İzmir Büyükşehir Belediyesi (İzBB) İç Denetim Birimi, İzBB Başkanı Cemil Tugay’ın talebi üzerine İZBETON A.Ş tarafından gerçekleştirilen mal ve hizmet alımları, yapım işleri ve ödemelerle ilgili şirketin durumunu tespit etmek adına bir İç Denetim Raporu düzenlemişti. Tugay’ın talebiyle düzenlenen bu rapor İzmir Cumhuriyet Savcılığı’na bir yıl önce gönderilmiş, bu yıl da İZBETON A.Ş ve Kooperatiflere yönelik bir operasyon başlamıştı.
Düzenlenen operasyon kapsamında eski İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu, eski İZBETON Genel Müdürü Heval Savaş Kaya ve eski İzmir Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Barış Karcı’nın da olduğu 137 isim gözaltına alınmış, adliyeye sevk edilen 99 kişiden 60’ı tutuklanmıştı.
Öte yandan, sanıklar hakkında iddianame hazırlanmış ve İzmir 17. Asliye Ceza Mahkemesi ile İzmir 28. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilmişti. İzmir 17. ve 28. Asliye Ceza Mahkemeleri, “İş Makinesi ve Araç Kiralanması Hizmet Alımı” ile “Asfalt Kaplaması, Yol ve İnşaat Bakım, Onarım ve Yenileme İşlerindeki” dosyaları kapsamında hazırlanan iddianameleri kabul ederken, 2 dosya kapsamında tutuklu bulunan 50 kişinin tahliyesine karar verdi.
Eski İZBETON A.Ş Genel Müdürü Heval Savaş Kaya da 2 dosya kapsamında tahliye edilen isimler arasında yer aldı ancak Kaya, ‘Kooperatif’ soruşturması kapsamında da tutuklu bulunduğu için cezaevinden tahliye edilmedi.
Tahliye edilenler arasında Buca Belediye Başkan Yardımcısı Engin Güzel ve Bayraklı Belediye Başkan Yardımcısı Mehmet Mert Hanifi Yılmaz da yer aldı.
İZBETON A.Ş özelinde yapılan 2 soruşturmada tahliye kararları gelirken, İZBETON operasyonunun temelini oluşturan “İzBB İç Denetim Raporu” kamuoyunda tartışılmaya başlandı. Eski İZBETON Genel Müdürü Heval Savaş Kaya’nın Avukatı Ufuk Hasçakal ve eski İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in Avukatı Murat Aydın, İzBB’nin hazırladığı İç Denetim Raporunu ve 2 dosyadaki tahliye kararlarını İz Gazete’ye değerlendirdi.
Suçlamalar boş çıktı
Hâkim’in iddianameye bakarak “Bu konular araştırması gereken konular ve bu dosyalarda tutuklama kararı verilemez” dediğini aktaran Ufuk Hasçakal, “İç Denetim Raporu ‘boş’ ya da ‘dolu’ çıktı diyemeyiz ancak bu rapora dayandırılarak yapılan suçlamalar boş çıktı diyebiliriz. İç Denetim Raporu’na bağlı olarak yapılan suçlamalar araştırılması gereken, pek çok eksiklik ihtiva eden ve bu haliyle bir tutuklamaya sebep olamayacak suçlamalar” dedi.
İnsanlar suçlamalara cevap veremedi
İç Denetim Raporu’nun, konuya muhatap olan kişilere sorulmadan hazırlandığına dikkat çeken Hasçakal, “İlgili kişilere sorulmadığından ve bu kişilere cevap hakkı tanınmadan görevden uzaklaştırıldıkları için, insanlar suçlamalara cevap veremedi. 8 kişi sadece bu raporlara bağlı olarak görevden uzaklaştırıldı. İnsanlar iç denetim raporuyla toplum önünde lekelendi ve suçlu hale sokuldu. İlgili kişiler görevdeyken hatalar düzeltilseydi iş bu noktaya hiç gelmezdi. Usulden dolayı hatalar olabilir ama bu raporlarda ‘bir kişi yemiştir, bir kişi içmiştir’ denmiyor. Bir de şunu sormak lazım. İç Denetim Birimi kurulduğundan bugüne, birimin hazırladığı kaç dosya savcılığa intikal ettirildi? Sıfır” diye konuştu.
Beraat düşünüyoruz
Tahliye kararlarının sadece İç Denetim Raporu üzerinden değerlendirmemek gerektiğini, soruşturma dosyasının tamamının önemli olduğunu vurgulayan Murat Aydın ise “Bu tahliye kararlarının gerekçeleri itibariyle soruşturmaya konu iddiaların dayanaksız olduğu konusunda bir kanaat olduğunu bize gösteriyor. Ancak yargılama süreci elbette yapılacak ve mahkeme delilleri toplayıp değerlendirecek, hatta belki kendisi delil toplayacak ve sonunda bir karar verecek. Kararın beraat olacağını düşünüyoruz çünkü bu iddialar temelsiz. Bu bakımdan bu tahliye kararlarının dosya içeriğiyle uyumlu olduğunu düşünüyoruz” ifadesini kullandı.
“İddia varsa yargılama yapılsın” diyen Aydın, “Ama adil, hızlı ve tutuksuz yapılsın. Mahkeme de bizim bu savunmamızı bu aşamada yerinde gördü ama, ‘şu iddia yersiz, bu boşa düştü’ denemez çünkü mahkeme henüz bu değerlendirmeyi yapmadı. Sadece bu delillerle tutuklamanın uygun olmadığı kanaatine vardı. Zaten biz de en başından beri ‘yargılama olsun ama tutuksuz olsun’ diyoruz” değerlendirmesini yaptı.