Türkiye’nin deprem kuşağında yer alan İzmir’de, riskli binalarda yaşayan milyonlarca kişi tehlike altında. Barınma enflasyonunun yüzde 67’ye çıktığı ortamda, inşaat sektörü daralıyor, dolandırıcılık vakaları artıyor. Yetkililer, düşük faizli ve uzun vadeli konut kredileriyle sosyal içerikli çözümlerin acilen hayata geçirilmesi uyarısında bulundu.
“Vatandaş inim inim inliyor”
Aslan, “Vatandaş inim inim inliyor, her sabah uykudan kalktığında ne yapacağını, ihtiyaçlarını nasıl karşılayacağını kara kara düşünüyor. Barınma krizinin ne kadar önemli olduğunu yıllardır söyleyip duruyoruz, ancak geçen sürede bir arpa boyu yol alınamadı. Ülke genelinde illere göre ev fiyatları da, kiralarda sürekli olarak yükseliyor. Bu duruma bir çözüm bulunmazsa, artan enflasyon halkın rahat yaşayacağı bir seviyeye düşürülemezse, büyük sıkıntı yaratacak” dedi.
Sektör sürekli daralıyor
Özellikle konut fiyatlarının her geçen gün yükseldiğini, buna bağlı olarak da kiraların da tırmandığını kaydeden Hüseyin Aslan şunları söyledi:
“Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) açıklamalarına göre, barınma enflasyonunun yüzde 67 olduğu belirtiliyor. Durum böyle olunca da inşaat sektörü sürekli daralıyor. Tabii ki işsiz sayısı da artıyor. Maliyet, daralan iç ve dış piyasayı derinden etkiledi. Büyük şirketlerin dışında, birçok kurum borç yüküne dayanamadı. Son beş altı ay içinde 700’e yakın şirket kapısına kilit vurdu. Bu durum doğal olarak işsiz sayısının da artmasına neden oldu. Hatta TÜİK, son yaptığı açıklamada özellikle meyve fiyatlarındaki artışı maalesef gizleyemedi. Bir yılda fiyatların yüzde 202 artığını açıkladı. Bu durumun asgari ücretli ve emekliyi ne kadar sıkıntıya soktuğunun bir göstergesidir.”
Aman dolandırıcılara dikkat!
Ekonominin lokomotifinin inşaat sektörü olduğunu, ancak son zamanlarda üretimin yavaşladığını, istihdamın azaldığını kaydeden Hüseyin Aslan, şöyle devam etti: “Son zamanlarda birçok kişiden dolandırılmalarıyla ilgili haberler geliyor. Mesela, bir müteahhit bir kişiye noter huzurunda birkaç ev satıyor. Aradan bir süre geçiyor, konutlar bitiyor. Ev aldığını zanneden kişi inşaatın ne aşamada olduğun görmek için şantiyeye gittiğinde hayal kırıklığına uğruyor. Çünkü, müteahhit evleri başka birine daha satmış. Sonrasında da konkordato ilan ettiğini söylüyor müteahhit. Bu ve buna benzer birçok olaya şahitlik ediyoruz. Ardından ev aldığını zanneden kişi mahkemelerde yıllarca perişan oluyor. Önüne gelenin müteahhitlik yapmasına izin verilmemeli.”
“İzmir’de 500 binden fazla konutun 20 yaş üzerinde olduğu”
Aslan “Yapılan araştırmalarda ülkemizdeki konutların yüzde 80’inin yaşlı statüsünde bulunduğu, İzmir’de 500 binden fazla konutun 20 yaş üzerinde olduğu, yani 4.5 milyon nüfuslu Türkiye’nin üçüncü büyük kentinde 2 milyona yakın kişinin riskli binalarda oturduğunu her defasında dile getirdiklerini söyledi.
“Konutların güçlendirilmesi veya yenilenmesiyle ilgili hemen bugün tüm yöneticiler gerekli önlemi almalı. Bu sorun, yerel ve merkezi hükümetin el ele vermesiyle çözülür” diyerek, Deprem da altını çizdi:
“Yakın zamanda yaşadığımız depremlerden hâlâ ders almadık, almak da istemiyoruz galiba. İktidar ve yerel yönetim, krize dönüşen barınma ve konut ihtiyacını önceleyerek çözüm için yeni bir yol haritasını toplumun bilgisine sunmalı. Uygulanabilir pratik, kapsayıcı ve sosyal içerikli çözüm; halkın düşük faizli, uzun vadeli konut kredisi almasını kolaylaştırmaktır. 41 yıllık tecrübeye sahip Ege-Koop gibi kooperatif üst birliklerine imarlı, alt yapılı konut arsası tahsis edilmelidir. Ülkemizin deprem bölgesi olduğu unutulmamalı, yaşanılan acılardan artık ders alınmalıdır. Hem ülkemiz, hem de İzmirliler diken üstünde oturuyor.”