İzmir’in tarih kokan noktalarından biri olan İzmir Arkeoloji Müzesi, hem yerli hem de yabancı ziyaretçilerini Ege’nin köklü geçmişine tanıklık etmeye davet ediyor. İlk olarak 1924 yılında Basmane’deki Ayavukla Kilisesi’nde kurulan müze, 1984 yılından itibaren Konak’taki Bahri Baba Parkı içinde yer alan modern binasında hizmet vermeye başladı. Batı Anadolu’daki ilk müzelerden biri olan İzmir Arkeoloji Müzesi, zengin koleksiyonuyla bölgesel müze kimliğini başarıyla sürdürüyor.
Taş eserler salonu: Heykel sanatının izinde
Müzenin orta katında yer alan Taş Eserler Salonu, ziyaretçilerini antik çağların mermer ve taş ustalığıyla tanıştırıyor. Bu salonda; büyük heykeller, büstler, portreler ve masklar sergileniyor. Özellikle Roma Dönemi’ne ait mermer Androklos Heykeli, müzenin en dikkat çeken parçalarından biri olarak öne çıkıyor. Heykelin, Efes’in efsanevi kurucusu Androklos’a ait olduğu düşünülüyor.
Ekrem Akurgal Seramik Salonu: binlerce yıllık tarih
Müzenin üst katında bulunan ve adını ünlü arkeologdan alan Ord. Prof. Ekrem Akurgal Seramik Eserler Salonu, ziyaretçileri tarih öncesi çağlardan Bizans dönemine kadar uzanan büyüleyici bir seramik yolculuğuna çıkarıyor. Burada, çeşitli arkeolojik kazılarda gün yüzüne çıkarılmış birçok nadir eser kronolojik sırayla sergileniyor.
Bronz heykeller ve hazine odası: tarihin derinlikleri
Ege Denizi’ndeki batıklardan çıkarılan Bronz Koşan Atlet Heykeli ve Bronz Demether Heykeli, İzmir Arkeoloji Müzesi’nin en çok ilgi gören eserleri arasında yer alıyor. Aynı katta bulunan Hazine Odası ise, Arkaik, Klasik, Helenistik, Roma, Bizans ve İslam dönemlerine ait sikkeler, altın ve gümüş takılar, cam eşyalar ve değerli taşlarla süslenmiş objelerle ziyaretçilerine tarihin zenginliğini sunuyor.
Modern rehberlik sistemi ile ziyaret keyfi
Müze ziyaretinizi daha verimli ve bilgilendirici hâle getirmek için sesli ve görüntülü rehber sistemi de mevcut. Kulaklıklı rehber cihazları, müze resepsiyonundan ücretsiz olarak temin edilebiliyor.