir yılda 5 bin lira sosyal hak veriyor bu kabul edilebilir mi?” diye konuştu.
Yetkililere seslendi
Tütün işçilerinin grev sayesinde daha da birlik olduğunu söyleyen Atabey, “Sunel Tütün’de 600, Oryantal Tütün’de 800, T.T.L Tütün’de ise 300 işçiyle tam kadro greve çıktık. Taleplerimiz karşılanıncaya kadar haklı mücadelemizi sürdüreceğiz. İşverenlere teşekkür ediyoruz. Onların bu tavrı sayesinde işçiler birlik olmayı bildik. 40 yılı aşkın süredir örgütlüyüz ancak ilk defa grev yapıyoruz. Üç firmanın yetkililerine sesleniyorum; ücretler çok düşük. Bu dönem resetleme dönemi. 3 yıldır bizi oyaladınız, toplu sözleşme masasını gösterdiniz. Şimdi samimiyetinizi gösterme zamanı” dedi.
Artık bitirelim
Grevlerin anayasal hak olduğunu söyleyen Türk İş Ege Bölge Başkanı Hayretin Çakmak, “İki ucu keskin bıçaktır. İşverene sesleniyorum; size ne kadar zararsa bize de o kadar zarar. İşçilerin aldıkları para çok büyük paralar değil. İzmir’in köklü iş insanlarının işyerleri buralar. İzmir Ticaret Odası Başkanı Özgener’e de sesleniyorum; bu süreci artık bitirelim. Ancak bu tavır böyle devam ederse diğer işçileri de, işçi sınıfını da birleştirerek daha büyük eylemlikler düzenleyeceğiz” ifadelerini kullandı.
Uzlaşmak istiyoruz
Yüzde yüz katılımla greve gittiklerinin altını çizen Atabey, “Bu birliktelik bize çok fazla güç verdi. Halkımız da bu grevde destekçimiz. Genel Merkezimiz de bu konuda bizlere tam destek veriyor. Bu güçle bu haklı mücadeleyi sürdürüyoruz. Elbette uzlaşmak istiyoruz. 40 yıldır buradayız. İyi niyetli bir sendika olduğumuzu herkes biliyor. Biz bacaların tütmesini, kaliteli üretim olmasını istiyoruz. Ancak kanundan doğan haklarımızı da sonuna kadar kullanacağız. Bu yüzden ilerleyen günlerde alanlara inmeyi de düşünüyoruz” açıklamasında bulundu.
İzmir siyaseti işçiden uzak
İzmir’deki siyasilerin emek mücadelesine yeterince destek vermediğini belirten Çakmak, “Halkın ve işçilerin desteği var ancak siyasiler ve yerel yönetimler işçilerden uzak. Son olarak EMEP Milletvekili Sevda Karaca desteğe geldi, sorunu Meclis’e taşıdı. Ama İzmir’in siyaseti işçi sınıfından çok uzak. Bu yüzden sesimizi yeterinde duyuramıyoruz” dedi.