Öncelikle herkese merhaba. Bu kez köşe yazısı tadında bir yazı yazmak istedim. Son günlerde İzmir'in dikkat çeken yerleri, İzmir'in güzellikleri üzerine çok sayıda içerik hazırladım. Bu konuda sizlerden de olumlu tepkiler aldım. Ama "Sizin amacınız ne neden İzmir'i övüp duruyorsunuz" diyenler de oldu. Bu da bizim mesleğin zor tarafları işte. Neyse bir gün de oturur "İnternet sitesi editörlerinin yaşadığı zorluklar" adında bir yazı hazırlarım. Ama bugün bu tepkileri göz önünde bulunduracağım ve İzmir'in kötü yanlarından, İzmir'de yaşamanın zorluklarından bahsedeceğim.

Peki nedir İzmir'de yaşamanın zorlukları. Hadi gelin konuşalım...

1- Trafik belası

Evet nüfusun artışı ile birlikte İzmir'de bir trafik belası karşımıza çıkıyor. Öyle ki iş saatleri dışında bile araç yoğunluğu ile karşılaşabiliyorsunuz. Sabahları işe gitmek, akşamları işten dönmek adeta işkence haline gelmiş durumda. Bunu en iyi ise Buca'da yaşayanlar bilir. Hele bir de yağmur yağdıysa vay halimize...

Tabi bir tek bu değil, yazın da ayrı bir trafik çilesi başlıyor. İzmir'e gezmeye gelenler ve İzmir içinde hafta sonu denize gitmek isteyenler de ilçelerde trafiğe neden oluyor. Yani hani o hep bahsettiğim "İzmir'in pırıl pırıl denizlerinde yüzmek" bir trafik işkencesi ile sonuçlanabiliyor.


2- Yüksek kiralar

Aslında tüm Türkiye'de olduğu gibi İzmir'de de yüksek kiralar artık dayanılmaz noktaya geldi. Hatta insanlar yüksek kiralar nedeniyle şehri terk etmek zorunda da kalıyor. En çok üzüldüğüm ise İzmir'de üniversite okumuş, bir iş bulmuş ve kendine bir hayat kurmuş gençlerin yüksek kiralar nedeniyle işinden ayrılıp ailesini yanına dönmek zorunda kalması. Bu yüksek kiralar nedeniyle gençlerin hayatını karartmıyor muyuz ne dersiniz?


3-Gıda pahalılığı

Tüm Türkiye'de olduğu gibi İzmir'de de gıda fiyatları aldı başını gidiyor. Ama benim burada asıl dikkat çekmek istediğin köylüden direkt alınan ürünlerin daha pahalı olması veya ilçelere göre değişen fiyat farklılıkları. Örneğin Seferihisar, mandalinası ile meşhur bir ilçe. İlçeye gittiğinizde her yerde mandalina ağacı görürsünüz. Ancak pazardan veya direkt üreticiden mandalina almaya kalktığınızda Seferihisar'da daha yüksek fiyat ödersiniz. Aynı mandalina, nakliye ve aracı ücretine rağmen İzmir merkezde daha ucuza satılıyor.

Tabii ki üretici büyük masraflar yaparak bu ürünleri üretiyor. Orada hem fikiriz ama nasıl oluyor da köylüden direkt alınan ürün daha pahalı, halden pazara ulaşan ürün daha ucuz oluyor anlamak biraz zor.

Hani "Büyük şehirde yaşamak zor, küçük bir ilçeye taşınayım orada her şey daha ucuz olur, daha kolay geçinirim" denilirdi ya işte bu İzmir'in ilçeleri ve köyleri için geçerli değil. İzmir'in köyü de ilçesi de merkezi de pahalı arkadaş.

4- Düşük maaşlar

İzmir deyince hepinizin aklına buradaki insanların lüks içinde yaşadığı geliyor olabilir. Öyle düşünüyorsanız biraz yanılıyorsunuz. En azından kendi çevremden bahsetmek istiyorum. Burada üniversite mezunları bile asgari ücretle çalışıyor. Özel sektör çalışanlarının maaşları ise asgari ücretin bir tık üstü denilebilecek bir seviyede. Tabii ki bu herkes için geçerli değil ama bu şartlarda yaşamaya çalışan insan çok fazla. Kiralar yüksek, gıda fiyatları yüksek, maaşlar düşük. Ayyy sıkıntı bastı diyelim ve bir sonraki maddeye geçelim.

5- Otopark ücretleri

Eveeeet İzmir'de pahalı olan şeylerden biri de otopark ücretleri. Geçenlerde bir tanıdığım başka bir ilde otoparka 6 TL verdiğini söylemişti. Aynı kişi Konak'ta ise 1 saat için 100 TL ödediğini anlatarak isyan etti. Maalesef İzmir'e gelecekseniz kesenin ağzını açmanız gerekiyor.

6-Afetler şehri İzmir

İzmir'in bir de şöyle bir durumu var. Sürekli deprem olacak mı diye tetikte beklersiniz. Yetmezzzzz yağmur yağar bu kez evi-işyerini-sokakları su basacak mı diye beklersiniz. Bitti mi bitmediiii bir de başımıza deniz yükselmesi çıktı. Bir bakmışsınız milyonlar harcayarak aldığınız eviniz denizde, arabalarınız selde yüzmeye çıkmış. Eeee ne diyelim doğa her zaman intikamını alır. Ya da biz doğaya yaptıklarımızın bedelini öderiz desek daha doğru olur.


7- Yaz işkencesi: Sinekler ve sıcak

Yazın İzmir'e gideyim de bir tatil yapayım diyenler varsa "zırhınızı giyin de gelin" derim. Bir sinek ısırması nasıl bu kadar şişer anlamak zor. Aynı zamanda ısırılan yer günlerce kaşınır. Tam kurtuldum dersiniz bir bakmışsınız yeniden kaşınmaya başlamış. Bu arada kolonya, şeker, lavanta İzmir'in sineklerine işlemiyor. Nerden mi biliyorum :)

8-Toplu ulaşım

İzmir'de toplu ulaşımlar da çok kalabalık oluyor. Eeee dedik nüfus arttı, ulaşıma talep de arttı. Hele bir İZBAN işkencesi var ki sormayın. Bazen binmek için uzun süre İZBAN'ın gelmesini bekleyebilirsiniz. Hele bir de toplu ulaşım çalışanları greve çıktıysa eyvah eyvah...

Bu arada sizce de İZBAN koyun kokmuyor mu?

Onun dışında bir de aktarma sistemi var. Bir açıdan rahat olsa da genellikle bir yerden bir yere gitmek için birden fazla araca binmeniz gerekiyor. Bu da her ne kadar aktarma ücreti daha uygun olsa da ulaşımda pahalı yolculuk demek.

9- Tuvalet sorunu

Evet bu bir okurumdan gelen şikayet. Tuvalet sorunu. İzmir'de gezmeye çıkan vatandaşların en çok karşılaştığı sorunlardan biri. Gezerken tuvaletiniz geldi ama nereye yapacaksınız:) Vatandaşlar bu yüzden seyyar tuvaletlerin arttırılması gerektiğini düşünüyor. Duydunuz mu yetkililer:)

Eğer aranızda "İzmir'e taşınmak istiyorum ne dersiniz?" diyen olursa da cevabım net: Aklınızdan bile geçirmeyin:)

Peki siz İzmir'de ne tür zorluklarla karşılaşıyorsunuz. Adımın altında bulunan zarf işaretini tıklayarak bana mail atabilir, bu konudaki düşüncelerinizi dile getirebilirsiniz. Kim bilir belki sizden gelen yorumlara göre bir yazı daha hazırlarım. Benden şimdilik bu kadar.

Editör: Özlem Çimen Durmaz