İzmir’deki üniversite öğrencileri, son dönemlerde yapılan zamlar sebebiyle barınacak yer bulmakta her geçen gün daha da zorlanıyor. Özel yurt fiyatlarının yıllık olarak 90-400 bin lira arasında değiştiği İzmir’de öğrenciler için kiralık daireler de cep yakıyor. Ev kiralarındaki artışlar öğrencilerin ve ailelerinin bütçelerini aşıyor. Özellikle üniversitelere yakın konumlarda bulunan konut kiralarında, geçen döneme göre büyük artış yaşandı. Öğrencilerin yoğun olarak yaşadığı Bornova, Buca ve Çiğli bölgesinde 3+1 ev kiraları ortalama 25-30 bin lira arası değişirken, 1+1 evlerin fiyatları ise 15-25 bin lira arasında seyrediyor. Kira fiyatlarının öğrencilerin yoğun olarak ev aradığı ağustos ve eylül aylarında artması öngörülüyor.
Koğuş tipi yurtlarda yaşam!
Barınma sorunuyla ilgili görüşlerini aldığımız öğrenciler, krizin her geçen gün derinleştiğini ifade ediyor. Dokuz Eylül Üniversitesi’nde okuyan bir öğrenci, yurt bulmanın zor olmasının yanı sıra yurttaki şartların da kötü olduğunu ifade ederek, “Barınma sorununu yurt sorunu ve ev sorunu olarak ikiye ayırmak gerekiyor. Öncelikle yurt her öğrenciye çıkmıyor. Çünkü devletin seni yurdunda kalmaya layık görmesi gerekiyor. Kimi devlet yurtlarının fiyatları daha karşılanabilir kimisi daha yüksek. Fiyatlardan bağımsız olarak, yurtlar öğrencilerin kendisini gerçekleştirmesine imkân veren donanıma sahip değil. Yurtların neredeyse tamamı koğuş tipi. Buca’da kampüsün altındaki yurdun en üst katı hariç hepsi altışar kişilik. İnsan elbette sosyal bir varlık ancak bu insanın özel alanı olmayacağı anlamına gelmez. 6 kişiyi bir odaya doldurmak, onların bırakın iyi bir öğrenciliği iyi bir insana bile dönüşmelerine engel olacak bir şey. Birbirlerine bu kadar maruz kalan insanlar genelde sorun yaşıyorlar. Bu kabul edilebilir bir şey değil. Öğrenciler hayatının 4 yılını askerde gibi geçiriyor. Yemekler çok kötü, tuvalete ve duşa girmek için sıra bekliyorsunuz. Öğrencilerin artık açlık diye bir sorunu var. Kaliteli ve sağlıklı bir gıdaya ulaşım Türkiye şartlarında mümkün değil. Bir süre sonra fırsat bulan arkadaşlarımızın yurtlardan ayrıldığını görüyoruz. Bu yurtların yapısı kesinlikle düzenlenmeli. Öğrencinin kendisiyle yalnız kalamadığı bir alanı kabul etmiyoruz” dedi.
Öğrenciler işçileşiyor
Türkiye’de sadece öğrencilerin değil halkın barınma sorununa dikkat çeken öğrenci, “Buca’da okula görece yakın ve kirayı 3 öğrencinin paylaştığı denklemde bir öğrencinin masrafı faturalar hariç en az 8 bin lira. Bu en alt limit. Bundan daha aşağısına bulmanız mümkün değil. Uygun ev bulamayan öğrenciler 1+1, 1+0 evlerde 2-3 kişi yaşamak zorunda kalıyor. Bunun adı sefalet düzeni. Faturalar, ulaşım, yemek ve sosyal ihtiyaçları da düşününce bir öğrencinin aylık gideri asgari ücrete tekabül ediyor. Öğrencilerin ailelerinden aldıkları para yaşamak için yetmiyor ve çalışmak durumunda kalıyorlar. Okulunu donduran, bırakan yüzlerce öğrenci var. Dolayısıyla öğrenciler işçileşiyor” diye konuştu.
Gençlerin gerçeği “geleceksizlik”
Türkiye’de gençlerin gelecek kaygısından da öte ‘geleceksizlik’ diye bir gerçeği olduğunu ifade eden öğrenci, “Yarın şurada yürürken bir çete çatışmasında ölebiliriz. Türkiye’de yaşamak Hollywood’un Latin Amerika’da çektiği filmleri anımsatıyor bana. Sokak ortasında insanların öldüğü, yangına müdahale edilmediği, depremde insanların göçük altında bırakıldığı bir ülkeden söz ediyoruz. Çok ciddi bir sistem sorunu var. Sonuç olarak acilen sistemsel bir değişikliğe ihtiyacımız var. Ülkemizin saray rejiminden kurtulması lazım” ifadelerini kullandı.
Öğrenci köyünde zamlara tepki
Ege Üniversitesi Öğrenci Köyü’nde barınan başka bir öğrenci ise gelen zamlarla ilgili şu bilgileri verdi: “Geçen yılın başlangıcında yurda yüzde 300-400 bandında bir zam yapıldı. Bu yıl da o zamlı oranın üzerinden yüzde 55 zam uygulandı. Şu anda iki kişilik odalar 9 bin 500 lira oldu. Yıl içinde öğrenci köyünün özelleştirilmesiyle ilgili söylentiler de vardı. Zaten yarı özel bir yurt. Bunu yalanladılar ancak yurt seneye tekrar açılana kadar kesin bir şey yok. Biz taleplerimizi iletmek için dilekçeler verdik. Her türlü mücadeleyi veriyoruz. Ancak hiçbir talebimize yanıt alamıyoruz.
Yurtta yılan çıktı!
Yaklaşık 1 ay önce öğrenci köyünde yılan çıktı. İtfaiye çalışanları yılanı bulamadıkları için öğrenciler yılanla bir gece geçirmek zorunda kaldılar. Öte yandan su kesintileri çok fazla oluyor. Arkadaşlarımız bununla ilgili yönetime şikâyette bulunduklarında azarlandıklarını dile getirdiler. Su kesintileri olduğunda öğrenciler bir odada sırayla duş almak zorunda bırakılıyor. İnternet odalarda çekmiyor. Çamaşır hizmeti çok sıkıntılı. Köyde bloklarda bulunan ortak mutfak ve ütü odalarındaki aletler yılın çoğu zamanında çalışır halde bulunamıyor. Bu da zaten yemek hizmeti verilmeyen bir yurtta öğrencilerin çok daha zor koşullarda kalmasına sebep olan etmenlerden.
Öğrencilere sözlü taciz!
Odalarda ve köyün çimlik alanlarında ilaçlamanın gelişigüzel yapılması köydeki haşerelere ve hastalık yayabilecek canlılara karşı öğrencileri savunmasız bırakıyor. Savunmasız kalınan bir diğer konu da kapılarda ve köye giriş çıkışlarda güvenliğin yeterince sağlanamayıp dışarıdan insanların elini kolunu sallaya sallaya köye girmesi. Bunun sonucunda hırsızlık, sözlü taciz ve teşhircilik gibi olayların yaşanması; bu durumu yetkililere iletmemize rağmen bu zafiyete diğer sorunlar gibi hala çözüm bulunamadı. Kendine öğrenci dostu diyen Ege Üniversitesi'ne bağlı bu yurdun insanca yaşam koşullarına ulaşması, biz öğrencilerin talebi ve en temel hakkıdır.”