CHP’nin Kırşehir'de düzenlediği ''Millet İradesine Sahip Çıkıyor'' mitingi, CHP Kırşehir İl Başkanı Şeref Varan Genç, Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu'nun AKP'ye geçmesine tepki göstererek, "Eğer mayanızda Cumhuriyet Halk Partililik yoksa 30 sene belediye başkanlığı da yapsanız, 40 sene milletvekili de olsanız doğru durmuyor demek ki... Topuklar kırılıyor, yazıklar olsun" dedi. Ardından Genç, Silivri’de tutuklu bulunan CHP’nin cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun mesajını okudu.

Naci Görür'den 7.2 büyüklüğünde deprem uyarısı: Zaman doldu, en büyük yıkım burada olacak
Naci Görür'den 7.2 büyüklüğünde deprem uyarısı: Zaman doldu, en büyük yıkım burada olacak
İçeriği Görüntüle

İmamoğlu'nun mesajı şu şekilde:

Adaletin terazisi bu topraklarda çok uzun zamandır dengede değil

"İç Anadolu’nun kadim kenti güzel Kırşehir, benim güzel hemşerilerim, sevgili vatandaşlarım, kıymetli hanımefendiler, beyefendiler, sevgili gençler, canım çocuklar, bozkırın tezenesi rahmetli Neşet Ertaş’ın güzel memleketi Kırşehir’e Silivri’den selam olsun. Hepinizi özlemle kucaklıyorum. Merhaba Kırşehir tam 39 yıl sonra Cumhuriyet Halk Partisi’nin sosyal belediyecilik anlayışına kavuştu. Tam 39 yıl sonra icraatçı ve halkçı belediyecilikle tanıştı. 2019 yılından bu yana Kırşehir için canla başa çalışan Selahattin Ekicioğlu başkanıma yürekten teşekkür ediyorum. Sizlere özgürlüğün hasretiyle sesleniyorum. Yüz yüze olamasak da her birinizin sesini duyuyorum. Kalbinizdeki, yüreğinizdeki adalet arayışını hissediyorum. Hepimiz çok iyi biliyoruz ki, adaletin terazisi bu topraklarda çok uzun zamandır dengede değil. Hayatımızın her alanında adalet arıyoruz. Adaletsizlik, yalnızca bana, millet iradesinin seçtiği CHP’li belediye başkanlarına ve yol arkadaşlarıma yapılmıyor. Bir büyük adaletsizlik emeği çalınan işçiye, alın terinin karşılığını alamayan çiftçiye, hayatını çalışmakla geçirmiş emekliye, düşüncelerini özgürce ifade etmek isteyen gence, iş hayatında yer almak isteyen, sokaklarda korkmadan dolaşmak isteyen kadınlara da yapılıyor.

İktidar sahipleri milletin yüreğindeki yangını söndüremiyor

Mahkemelerde adaletin terazisi eşit tartmıyor. Elde ettiğiniz gelirde, ödediğiniz vergide adalet yok. Kaliteli eğitim ve sağlık hizmetlerine herkes eşit olarak ulaşamıyor. Devletin kaynaklarından, bir avuç ayrıcalıklı zümre hariç kimse yararlanamıyor. Güzel ülkemizin her yanında adaletsizlik kol geziyor. Güzel ülkemizin her hanesinde adaletsizliklerin acısı yaşanıyor. Hayatımızın her alanında bir yangın var. İktidar sahipleri orman yangınlarını söndüremiyor. Mutfaktaki yangını söndüremiyor. Adalet sistemindeki yangını söndüremiyor. Gençlerin, kadınların, emeklinin, işçinin yüreğindeki yangını söndüremiyor. İktidar sahipleri milletin yüreğindeki yangını söndüremiyor. Çürümüş bir sistemin esiri olmuş, sorumluluk almayan, her hatasında suçlu arayan bir iktidarla karşı karşıyayız.Türkiye böyle büyüyemez, böyle güçlenemez. Türkiye ancak ve ancak kayıtsız ve şartsız adaletin hakim olduğu bir ülke olursa, berekete, refaha ve bolluğa kavuşur. Biz Türkiye’yi sadece yönetmek için değil, onarmak, iyileştirmek, kalkındırmak için yola çıktık. Bu yolun adı adalettir. Bizim davamız, milletin yüreğinde hissettiği işte bu adalet davasıdır. Bizim davamız, yalnızca bir kişinin özgürlük hakkını değil; Türkiye’nin tüm vatandaşlarının adil, eşit, özgür ve onurlu bir hayat sürdürebilmesini kapsar. Biz bu haklı adalet ve hürriyet davasının neferleri olarak biliyoruz ki herkes için ve her yerde önce adalet önce hürriyet demeden hayalimizdeki Türkiye’ye ulaşamayız. Bu yüzden hep birlikte, hep bir ağızdan ve daima şu parolayı söyleyeceğiz.

Adil bir Türkiye’ye ulaştığımızda, birbirimize bakacağız ve 'biz başardık' diyeceğiz

Herkes için her yerde önce adalet, önce hürriyet. Sizinle birlikte hayal ettiğimiz Türkiye, sadece adaletli bir yargı sistemine değil, aynı zamanda dengeli bir kalkınmaya, üreten ve refahı adil paylaşan bir düzene sahip olacak. Milletimizle birlikte demokrasinin, adaletin, refahın, istikrarın ve barışın hüküm sürdüğü bir Türkiye hayali için gece gündüz çalışmaya, üretmeye devam edeceğiz. Yıllardır çektiğimiz acılara tuz basan değil, merhem olan bir siyaseti yürütmeye devam edeceğiz. Beni dört duvar arasına da koysalar fikirlerimi, umutlarımı, Kırşehir’e olan sevgimi hapsedemezler. Sizlerle birlikte kurduğumuz güzel yarınların hayali hâlâ ayakta. Adil bir Türkiye’ye ulaştığımızda, birbirimize bakacağız ve 'biz başardık' diyeceğiz ve işte o zaman her şey çok güzel olacak."

Kaynak: ANKA