İzmir’de hayata geçirmeyi istediği projeden bahseden Çiftçi, “İlaç hammaddesini İzmir’de üretmek istiyoruz. Bir üretim tesisi kurup büyütmek istiyoruz. İlaç, stratejik bir üründür. Bir an evvel üretimden gelen gücümüzü kullanıp mutlaka ilaç üretimine, ilaç etken maddesi üretimine geçmemiz lazım. En önem verdiğim konu bu” dedi.

İzmir’de gece su kesintisi bugün son kez uygulanacak: Bu mahallelerde oturanlar bidonları hazırlayın
İzmir’de gece su kesintisi bugün son kez uygulanacak: Bu mahallelerde oturanlar bidonları hazırlayın
İçeriği Görüntüle

İzTV’de yayınlanan Nil Kahramanoğlu ile Gündem Özel’in konuğu, İzmir Eczacı Hareketi Başkanı ve İzmir Eczacı Odası Başkan adayı Dr. Eczacı Murat Çiftçi oldu. İzmir Eczacı Odası’nın 28 Eylül’de gerçekleştirilecek Olağan Genel Kurulu’nda başkanlık için yarışacak 4 adaydan biri olan Çiftçi, hayata geçirmek istediği projeleri anlattı.

Uzun yıllardır çeşitli meslek odalarında görev aldığını söyleyen Çiftçi, “2001 yılında Hacettepe Eczacılık Fakültesi’nden mezun oldum. Daha sonra yine Hacettepe’de yüksek lisans yaptım. Doktoramı da Gazi Üniversitesi’nde tamamladım. İşin akademi kısmını da seviyorum. Fakültelerdeki akademisyenler için kontenjan sorunu nedeniyle okula geçmeme rağmen geçemedik. Sonrasında eczane açım. İlerleyen süreçlerde akademiden davet aldım ancak eczane açtığım için bu yolda devam ettim. Ankara’da bulunduğun süre içerisinde Eczacı Odası’nın çeşitli komisyonlarında çalıştım. Tüm Eczacı İşverenler Sendikası’nda 4 sene genel sekreterlik, 4 sene yönetim kurulu üyeliği yaptım. Şu anda da sendikanın İzmir delegesi ve basın sözcüsüyüm. İzmir’e 2014 yılında geldim. Mesleğimizle ilgili birkaç dernekte de görev yapıyorum” diye konuştu.

'12 yıllık ekibiz'

İzmir Eczacı Hareketi’ni 12 sene önce kurduklarını dile getiren Çiftçi, “İzmir eczacılarına demokrasiyi biz getirdik diyebiliriz. Çünkü o döneme Kadar Tuncay Sayılkan tek aday olarak seçime giriyordu. Yönetimsel olarak ve ülkenin eczacılık stratejisinin iyi bir yerde olmadığını, daha da kötüye gideceğini öngördüğümüz için bir yapılanmaya girdik ve bu hareketi kurduk. Tuncay abi bu dönem bırakınca biz de 12 yıllık bir ekip olmanın verdiği birikimle başkanlığa adaylığımızı koyduk. Bizde bir meclis yapıcı var, o meclis yapısı benim başkan olmamı öngördü, kabul ettik, çalışmalarımıza başladık” dedi.

'Sektör zor durumda'

Hayata geçirmek istedikleri projelere değinen Çiftçi, şöyle konuştu:

“Daha önceki seçimleri çok büyük farklarla kaybetmemiştik. Dolayısıyla eczacılarımız bizi tanıyor. Geçen seçim de başkan adayıydım o yüzden tanınırlığım da var. Daha önce odanın eksik kaldığını düşündüğümüz noktalarda kendi çalışmalarımızı yapıyorduk. Eğitimler planlıyorduk, bilgilendirmeler yapıyorduk. 2015 yılında hazırladığımız bir kitapçığımız vardı. Bu dönem de bu kitapçıkta yer alanları başlıklar haline getirdiğimiz bir broşür hazırladık ve güncelledik. Tüm eczacılarımıza bu projelerimizi ulaştırmaya çalıştık. Eczacılık sektörü zor durumda. İzmir’de neler yapabiliriz onları araştırdık. En azından maddi olarak ufak da olsa bir katkımız olsun istedik. Örneğin diyaliz solüsyonları İzmir’de sırada değil, bunu sıraya alıp eczanelerimize adaletli şekilde ulaştırmayı planladık. Kan ürünleri var. Yüksek bedelli ürünler. Eczacı Odası katkı payı olarak yüzde 1.2 ücret alıyor. Yönetime geldikten sonra ne kadar masrafımız var ona bakıp düşürebildiğimiz kadar düşürmek istiyoruz. Oradan da ekstra bir katkı sağlamak istiyoruz. Ayrıca odanın iktisadi teşekkülü var. Bunun üzerinden de eczanelerde satılabilecek ilaç dışı, örneğin kolonya gibi ürünleri üretip eczanelerimize uygun fiyatlı olarak sunmak istiyoruz. Bunlar ufak şeyler ancak bir desteğimiz olsun istiyoruz. Öte yandan odanın internet sitesi çok kullanılabilir durumda değil. Yeni gelişmeler oluyor. Eczacıları ilgilendiren yeni uygulamalar oluyor. Bunları bir an evvel duyurup eczacıların konuya çabuk adapte olmalarını ve SK reçetelerini karşılarken daha hızlı tepki vermelerini, kesintilerin de önüne geçmeyi planlıyoruz. Yapay zekâyı her alanda kullanıyoruz. Reçete kontrollerinde yapay zekâ modülü oluşturup eczanelerde kullanılan programları buna entegre etmek istiyoruz. Hâlihazırda var ancak ya maliyetine bakıp onu kullanacağız ya da yenisini yazdıracağız. Meslek için eğitimlere çok önem veriyoruz. Özellikle yeni mezun arkadaşlara yönelik eğitimler düşünüyoruz.”

'Fakülteleri azaltın'

Eczanelerin birinci basamak sağlık kuruluşu olduğunu hatırlatan Çiftçi, “Önceliğimiz halk sağlığıdır. Yarı kamu kuruluşu olarak hizmet veriyoruz. Elbette ki çok sorun var. Bakanlıklar nezdinde çözülecek sorunlarımız var. Bunların en önemlisi eczacılık fakültesi sayımız. Her yıl 3 bin civarı meslektaşımız mezun oluyor. 10 yıl sonunda bu rakam 30 bin olacak. Hâlihazırda 30 bin eczacı var bir bu kadar daha gelmiş olacak. Bu, düşünülmesi ve planlanması gereken bir konu. Türk Eczacıları Birliği nezdinde projelerimizi hazırlayıp akredite olmuş 17 fakültemiz haricindekiler öğrenci almayı bıraksın. Böylelikle şimdikileri değil ancak ilerleyen dönemlerdeki eczacıları kurtarmış oluruz” şeklinde konuştu.

'En çok istediğim şey...'

İzmir’de yapmayı en çok istediği projeyi de açıklayan Çiftçi, “İlaç hammaddesini İzmir’de üretmek istiyoruz. Çok kıymetli hocalarımız var. Devlet destekleriyle projelendirip bir üretim tesisi kurup büyütmek istiyoruz. İlaç, stratejik bir üründür. İthal ettiğimiz ilaçlar dışında hammaddeleri de dışarıdan alıyoruz. Bizim bu konuda söz sahibi olmamız lazım. Bir savaş durumunda ilaç aldığımız ülkeler bunu göndermeyi bırakabilir. Bir an evvel üretimden gelen gücümüzü kullanıp mutlaka ilaç üretimine, ilaç etken maddesi üretimine geçmemiz lazım. En önem verdiğim konu bu” ifadelerini kullandı.

“Tüm eczacıları hem 27 Eylül’deki Genel Kurul’umuza hem de 28 Eylül’deki seçimimize bekliyoruz. Bir oyumuz var, onu da demokratik hak olarak kullansınlar. Kimi gönüllerinden geçiriyorlarsa, kimin bu işleri bu işleri yapacaklarına inanıyorlar gelip oylarını kullansınlar.”

Muhabir: NİL KAHRAMANOĞLU