Bülent Kepenek ile Emek Dünyası programının konukları Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası İzmir Temsilcisi Ceylan Korkmaz Mercan ve Öğretmen Sendikası Yönetim Kurulu Üyesi Taner Çalık oldu.

Sendikanın kuruluş sürecinden hedeflerine, özel sektörde çalışan öğretmenlerin sorunlarından hak taleplerine kadar birçok konunun konuşulduğu programda Öğretmen Sendikası tarafından hayata geçirilen ‘Taban Maaş Kampanyası’na da değinildi.

‘İHTİYAÇ VARDI’

Yeni kurulmuş bir sendika olduklarını ifade eden Ceylan Korkmaz Mercan, “Çok önceden olan bir ihtiyaçtı. Pandemi süreci de geç kalınmasını perçinlese de sonunda böyle bir oluşum gerçekleşti” dedi.

‘ÜYE ALMAYA BAŞLADIK’

15-20 gün önce resmen kurulduklarını söyleyen Taner Çalık, “Özel sektör öğretmenlerinin şu anki koşulları maalesef çok iyi durumda değil. Hem özel okullarda hem dershanelerde, anaokullarında çalışan arkadaşlarımızın koşulları gün geçtikçe kötüye gidiyor. Net bir sayı olmasa da özel sektörde çalışan 400 binin üzerinde öğretmen var. Çok ciddi bir sektör. Özel sektör öğretmenlerini örgütleyecek bir sendika da olmadığı için böyle bir fikir ortaya çıktı. Çeşitli illerdeki arkadaşlarla online platformlar üzerinden bir araya gelip toplantılar yaptık. Genel fikir olarak sendika kurma fikri ortaya çıktı. Peki bu sendika nasıl olmalı dedik. Tartışmalar sonunda; bağımsız, öğretmenlerin çalışma koşulların iyileştirecek, şu ada bulunduğu yasal olmayan çalışma koşullarını engelleyecek, bağımsız ve emekten yana sendika kurma fikri ortaya çıktı. Yaklaşık 8 aydır altyapısını örmeye çalışıyoruz. 15-20 gün önce de resmi olarak kurulduk. Üye almaya başladık” diye konuştu.

Üye kayıtlarının çoğunlukla sosyal medya ve iletişim kanallarıyla yapıldığını belirten Çalık, “Çalışma sürelerimiz çok uzun. Profesyonel sendikacımız yok. Yönetimin kurulunda, temsilci ya da üye olanlar bir okulda çalışıyor. Biz de çalışıyoruz. Doğal olarak iş yeri gezmek gibi klasik sendikacılık faaliyetlerini yapamıyoruz, zorlanıyoruz. Onun için bu zamana kadar bize ulaşmak isteyenlere çoğunlukla sosyal medyadan ulaşıp sendikamızı anlatıyoruz, üye yapıyoruz” dedi.

‘CİDDİ PROBLEMLER VAR’

Özel sektörde çalışan öğretmenlerin zorlu şartlarda çalıştıklarını dile getiren Mercan, “Çalıştığımız kurumlarda, kurucunun inisiyatifine bağlı olarak çok farklı şartlarda çalışılabiliyor. Aslında bu da çok kötü. Patronun insafını terk edilmiş. İyi niyetli bir kurucunuz varsa haklarını tam olarak vere de bilir. Yoksa da yapacak bir şey yok. Asgari ücretin altında teklifler alıp haftanın 6 günü 07:00-18:00 arası çalışabilirsiniz. Kimi kurumlar baykuş uygulaması çıkarmış. Bir de tekelleşmiş kurumlar var. Bunları şikâyet edeceğiniz mercilerde tanıdıkları olduğu için bir şey de yapamıyoruz. Temel haklar konusunda ciddi problemler yaşıyoruz. Mesela ‘Belirli Süreli Sözleşme’. 10 aylık bir sözleşme yapılıyor. Asgari ücretten fazla bir ücret teklif edilse de sigortanız asgari ücretten gösterilebiliyor. Burada kendi adımıza konuşuyoruz ama işverenlerle de iletişim halindeyiz. Onların da kendi adına farklı süreçler işliyor. Toptan eğitim alanında içinden çıkılmaz bir süreç var” açıklamasında bulundu.

‘KAYBEDECEK BİR ŞEYLERİ YOK’

Öğretmenlerin sendikaya olan ilgisinden memnun olduklarını aktaran Çalık, “Bence böyle bir kaygı yok. Sendikalı olmak kısmında insanların kafasında soru işareti olabilir ama sektör öğretmenler açısından zor bir yer. Öğretmenlerin tutunacak başka bir dalı yok. Biz umut olmak için geliyoruz. Şu an için durum iyi gösteriyor. Öğretmenlerin sendikaya ilgisi güzel. İleride üye sayısının on binleri bulabileceğimizi düşünüyorum. Çünkü öğretmenlerin kaybedecek bir şeyleri yok. Yarısından fazlası asgari ücret ve altında vasıfsız işçi olarak çalışıyor. Bundan daha kötü ne olabilir ki?” şeklinde konuştu.

‘UMUTLANIYORLAR’

Özel sektörde öğretmenlik yapmanın birçok kesim tarafından geçici bir iş olarak da görüldüğünü ifade eden Mercan, “İzmir’de yaşamak istiyorum. Ailem burada ve başka yere atanmak istemiyorum diyen öğretmenler de var. Ama atanmak istemiyorum diye bu koşullarda da yaşamak zorunda değilim. Yaş aralığına baktığımızda da genelde enerjisi yüksek 40-50 yaş aralığında arkadaşlarımız var. Bu sendikal süreci duydukça onlar da umutlanıyorlar. 2007’den önce öğrencilik zamanımıza baktığımızda devlette çalışan öğretmenler istifa edip dershaneci bile olabiliyordu. 2007’deki yasada özel sektörde çalışan bir öğretmen MEB’de çalışan öğretmenden daha düşük maaş alamazdı. Yaş aralığı çok yüksek olan da var yeni mezun olan da. Yeni mezunlarda iş biraz çığırından çıkıyor. O yüzden belki de yeni mezunların biraz daha fazla ihtiyacı var bu sendikal harekete” diye konuştu.

‘PERFORMANSA YANSIR’

Öğretmenlerin ‘ay sonunu getirebilecek miyim’ diye düşünmesinin performanslarında düşüşe neden olacağını söyleyen Çalık, “İşine mi odaklansın yoksa akşam eve götüreceği aşa mı odaklansın? Hakları verilmiş, rahat çalışan bir öğretmenin kafası daha rahat olacaktır. Bu da iş performansına yansıyacaktır” dedi.

‘İŞ GÜVENCESİ YOK’

Belirli Süreli Sözleşme ile çalıştıkları için iş güvencelerinin olmadığını da aktaran çalık, “Yani senelik sözleşmeler yapıyoruz. Bu bütün sektör öğretmenleri için geçerli. Bir senenin sonunda işten kovulmanıza gerek kalmıyor çünkü sözleşmeniz bittiği için otomatik kovulmuş oluyorsunuz. Bu yüzden iş güvencesinden bahsetmek çok mümkün değil. İşçi Kanunu’na bağlayız. Primler SSK’dan yatıyor. Sigortanızın nasıl yattığı önemli. Emeklilik yaşımız 63. Bu yoğun tempoda çalışmayla 63 yaşına kadar çalışılabilir mi bunun sorulması gerekiyor. şu an onu görme şansımız yok” diye konuştu.

‘VELİLER DE PATRON GİBİ’

Meslek Kanunu’nun tam olarak tanımlanmadığı söyleyen Mercan, “Dolayısıyla angarya işler de özel okullarda özellikle bu sebepten çok fazla var. Sadece iş yeri sahibi değil veliler de patron gibi davranabiliyor” dedi.

KAMPANYAYI ANLATTI

Sendikanın hayata geçirdiği kampanya hakkında konuşan Çalık, “2007’de kaldırılmış bir yasa var. Özel sektör öğretmenlerinin maaşı, dengi olan kamuda çalışan öğretmen az olamazdı. Eğitim fakültelerinden mezun olanların sayısı artınca daha kolay öğretmen bulunabilir hale geldi. Ücretler düşmeye başladı. Bu sefer de kanun işverenden yana tavır almaya başladı. Bir kampanya yaptık. Hedefimiz şu; öğretmenlerin maaşları kamu kurumlarında çalışan bir öğretmenle denk getirilsin. Çalışma koşullarımızın da o şekilde düzenlenmesini istiyoruz. Bir çatışma yaratılmasını istemiyoruz. Onlar da öğretmen biz de. Onların maaşlarında da bir erime var. Aslında planımız sadece ücretlerin düzeltilmesi değil. Öğretmenlik mesleğinin itibarı da zedeleniyor. Taban Maaş Kampanyası özel sektörde çalışan öğretmenlerin var olma da durumudur” ifadelerini kullandı.

‘DEVLET ÇÖZMELİ’

Özel sektördeki öğretmenlerin sorunlarının devlet görevlileri tarafından çözülmesi gerektiğinin altını çizen Çalık, “Buna uygun yasaların çıkması lazım. En başta da Belirli Süreli Sözleşme’nin ortadan kaldırılması gerekiyor. Onun dışında gönüllü avukatlık hizmeti veren arkadaşlarımızdan oluşan bir hukuk komisyonumuz var. Özel okullarda, kurs merkezlerinde sorun yaşayan arkadaşlarımıza gereken hukuki desteği veriyoruz ama en nihayetinde bu işin yasal olarak çözülmesi lazım. Bir de denetleme işinin layıkıyla yapılması çok önemli” şeklinde konuştu.

SOYER’E ÇAĞRI

Geçtiğimiz günlerde ulaşım kartıyla ilgili İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne bir dilekçe verdiklerini hatırlatan Mercan, İzmir’deki özel sektör öğretmenlerine de indirimli ulaşım kartının tanınması için Başkan Tunç Soyer’e çağrıda bulundu.

‘İŞ YÜKÜ ARTTI’

Pandemi sürecinde yaşadıkları zorluklardan da bahseden Mercan, “Bir kere online eğitim denen bir süreç gerçekleşti. Bazı kurumlar öğretmenlere bu süreçte yardımcı oldu. Ders yükü çok fazla arttı. İnteraktif bir ders anlayışı varken duvara anlatır gibi bir sistem oldu. Çok daha fazla emek harcamış oluyorduk. Kısa çalışma ödeneğinin başlamasıyla ilişkili olarak yarı zamanlı gidilmesi gerekirken tam zamanlı gidildi. Bu da sağlık açısından ciddi bir tehdit oluşturuyordu. Bunu iletebileceğin bir merci de yok. Kimi kime şikâyet edeceksiniz ki?” diye konuştu.

‘SESİMİZ DUYURULMADI’

Diğer eğitim sendikalarına neden üye olmadıklarına değinen Çalık, “Türkiye’de sendikalar İşkolu Kanunu üzerinden kuruluyor. Memur ve işçi sendikaları farklı. Biz İşçi Kanunu’na bağlı çalışıyoruz. Onun için yasal olarak kamu sendikalarına üye olma şansımız olmadı. Onun dışında bazı sendikalarla fahri üye olma denemeleri oldu. O da çok başarılı olamadı. Çünkü bizim sorunlarımızla kamuda çalışan öğretmenlerin sorunları kimi yerde benzeşse de çalışma koşullarından kaynaklı fark var. Bu yüzden dikiş tutmadı. Bizim işkolumuz 10 No’lu işkolu. Torba işkolu diyoruz. Bu işkolundaki konfederasyona bağlı çalışma yürüten sendikalar diğer yerlerde çok güçlü olduğu için özel sektördeki öğretmenlerin sesini çok dile getirmediler. Bu da yeni bir sendika kurma ihtiyacı doğurdu” ifadelerine yer verdi.

Son olarak klasik sendikacılık fikirlerinin olmadığını da söyleyen Çalık, “Bir yerde ilk hedefimiz toplu iş sözleşme yapmak değil. Çünkü onun önünde yasal engeller var. İşkolu barajında yüzde 1’i geçmeniz lazım” dedi.

Editör: Haber Merkezi