Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) Silivri’de tutuklu bulunan cumhurbaşkanı adayı ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Ekrem İmamoğlu, cuma günü başlatılan “casusluk” soruşturması kapsamında bugün saat 10.00 sıralarında Çağlayan’da bulunan İstanbul Adliyesi’ne getirildi. İBB’ye yönelik “yolsuzluk” soruşturması kapsamında tutuklandıktan sonra ilk defa Çağlayan’a getirilen İmamoğlu’nun işlemleri, 5 saat gecikmeli olarak saat 16.05’te başladı.
“Bu ziyaret 2019 yılında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olarak seçildikten sonra tebrik amaçlı yapılmış bir ziyaretti”
İmamoğlu’nun yaklaşık 3 saat süren savcılık ifadesinde, Hüseyin Gün'ün etkin pişmanlıktan yararlanarak verdiği beyanındaki yazışmalar ve iddialar soruldu. İmamoğlu'nun şu şekilde yanıt verdiği öğrenildi:
“Dosya kapsamında benimle birlikte hakkında soruşturma yürütülen şahıslardan Merdan Yanardağ'ı gazeteci olması sebebiyle tanırım. Hatırladığım kadarıyla program yaptığı televizyon kanalına üç dört defa kendisini ziyaret etmiştim. Yine dosyadaki şüphelilerden Melih Geçek isimli şahsı tahminen 12 yıldır tanırım. Kendisi Cumhuriyet Halk Partisi içerisinde geçmiş dönemde görevlerde bulunmuştur. Bilgi işlem konusunda deneyimli olduğunu bilirim. Hatırladığım kadarıyla en son İSTTELKOM iştirakinde Genel Müdürlük yapmaktaydı. Necati Özkan isimli şahıs ise katılmış olduğum 2014, 2019 ve 2024 yerel seçimlerinde siyasi kampanyalarımı yöneten ve aynı zamanda danışmanlığımı yapan şahıstır. Kendisini tahminen 12 yıldır tanırım. Kendisinin İBB bünyesinde resmi bir görevi bulunmamaktaydı.
Dosyada şüpheli olarak bulunan sormuş olduğunuz diğer şahıs olan Hüseyin Gün isimli şahsı tanıdığımı hatırlamıyorum. Hakkında bu soruşturma kapsamında soruşturma başlatıldığını öğrendikten sonra medyaya düşen bu şahsın ve yanında bulunan kadın bir şahsın benimle olan fotoğrafımın avukatlarım tarafından bana gösterilmesinden sonra da Hüseyin Gün ismi şahsı tekraren anımsayamadım, fakat söz konusu ziyareti hatırladım. Hatırladığım kadarıyla bu ziyaret 2019 yılında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olarak seçildikten sonra tebrik amaçlı yapılmış bir ziyaretti. Fakat her ne kadar ziyareti hatırlasam da fotoğrafta bulunan kadın şahsın ismini hatırlamıyorum, ama sadece bu kadının şık giyimli ve adeta evlat yaklaşımlı bir kadın olduğunu hatırlıyorum. Bu hatırladığım anekdot haricinde belirttiğim üzere Hüseyin Gün isimli şahsı tanımam.
“Okuduğunuz tüm yazışmalar ile alakalı bilgim bulunmamaktadır”
Sormuş olduğunuz 'wickr me' isimli mesajlaşma programını ilk defa duydum. Dolayısıyla bu programda üyeliğim daha önce hiçbir şekilde olmamıştır. Belirttiğiniz tespitlerde 'Bluestar81' kullanıcı isimli şahıs olduğunu iddia ettiğiniz Necati Özkan ve 'Jupiter1881' kullanıcı isimli Hüseyin Gün olduğunu iddia ettiğiniz şahıslar arasında gerçekleşen yazışma içeriklerindeki 'Mr Mayor, İmamoğlu, Başkan, Başkan bey, Ekrem Başkan' şeklinde yapılan yazışmalarda ki kastedilen şahsın ben olup olmadığımı bilmiyorum. Ama tahminimce Ekrem İmamoğlu ismi ile kastedilen ben olabilirim fakat bu yazışmalar ile bir ilgim yoktur, adıma bu şekilde yapıldığı iddia edilen yazışmalarla alakalı hiçbir şekilde bilgim yoktur. Bu konu ile ilgilenmiyorum. Yazışmalarda geçen sorduğunuz '150 bin kişilik dijital ordu' şeklindeki ibare ile ne kastedildiğini bilmiyorum. Ama tahminimce İstanbul Gönüllüleri kastedilmiş olabilir ama daha önceden de belirttiğim gibi okuduğunuz tüm yazışmalar ile alakalı bilgim bulunmamaktadır."
“Söz konusu fotoğraf tebrik ziyareti için çekilmişti”
Öncelikle Hüseyin Gün isimli şahıs ile müteveffa olduğunu belirttiğiniz Seher Erçili Alaçam arasındaki yazışma ve içeriği ile alakalı hiçbir şekilde bilgim yoktur. Hüseyin Gün isimli şahsın Seher Alaçam'a gönderdiğini iddia ettiğiniz içerisinde İngilizce yazıların olduğu ekran görüntüsü ile alakalı ve yine bu şahsın benimle toplantı yapacağına ya da iddia ettiğiniz şekilde beni kastederek 'Başkan akıllıysa bu ipe tutunur' şeklindeki yazışma içeriği ile alakalı hiçbir bilgim yoktur. Göstermiş olduğunuz içerisinde ben ve sonradan ismini sizin aracılığınız ile Seher Erçili Alaçam olduğunu öğrendiğim ve yine fotoğrafta bulunan şahsın ismini Hüseyin Gün olarak öğrendiğim fotoğraf karesinin detayı ile ilgili yukarıda açıklama yapmıştım. Anımsadığım kadarıyla söz konusu fotoğraf tebrik ziyareti için çekilmişti.
“Söz konusu ifade içeriği ile alakalı diyecek bir hususum yoktur. İlgilenmiyorum.”
Yazışma içeriklerinden anladığım kadarıyla Necati Özkan ile Hüseyin Gün arasındaki iddia edilen temas, Hüseyin Gün'ün 'Mayıs sonu Haziran başı' şeklindeki ifadesi ile seçimden 15-20 gün öncesine dayanmaktadır. Dolayısıyla 15-20 günlük bir temas ile benim seçim kampanyama ne şekilde katkının verildiği ya da tanımadığım Aaron Barr isimli şahıs ile Hüseyin Gün'ün iddia ettiği temas kurularak seçim kampanyama verildiği söylenen katkı ile alakalı benim o dönemlerde yoğun bir seçim trafiği de yaşadığım göz önüne alınarak bilmem ve ilgilenmem mümkün değildir. Dolayısıyla söz konusu ifade içeriği ile alakalı diyecek bir hususum yoktur. İlgilenmiyorum. Aynı zamanda Hüseyin Gün isimli şahsın manevi annesi olarak belirttiği şahıs ile beni ziyareti sonrasında benim kendisine iddia edildiği haliyle kampanya sürecindeki yardımları için teşekkür ettiğime dair hususu da şu an hatırlamıyorum. Çünkü o dönem başkan seçildiğim için çok sayıda insana teşekkür etmişimdir. Kendisi destek sunduğunu söylemiş ise nezaketen teşekkür etmişimdir.
“Bütün kampanya süremin adeta çöpe atılarak sadece 15 güne indirmesi hayatın olağan akışına uygun değildir”
Yukarıda da belirttiğim üzere 2019 Haziran başında Necati Özkan ile tanıştığını anladığım ve iddia ettiği şekliyle seçim kampanyama yardım ettiğini belirten şahsın 15 gün içinde bütün kampanyamı yönlendirmesi ve etkilemesi kesinlikle akla mantığa uygun değildir. Çünkü ben o dönem 7 aylık bir seçim kampanyası gerçekleştirmiştim. Bütün kampanya süremin adeta çöpe atılarak sadece 15 güne indirmesi hayatın olağan akışına uygun değildir. 6 yaşında Kuran-ı Kerim okumayı bilen bir şahıs olarak CIA çalışanı olduğu belirtilen Aarron Barr isimli şahsın bana muhafazakarlara nasıl davranmam ile alakalı tavsiyelerde bulunması akla mantığa uygun değildir. Dolayısıyla söz konusu beyanlarla alakalı diyecek bir şeyim yoktur. Belirtilen hususlar ile alakalı bilgim yoktur.
“Bu dosyanın oluşumunda veya yürütülmesinde yer alanlar ile alakalı hukuki haklarımı kullanacağım”
Sonuç olarak soruşturma dosyası kapsamında casusluk suçu iddia edilerek bu suç sebebiyle davet edilmem benim bütün hayatıma hakarettir. Benim nazarımda casusluk vatan hainliği ile eşdeğerdir. Dolayısıyla söz konusu dosya nazara alınarak hakkımda yürütülen casusluk kapsamındaki hiçbir suçlamayı kesinlikle kabul etmiyorum. Bu dosyanın oluşumunda veya yürütülmesinde yer alanlar ile alakalı hukuki haklarımı kullanacağım.
Öncelikle şahsın Başsavcılıkta alınan ifadesinde Necati Özkan ile 31 Mart 2019 - 23 Haziran 2019 tarihleri arasında iddia ettiği haliyle benim seçim sürecimde yer aldığını belirtmiş ise de, kolluk beyanında Necati Özkan ile 2019 yılı ilk seçimlerin iptali sonrası Mayıs sonu ya da Haziran başlarında tanıdığını belirttiği, dolayısıyla her iki ifadesi arasında çelişkiler bulunduğu ve yönlendirilmiş bir şekilde kasıtlı olarak ifade verdiği tarafımca anlaşıldığından Başsavcılık ifadesinde vermiş olduğu ifadeyi de kesinlikle kabul etmiyorum. Benim ne istihbarat örgütleri ile, istihbarat örgütlerinin çalışanları ile hiçbir şekilde bilgim alakam olamaz. Üzerime atılı suçlamaları yukarıda da belirttiğim üzere kabul etmiyorum. İkinci ifadeyi de incelediğimde absürt bir suç isnadı olduğunu düşünüyorum. Komplo teorisi ile karşı karşıya olduğumu düşünüyorum. Roma'yı benim yaktığım daha gerçekçidir."


