Memur-Sen ve Türkiye Kamu-Sen Üyesi kamu emekçileri, hükümet adına Toplu İş Sözleşmesi masasında pazarlık yapan kamu işveren heyetinin sunduğu; 2026 için yüzde 10 artı yüzde 6, 2027 için ise yüzde 4 artı yüzde 4 zam teklifine tepki göstererek ülke genelinde iş bıraktı. İzmir’de de iş bırakma eylemi gerçekleştirilirken, eylemin en büyük etkisi İZBAN’ın çalışmaması oldu. İzmir’in ilçeleri ile merkezini birbirine bağlayan İZBAN’ın çalışmaması ESHOT’ta yoğunluk yarattı.

İş bırakan kamu emekçileri, 11:30’da Konak YKM önünde toplanarak, basın açıklaması gerçekleştirmek üzere Konak SGK İl Müdürlüğü önüne yürüdü. Açıklamaya, KESK, BASK, Tüm Belediye Emekçileri Sendikası, Türk-İş İzmir 3. Bölge Temsilcisi Hayrettin Çakmak, Emek Partisi Genel Başkanı Seyit Aslan, DEM Parti İzmir Milletvekili İbrahim Akın, İzmir Barosu Başkanı Sefa Yılmaz ve İzmir Tabip Odası katıldı.

Kamu emekçileri adına ortak basın açıklamasını okuyan Kültür Sanat-Sendikası İzmir Bölge Temsilcisi Nesrin Tatlıoğlu, “Bu ülkede kamu emekçileri olarak sadece bizlerin hakları değil, tüm vatandaşların nitelikli, ücretsiz, ulaşılabilir bir kamu hizmeti alma hakkı yıllardır yok sayılıyor. Yıllardır uygulanan üretime değil, borçlanmaya, betonlaşmaya dayalı insan ve doğa düşmanı bir model kurdular. Emek karşıtı, sermaye yanlısı bu modelde kamu hizmetlerine, kamu yatırımlarına ayrılan kaynaklar kısıldıkça kısıldı. Kamucu anlayışta, sosyal devlette koskoca gedikler açıldı. Eğitimden, sağlığa, ulaşımdan haberleşmeye tüm kamu hizmetleri özel sektöre devredildi, paralı hale getirildi. Kamu binaları ticarethaneye, vatandaşlar müşteriye çevrildi. Bunun bedelini de söndürül(e)meyen yangınlarla, her gün bir yerde ortaya çıkan sellerle, felaketlerle hepimiz ödedik. Ödemeye de devam ediyoruz. Bu modelde biz kamu emekçilerinin payına ise düşük maaşlarla, güvencesiz, angarya çalışma, çalışırken yoksulluk, emeklilikte sefalet düştü” diye konuştu.

Özlem Çerçioğlu’nun İzmir adaylığı yeniden gündeme geldi: İz Gazete defalarca yazmıştı
Özlem Çerçioğlu’nun İzmir adaylığı yeniden gündeme geldi: İz Gazete defalarca yazmıştı
İçeriği Görüntüle

"Yıllardır uygulanan senaryo tekrar ediliyor"

Tatlıoğlu, hükümetin TİS masasında yıllardır yaptığını yeniden yaptığını söylediği konuşmasında, “Başta kamu emekçileri ve emekliler olmak üzere tüm kamuoyu 4 milyon kamu emekçisini 2,5 milyon emekliyi kapsayan toplu sözleşme sürecini yakından takip ediyor. Ne yazık ki yıllardır uygulanan senaryo tekrar ediliyor, süreç bir kez daha oldu bittiye getirilmek isteniyor. Hükümet günlük bir simit parasına bile denk gelmeyen son teklifiyle kamu emekçileri ve emeklileri ile dalga geçmektedir. Mevcut takvime göre toplu sözleşme görüşmeleri yarın bitecek. Yarın mesai bitiminden sonra hakeme başvuru süreci başlayacak. Ama şu saate kadar kamu emekçilerinin yıllardır yaşadığı temel sorunlara, sendikaların taleplerinin hangilerinin kabul edilip hangilerinin kabul edilmediğine ilişkin tek bir cümle dahi duymadık” ifadelerini kullandı.

"Ortada TİS yok, tehdit var"

Tartışılan TİS’te kamu emekçilerinin gerçek sorunlarına dair bir şey olmadığını belirten Tatlıoğlu, “Çalışma Bakanı haftalardır “müzakerelerimizin tüm tarafları memnun edecek şekilde hayırla sonuçlanacağını ümit ediyorum” açıklaması yapıyor. Bizde buradan Sayın Bakan’ın şahsıdan kamu işverenine, iktidara soruyoruz. Bu teklifte 4 milyon kamu emekçisini, 2,5 milyon kamu emeklisini memnun edecek ne vardır? İnsanca yaşamaya yetecek bir ücret artışı var mı? Hangi ad altında olursa olsun emekli maaşlarımızı adeta kemiren, tüm ek ödemelerin taban aylığımıza, emekliliğimize yansıtılması var mı? Barınma hakkı kapsamında konutu olmayan kamu emekçisine kira yardımı – kira desteği var mı? Ücretsiz servis, yemek, ulaşım taleplerine ilişkin bir adım var mı? Kamu kurumlarında ücretsiz kreşler açılması, söz konusu kreşler açılıncaya kadar kreş yardımı verilmesi var mı? Kayırmanın, torpilin kapısını sonuna kadar açtığını kabul ettiğiniz, seçim öncesi sözünü verdiğiniz mülakatın kaldırılması var mı? Kadın kamu emekçilerine; çalışma yaşamında uygulanan, cinsiyetçiliğin, ayrımcılığın, mobbingin son bulması var mı? Bizim için en önemlisi Grev Hakkı ile Tamamlanmış Gerçek Toplu Sözleşme Sistemi, Demokratik Bir Çalışma Yasasına ilişkin tek bir cümle var mı? Yok. Çünkü aslında ortada bir toplu sözleşme teklifi yoktur. Teklif yerine; 4 milyonu aşkın kamu emekçisini çalışırken daha fazla yoksulluk ile 2,5 milyon emekliyi ise daha fazla sefalet ile tehdit vardır” dedi.

"Hükümet 4,5 milyon emekçiye sefalet teklif etti"

Hükümetin 4,5 milyon kişiyi bağlayan TİS’te, emekçilere ‘sefalet’ teklif ettiğini söyleyen Tatlıoğlu, “Hepimiz biliyoruz ki bu durum ilk defa yaşanan, yeni bir durum değildir. Biz kamu emekçileri en başından beri altını çizdiğimiz üzere 13 yılda tam 7 kez aynı tablo ile karşılaştık. Dolayısıyla buradan masada “yetkili” sıfatı ile oturan konfederasyonu ve sendikaları uyarıyoruz. Hiçbir kamu emekçisinin tarihe kara bir leke olarak geçecek yeni bir satış sözleşmesine tahammülü kalmamıştır. Bu nedenle hiç kimse hepimizle dalga geçilen bu teklife değer yüklemeye çalışmasın. Milyonların maaş artışı talebinin dörtte birine bile denk gelmeyen rakamları görmezden gelerek “Üzerine bir, iki puan ilave edilirse çözülür” yaklaşımı sergilemeye kalkışmasın. Kamu emekçilerinden gizli kapalı kapılar ardında pazarlıklar yürütmeyi, kamu emekçilerinin temel hiçbir sorununu çözmeyen teklifleri kabul etmeyi aklından bile geçirmesin. İktidar uyuşmazlık durumunda başvurulan Hakem Kurulu’nun objektif ve bağımsız kararlar verdiğine inanmamızı bekliyor. Oysa hepimiz biliyoruz ki toplam 11 üyesinden 6’sı doğrudan, 1’i dolaylı olarak Cumhurbaşkanı tarafından atanan Hakem Kurulu her seferinde hükümetin noterliğini yapmıştır. Artık yeter. Bu sefer hiç kimse uyuşmazlıkta topu iktidarın noterliğini yapmanın ötesine geçmeyen Hakem Kuruluna atmaya kalkmasın. Geldiğimiz nokta ortadadır. Hükümet 4 milyon kamu emekçisine, 2,5 milyon emekliye, aileleri ile 25 milyonluk devasa bir kitleye sefalet, yoksulluk, güvencesizlik teklif etmiştir” diye konuştu.

Tatlıoğlu, düzene ve sefalete karşı mücadelenin ve kazanımın birleşmekten geçtiğini ifade ettiği açıklamasını, “Bu teklife karşı yapılacak olan şey birkaç puanlık maaş artışını esas alan müzakere değil mücadeledir Bu Karanlık Tablodan Tek Çıkış Yolu; Yetkinin asıl sahipleri olarak bizlerin ortak sorunları için bir araya gelmesinden, ‘hak verilmez mücadele ile alınır’ ilkesi ile ortak mücadeleyi yükseltmesinden geçiyor. Bu karanlık tablodan tek çıkış yolu, ‘Hepimiz aynı gemideyiz” diyenlere karşı “Geminin gerçek sahipleri olarak hakkımızı, emeğimizin, alın terimizin karşılığını istiyoruz” diyerek tüm farklılıklarımıza rağmen birbirimize kenetlenmekten geçiyor. Bugün bunun ilk adımını atıyoruz. Bizleri yok sayan bu yoksulluk, sefalet, güvencesizlik teklifine itirazımızı yükseltiyoruz. Üretimden gelen gücümüzü kullanıyor, bu daha başlangıç, mücadeleye devam diyoruz. İnsanca Yaşamaya Yetecek Bir Ücret, Güvenceli İstihdam- Güvenli Gelecek, Demokratik- Adil Bir Çalışma Yaşamı, Halktan Yana Bir Kamu Hizmeti, Grev hakkımızın önündeki engellerin kaldırıldığı Gerçek Bir Toplu Pazarlık Sistemi için omuz omuza vermeye, mücadeleyi büyütmeye çağırıyoruz” ifadeleriyle noktaladı.

"O masa tek ayaklıdır, tek ayak da işverendir"

KESK Kadın Sekreteri Döne Gevher, TİS masasının tek ayaklı olduğunu ve bu ayağın işveren olduğunu söylediği açıklamasında, "2 teklif verildi. 12'sinde verilen teklif bir kez daha sefalet ve açlığa verilen teklifti. Bu teklifin kabul edilebilir olmadığını her birimiz biliyoruz. Çünkü biz aldığımız zamlardan önce borçlanıyoruz. Bize, '2'nci teklifi bekleyin' dediler. Sonra taban maaşa bin TL teklif ettiler. Bu TİS 13 yıldır yapılan, haklarımızı ve emeklerimizi tırpanlayan bir yasanın ürünüdür. 4688 değişmedikçe TİS'ten bir şey çıkmayacağını hepimiz biliyoruz. O masa tek ayaklı bir masa ve bir taraf var. O ayak da hükümetin bir fiil kendisidir. Yandaş Konfederasyon arkada konuşarak geliyor” ifadelerini kullandı.

"TİS tiyatroya dönmüştür"

Birlik Sağlık-Sen Genel Başkan Yardımcısı Emrullah Altınkaynak, TİS’in bir tiyatroya döndüğünü ifade ederek, “Kamu, bu rakamları kabul etmiyor. Gerçekçi, refah payı olan rakamlar olmak istiyor. Emekli olduğunda, ‘özel sektöre ne iş yapacağım’ diye düşünmek istiyor. Kamudaki saçma sapan ayrım olan, memurlar arasındaki ayrımın ortadan kalkması da şarttır. Bunların hiçbiri konuşulmuyor. Rakamlar, 2027 için 4+4 gibi rakamları ortaya koyuyor. Bu rakamlar bizi sefalete sürüklemekten başka hiçbir şey yapmaz. Biz sefalete sürüklenmek istemiyoruz. ‘Aile Yılı’ ilan ettiğiniz yılda, aile yardımı olarak verdiğiniz rakamlar sefaletin ta kendisidir. Bu rakamlar bir paket beze yetmeyecek rakamlar, komedi rakamlardır. Aile Yardımını, Aile Yılında yükseltmenizi istiyoruz. TİS, artık bir tiyatroya dönmüştür. Bu tiyatroya da memur seyirci kalmayacaktır” dedi.

"Ekonomik çıkmazlara karşı burada toplandık"

BASK Genel Başkan Yardımcısı Reşat Bozat, kamu emekçilerinin ekonomik çıkmazlara karşı burada toplandığını kaydederek, “Bugün alın terimizin karşılığını almak, insanca yaşamak için burada toplandık. Omuz omuza verdiğimiz bu kavga tüm halkımızın mücadelesidir. Emeğe saygı duyan, adalete inanan herkesin aramızda olduğunu görmek bize güç veriyor. Tüm kamu emekçileri olarak içinde bulunduğumuz ekonomik çıkmazlar karşı durmak in burada toplandık. Emekçi artık geçinemez hale geldi. Enflasyon altında kalan maaşlarımız bizleri yoksulluk sınırına etmiştir. Enflasyonun çok altında kalan bir utanç teklifiyle karşı karşıyayız. Hükümetin teklifi sadece bir teklif değil, ekonomik sıkıntıların faturalarını emekçi ve emeklilere kesme girişimidir. Hükümet yetkililerine sesleniyorum, unutmayın ki bizler bu ülkenin büyümesi için gece gündüz çalışan fedakâr insanlarız. O yüzden haklıyız ve kazanacağız. Direne direne kazanacağız” diye konuştu.

Muhabir: BATUHAN KAYA