İzmir’den ‘Dünya Çevre Günü’ mesajı: Çevre mücadelesinin yaşam ve demokrasi mücadelesi olduğunu biliyoruz
İzmir’den ‘Dünya Çevre Günü’ mesajı: Çevre mücadelesinin yaşam ve demokrasi mücadelesi olduğunu biliyoruz
İçeriği Görüntüle

DİSK Genel-İş İzmir 1, 2, 3 ve 9 Nolu Şube üyesi işçiler, grevlerinin 5’inci gününde Kültürpark 1 No'lu Hol önünde bir araya geldi. DİSK Üyesi işçi ve Şube Başkanlarına, DEM Parti İzmir İl Başkanı Selçuk Odabaşı ve BASK Başkanı Ahmet Doğruyol da katıldı. DİSK Genel-İş İzmir 1 Nolu Şube Başkanı Engin Topal, alanda bir basın açıklaması gerçekleştirdi.

Topal açıklamasında, “Buraya bir tane bürokrat gönderin. Burada basın var. Gelin, açın verileri paylaşalım. Sevgili ilçe belediye başkanları siz kendi çöplüğünüze bakın. Orada gidip horozluk yapın. Bizim çöplüğümüzde değil. Herkes kendi çöplüğüne karışsın. Herkes kendi önünü temizlesin. Halının altına süpürmekle olmuyor bu işler. Gidin kendi evinizin önünü toplayın bırakın bizi. Bir tane de zibidi, ta Bolu’dan bize laf söylüyor. Kardeşim bak Bolu’nun işine. Sayın Dr. Cemil Tugay’ı masaya davet ediyorum. Masanın bir an önce kurulup bu Toplu İş Sözleşmesi’nin bir an önce hayat bulmasını istiyorum” ifadelerine yer verdi.

“Bordrolarımızı dün paylaştık”

İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin açıkladığı net maaş verilerinin gerçeği yansıtmadığını söyleyen Topal, dün bordroları basın üzerinden servis ettiklerini ifade ederek, “Biz beş buçuk aydır toplu sözleşmeyi masada müzakere yaparak bitirmeye çalışırken hala davet yok. Dün bordrolarımızı basın üzerinden paylaştık. Dünden beri biz bordrolarımızı paylaştıktan sonra bir karşı cevap yok. Çünkü gerçekler ortaya çıktı. Algının değil belediye işçileri 214 bin TL istiyor, 180 bin TL istiyor… dün biz onlardan bekledik. Çünkü gerçek veriler belediyenin binasının insan kaynakları müdürlüğünde duruyor. Diyoruz ki; siz sözde değil gelin halka elinize bordroları alın yansıtın dedik. Bir haftadır sadece ve sadece halka sözde 200-300’ler havada uçuşuyor. Ama dün biz işçimize, arkadaşımıza bordrolarımızı paylaştık. Gerçekler orada. Buyurun bir daha gerçekler üzerinden yorum yapalım. Bir de onu dinleyelim. Kurban Bayramı’na 2 gün kalmış halk sağlığından bahsediliyor. Sevgili belediye başkanımızın da doktor olması sebebiyle, sağlığa baya önem veriyor. Sağ olsun. Ama şu anda 30 derecenin altında, yağmurda, 23 bin işçiyi sokakta gezdirirken halk sağlığı yoktu” dedi.

“Gelin kaldığımız yerden devam edelim”

İzmir Büyükşehir Belediyesi'ni masaya davet eden Topal, “Basından hala haber bekliyoruz. Sevgili Belediye Başkanım bırak ilçe belediye başkanlarını, biz bu toplu sözleşmeyi ilçe belediye başkanlarıyla yapmıyoruz. Halka durmadan yanlış bilgiler vermeyelim. Ne size ne de bize bir fayda getireceğini düşünmüyorum. Gelin masanın başına, kaldığımız yerden devam edelim. Yoksa bu iş burada kalmayacak. Sağduyu çağrısı yapıyorsunuz. Allah aşkına sağ duyu çağrınızı lütfen kendinize de yapın. Sadece bize çağrı yapmakla bir yere varamazsınız. Haftalardır diyoruz; getirin işçiye verdiğiniz gerçek rakamları, koyalım masaya, gerçekten dediğiniz kadar ücret alıyorsak imza atmaya razıyız. Ama bize yatırdığınız SGK parasını sayarsanız, verdiğiniz gömleğin parasını, herkesi 30 gün olarak sayarsınız, herkesi 2 çocuklu sayarsanız olmaz. Burada işçi arkadaşlarımız size gülüyor, biz de gülüyoruz size. Çocuk evlat edinme yardım parası var. Bunu madde olarak oraya getirmişsiniz. Sizin bu maddeyi desteklemeniz gerekirken, bunu kamuoyuyla paylaşıyorsunuz. Sanki 23 bin kişi dayandık çocuk esirgemenin kapısına 23 bin tane çocuğu aldık. Yapmayın böyle” diye konuştu.

“Kıbrıs Şehitleri’nde zaten çöp kalmadı”

Bugün CHP İl Başkanlığından 18:00 için Kıbrıs Şehitleri Caddesi’nde çöp toplama çağrısı yapıldığını söyleyen DİSK Genel-İş İzmir 2 Nolu Şube Başkanı Ercan Gül, “Biz bu sürece çıkarken yasalar ve kanunlar üzerinden yapılması gereken ne varsa İŞKUR üzerinden bütün çalışmaları yaptık. Çalışacak olan listeler belediyeye gitti. Bizlere ulaştı ve o arkadaşlarımız çalışıyor. Biliyorsunuz işverenimiz belli arkadaşlara mesaj göndererek, arayarak, ‘greve gitmeyen arkadaşlar Cemil başkan sizi mağdur etmeyecek. Sözleşme yapacak bu mağduriyeti giderecek’ demişti. Bugün arkadaşlarımız aranıyor ‘gelin iş başı yapın’ deniyor. Yarın sorun yaşanmasın diye tehdit ediyorlar. Zaten biz bu greve başlarken ilk gün ihanet edip gidenler belli. Bugün iş verenin yanında olanlar belli. Diyorlar ki; ‘işçiler gelecek ancak sendikacılar baskı kuruyor tehdit ediyor. Bu nedenle gitmiyor’. Basına nasıl yanlış bilgi veriyorlarsa, bizi nasıl halka karşı karşıya getirmeye çalışıyorlarsa, bizi de bu şekilde kırmaya yönelik hamleler yapıyorlar. Bir çöp krizi var dünden beridir. Bitmek bilmiyor. Bugün İzmir CHP ilçelerinde, il başkanlığında bir çağrı yapılıyor bugün. Saat 18.00’da Kordon’da Kıbrıs Şehitleri’nde toplanacaklarmış, çöp toplayacaklarmış. Şunu söyleyelim; onlar herhalde basını takip etmiyorlar. Biz dün açıklama yaptık, önünüzü açtık dünkü tablodan sonra önünüzü açmadan ne yapacağız. Utandık açtık dedik. Kıbrıs Şehitleri’nde çöp yok dün hepsi zaten toplandı. Halka şirin gözükmeye çalışmayın” şeklinde konuştu.

“Konuyu bireyselleştirmeye çalışıyorlar”

Karşı tarafın TİS görüşmelerini bireyselleştirmeye çalıştığını söyleyen Gül, “Farklı yönlere çekip bireyselleşmeye çalışıyorlar. Biz her defasında burada toplu sözleşme ile ilgili sorunlarımızı, sıkıntılarımızı, taleplerimizi konuştuk. Bireysel karşımızda birini söylemedik. Tamamen İzmir Büyükşehir Belediyesi dedik. Biz CHP’yi hiçbir zaman hedef almadık. DİSK tarihine laf edenlere cevap verdik. Söylediklerimiz ağır gelmiş. Ağır gelmiş ki farklı farklı çalışmalar yapıyorlar. Ne yaparlarsa yapsınlar tutmayacak. Farklı oyunlar çevirmeye çalışıyorlar. Biz de sendikacılar olarak daha dün başlamadık. Bütün hamlelerini görüyoruz. Biz şov yapmıyoruz, kimse de yapmasın. Ekmek kavgamıza bakacağız. Dışarda söylemler olacak, farklı amaçlar olacak. CHP Genel Başkanı açıklama yapıyor ‘grevdeki işçiye bir söz söylememizi kimse beklemesin’ diyor. Çünkü bu bizim anayasal hakkımız. Bizi yönetenler bizden daha iyi biliyor bu durumu. Kimse moralini bozmasın. Bizim moralimiz tam, gücümüz var, yorgun da değiliz kimse bizi yoramaz” dedi.

“Biz hain değiliz”

Tugay’ın düne kadar teşekkür ettiği işçileri hain ilan ettiğini söyleyen DİSK Genel-İş İzmir 3 Nolu Şube Başkanı Serap Yılmaz, “Toplu sözleşmede var olan hakkımız, 2 yılda bir toplu sözleşme masasına oturduğumuz 17 Aralık’tan beridir mücadele ettiğimiz haklarımız masada bırakıldı deniliyor. Masada bırakıldı denilen maddeleri zaten görüşmüştük. Pazar günü masada bırakılmayan anlaşma ertesi günü farklı bir boyuta geldiyse artık siz düşünün. Biz burada sendika olarak, bize farklı bir ücret söylenip de size farklı ücret söylemiyoruz. Canlı yayın yapılıyor. Biz daha çıkmadan basından öğreniyoruz konuşmalarımızı. Buradan Cemil Tugay’a ve bürokratlara sesleniyoruz; Gelin toplanalım, toplu sözleşmemizi masada bitirelim. Evet önümüzde bir Kurban Bayramı var. İnsanlar kurban kesecek, evine para götürecek. Buradaki işçiler senin mesain arkadaşın. Biz bir fabrikada çalışmıyoruz. Yol arkadaşıyız. Belki bürokratlar ailenizden çok bizi görüyorsunuz. Yapmayın! Siz de biliyorsunuz ne kadar maaş aldığımızı. Düne kadar teşekkür ettiğiniz işçileri hain ilan ediyorsunuz. Biz hain değiliz. Diyoruz ki; eşit işe eşit ücret. Sen belediyenin bütçesini vermeyeceğim, halka ezdirmeyeceğim diyorsun. Sen zaten istediğimiz ücreti veriyorsun. 6 bin işçi zaten eşit işe eşit ücret dediğimiz ücretleri alıyor. Nisan ayından beridir veriyorsun. Biz diyoruz ki; biz de senin elemanlarınız, biz de senin yol arkadaşınız. Beraber mesai yapıyoruz. Biz yanlış bir şey yapmıyoruz. Diyoruz ki çağırın masaya. Sosyal medyadan anlaşmaya değil, masaya çağırın masada konuşalım. Masada oturmadan bu iş bitmez” diye konuştu.

“Belediyenin kasasıyla derdimiz yok”

Yılmaz açıklamasının devamında, “İzmir Büyükşehir Belediyesi ya da tüm belediyelerdeki arkadaşlar belediye başkanını seçmek için gece gündüz çalıştı. Çalışmak da zorundayız. CHP’nin bayrağını burada dalgalandırmak için siz demeseniz de biz burada zaten çalışıyoruz. İzmir 22 yıldır var olan iktidarını burada devam ettirecek. 401 tane yerde CHP’nin 31 Mart’ta bayrağı sallandı. Bunu emekçi arkadaşlar yaptı. İşçi hakkını istiyor daha ötesi yok. Bugün burada yarın farklı ilde olacak. A sendikası B sendikası değil. DİSK yoluna devam ediyor. DİSK’te grev kırıcılığı, insanları yarı yolda bırakmak yok. Siz burada olduğunuz sürece yolumuza, mücadelemize devam edeceğiz. Hala fabrikalarda 40-45 gündür direnişler var. Biz fabrika değil, kamu çalışanlarıyız. Belediye başkanları gelir gider, bizim belediye başkanıyla sorunumuz yok. Biz diyoruz ki; emek veriyorsak mücadele ediyorsak, sabah 08.00’da geliyorsak, akşam 17.30’da çıkıyorsak, sabah 04.00’da geliyorsak garajlara gelip akşam 21.00’a, 00.00’a kadar çalışıyorsak emeğimizin hakkını istiyoruz. Orman yangınlarında günlerce evlerine gitmeyen itfaiyede çalışan arkadaşların emeğini istiyoruz. Parklarda gece gündüz çalışan, kanalda çalışan, sayaç okuyan, hastanelerde çalışan arkadaşların emeğini, hakkını istiyoruz. 24-25 birim var. İZSU, ESHOT hariç baktığımız zaman herkesin alın terinin emeğinin hakkını istiyoruz. Belediyenin kasasını boşaltmak istemiyoruz. Tüm belediye başkanlarına söylüyorum; belediyenin kasasıyla derdimiz yok. Derdimiz ekmeğimizi büyütmek emeğimizin karşılığını almak. O yüzden Ercan başkan söyledi; daire başkanları, müdürler sizin işiniz değil, ‘Cemil başkan sizi görür’ demek. Alın terimizin karşılığı için buradayız, Cemil başkan farklı davransın diye değil” ifadelerini kullandı.

“Samimi duygularla gelinseydi bu süreç yaşanmayacaktı”

Genel İş 9 No’lu Şube Başkanı Sedat Kenar, samimi duygularla süreç yürütülseydi grev yaşanmayacaktı ifadelerini kullanarak, “5 gündür öncesinde de beş buçuk ay süren TİS sürecini baz aldığımızda yeniden grev süreciyle birlikte bu kadar kamuoyunu yanıltmaya algı yaratma sürecine düşüleceğine bu sözleşmesinin bağıtlanması için samimi duygularla gelinseydi zaten bu süreçler yaşanmayacaktı. Ben tek bir şey söylemek istiyorum; insaf! Bugün bu İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde işveren adına kim hangi koltukta oturuyorsa CHP sayesinde oturuyor. Emin olun o koltukta oturanlara sesleniyoruz. Siz o koltukta oturması için benim buradaki mücadele arkadaşlarım emek verdi. O oturduğunuz koltukların bizler sayesinde olduğunu unutmamız gerekiyor. CHP’nin globalleşmiş bir sloganı var. Hak diyor, hukuk diyor, adalet diyor. Beş buçuk aydır müzakere, 5 gündür de hem mücadele hem müzakere boyutunu sergilediğimiz sürecimize geldik. Hak diyor; aynı işyerinde aynı, işi yapan arkadaşlarımız beş alırken bize 3 teklif ediyorsanız, biz bunu kabul etmiyorsak biz de beş istiyorsak bu bizim hakkımız. Hukuka gelelim. Zaten grev ilan kararımızı astık diye 3 saat sonra şirket yetkililerine talimat veriliyor. 3 bin güvenlik emekçisini bu TİS’in dışına itmek için mücadele veriyorsunuz. Dün akşam Ercan Başkan’ın maruz kaldığı tabloya gelelim. Bu da hukuksuzluğa örnek. Gelelim adalete. Adaletin türediği yön neresi? Adil olmak. Aynı işi yapıyoruz 5 alıyor, 3 teklif ediyorsun. Bu partinin globalleşen sloganında bile hakta da biz haklıyız, hukukta da biz haklıyız, adalette de biz haklıyız. Onu için de hepimiz bir aradayız” dedi.

Odabaşı: "Görevinizi layığıyla yapın"

DEM Parti İzmir İl Eş Başkanı Selçuk Odabaşı, alanda gerçekleştirdiği açıklamada işçilerin grevini selamlayarak, “Selçuk Odabaşı Yerel yönetimi kınıyorum. Yerel yönetimden talebimizdir. Demokrasi güçlerini krizin içinde bırakmak yerinde İzmir’i demokrasi güçlerinin birliğini sağlayarak iktidara karşı mücadelenin kalesi haline getirmek sizin elinizdedir. Onun için sendikayla masada oturup, gerekli uzlaşmayı sağlayıp, üzerinize düşen görevi layıkıyla yerine getirin. DEM Parti olarak yerel yönetimden talebimiz budur. Hepinizle dayanışma duygumuzla mücadelenizin sonuna kadar yanınızda olacağımızı belirtiyor tekrar mücadelenizi selamlıyoruz” diye konuştu.

Doğruyol: "Yüksek rakamları açıklığa kavuşturun"

Bağımsız Kamu Görevlileri Sendikaları Konfederasyonu (BASK) Başkanı Ahmet Doğruyol ise alanda gerçekleştirdiği açıklamada, “Mücadelemizde her zaman emekten yana olduk. Belediye iş kolundaki sendikalarımızın ve çalışanlarımızın mücadelesini canı gönülden destekliyoruz, yanınızdayız. Elbette mücadele ediyoruz ama işçilerimizde gördüğümüz bu birlik ve beraberliğe maalesef Memur-Sen’de sarı sendikalardan dolayı görmedik, göremiyoruz. Biz, mücadele konusunda bize düşen ne varsa başından sonuna yanınızda olacağız. Ancak buradaki sendika başkanlarından bir iştiramım var. Kamuoyunda bir bilgi kirliliği var. Maalesef belediyedeki yetkililer, belediye başkanları çok yüksek rakamlar telaffuz ettiler ve bu konunun açıklığa kavuşturulması adına sendika başkanlarımızın kamuoyu bilgilendirmesi yönünde mücadele etmesinde büyük yarar görüyorum” ifadelerini kullandı.

Muhabir: BATUHAN KAYA