İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde 23 bin işçinin sürdürdüğü grevin sona ermesinin ardından Emekçi Hareket Partisi (EHP), İzmir İl Örgütü aracılığıyla dikkat çeken bir basın açıklaması gerçekleştirdi. İzmir İl Başkanı Elif Tunca’nın yaptığı açıklamada, grev süreci boyunca yaşananlar ve grev sonrası işten çıkarma planları eleştirildi. İl Başkanı Elif Tunca, grevdeki işçilerin DİSK Genel-İş öncülüğünde yürüttükleri mücadelenin yedinci gününde önemli hak kazanımları elde ettiğini belirterek, “İşçiler yoksulluk sınırının altında yaşamaya hayır dedi; ‘Eşit işe eşit ücret’ talebiyle direndiler ve kazandılar” dedi.

Açıklama şu şekilde:

Belediyenin yaklaşımı grev boyunca ve sonrasında sergilenen çifte standardı ve düşmanlığı açıkça ortaya koydu

"İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde 23 bin işçinin verdiği grev mücadelesinin 7. gününde işçiler önemli oranda ücret artışı ve hak kazanımı elde etti. Belediye işçileri, DİSK Genel-İş öncülüğünde başlattıkları bu onurlu mücadelede yoksulluk sınırının altında yaşamaya hayır dediler; emeklerinin karşılığını “Eşit işe eşit ücret!” diyerek dile getirdiler. Grev, emeğin gücünü bir kez daha gösterdi: İşçiler üretimden gelen güçlerini kullandılar ve kazandılar! Ancak bu mücadele kazanımla sonlanmış gibi görünse de, belediyenin yaklaşımı grev boyunca ve sonrasında sınıfa karşı sergilenen çifte standardı ve düşmanlığı açıkça ortaya koydu.

Halk, işçilere karşı kışkırtıldı

Belediye yönetimi bir yandan masada otururken, öte yandan kamuoyunu yanıltmaya çalıştı. Sosyal medyada yayılan yalan haberler belediyenin açık veya dolaylı onayıyla yaygınlaştırıldı. Halk, işçilere karşı kışkırtıldı. Ulaşımın aksaması, çöplerin toplanmaması gibi durumlar işçilerin suçuymuş gibi gösterilmeye çalışıldı. Belediyenin bu tutumu, grev kırıcılığına ve işçiyi itibarsızlaştırma çabasına dönüştü.

İşçi sınıfı bölme ve mücadele edenleri cezalandırma hamlesidir

Oysa o metroyu süren de, çöpü toplayan da, yazılımı yazan da işçidir. Onlar durduğunda hayat durur! Ve şimdi... Grev daha yeni sonlanmışken, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı kamuoyuna çıkıp “bu maaşları karşılayamayız” diyerek başka birimlerde çalışan, bir önceki dönemde işe alınmış binden fazla işçiyi işten çıkaracaklarını duyurdu. Bu doğrudan grevdeki işçilere yönelik bir tasfiye gibi görünmese de, gerçekte işçi sınıfı bölme ve mücadele edenleri cezalandırma hamlesidir. Üstelik bu işten çıkarılacak işçilerin bir kısmı, grevdeki işçilerin “eşit işe eşit ücret” şartını dillendirdikleri işçilerdir! Yani sınıf içi eşitsizliği ortadan kaldırmak için yola çıkanlar şimdi bu eşitsizliğin bedelini başka emekçilerin işten atılmasıyla ödetmeye çalışan bir anlayışla karşı karşıya.Bu bir bütçe meselesi değil, bu bir sınıf mücadelesidir! Bu, emeği bölmeye, işçiyi işçiye kırdırmaya yönelik açık bir saldırıdır!

Gerçek maliyet işçinin maaşı değil, yıllardır süren israf, rant ve yandaş politikalarıdır!

Buradan ilan ediyoruz:

İzmir halkı bu saldırının tarafı değildir. Gerçek maliyet işçinin maaşı değil, yıllardır süren israf, rant ve yandaş politikalarıdır! Emekçiler yalnız değildir. Emekçi Hareket Partisi olarak bu saldırının karşısındayız. Bir grup işçinin ücret artışını bahane ederek başka işçileri kapının önüne koymak, bu sınıfa açık bir tehdittir. Kabul etmiyoruz! İşten çıkarılmak istenen bu insanlar, sizin komşularınız, kardeşleriniz, dostlarınızdır. Direnen işçiler haklıydı. Şimdi işten atılmak istenenler de yalnız değildir! İzmir’de başlayan bu mücadele bitmedi. Bugün işten atılan işçilere sahip çıkma, emeğe ve dayanışmaya sahip çıkma günüdür!

Tatile çıkacak İzmirliler dikkat: Ücretsiz olarak hizmet veren bu plajlar ödül aldı!
Tatile çıkacak İzmirliler dikkat: Ücretsiz olarak hizmet veren bu plajlar ödül aldı!
İçeriği Görüntüle

Grev haktır, işçiyi işten atmak suçtur!

Biz Emekçi Hareket Partisi olarak bir kez daha diyoruz ki:

Grev haktır, işçiyi işten atmak suçtur! İşten çıkarma tehditleriyle bizi yıldıramazsınız. Bu saldırıların karşısında dimdik duracağız! İzmir’den yükselen bu direniş, bu sınıf bilinci tüm ülkeye yayılacak. Çünkü bu sadece bir ücret mücadelesi değil, bu bir yaşam ve gelecek mücadelesidir. Ve biz bu mücadelenin en önündeyiz. Emekçiler açlık sınırının altında yaşıyor. Asgari ücretle geçinmek mümkün değil. Emekçi Hareket Partisi olarak, asgari ücretin en az 57.500 TL olması gerektiğini savunuyoruz! Açlık sınırının altındaki ücretler kabul edilemez.

Bugün İzmir’de grev bitti ama mücadele yeni başlıyor

Hükümete ve sermayeye sesleniyoruz:

Hemen ara zam! Tek adam rejimi bu açlık düzenini sürdürebilmek için halkın iradesini yok sayıyor. Seçilmişler görevden alınıyor, halkın oyları çöpe atılıyor. Bu düzen gitmelidir. Hemen erken seçim! Bugün İzmir’de grev bitti ama mücadele yeni başlıyor. Emekçiler, yoksullar, gençler, kadınlar, işsizler, emekliler… Bu düzen bizi susturmak istiyor, biz konuşacağız. Bu düzen bizi bölmek istiyor, biz birleşeceğiz.

Çünkü bu hayatı biz üretiyoruz, hakkımız olanı alana kadar da durmayacağız!

Ve son sözümüz şudur:

Yoksulluk sınırında yaşayanlara gündelik hayatı aksatmak haktır! Çünkü bu hayatı biz üretiyoruz. Ve hakkımız olanı alana kadar da durmayacağız!

Kaynak: BASIN BÜLTENİ