Tarihçi Prof. Dr. İlber Ortaylı 28 Mayıs’ta gerçekleştirilecek olan Cumhurbaşkanı ikinci tur seçimi öncesinde, ilk turda oy kullanmayan 8 milyon seçmene seslendi.

Sözcü’den Ruhat Mengi’ye konuşan Ortaylı, “Bilinçli oy verilmesi çok önemli. Türkiye’de oy kullanmayan 8 milyon insana da şunu söylemek isterim; hani derler ya “Allah’ını seven çıksın ortaya”, hakikaten yurdunuzu seviyorsanız, geleceğinizi düşünüyorsanız ortaya çıkarsınız” ifadelerini kullandı.

Ruhat Mengi’nin Ortaylı ile röportajının dikkat çeken kısımları şöyle:

Yani yine umut, direnç ve iradenin kazanacağına inanıyorsunuz.

Bunun 28 Mayıs’a yönelik bir öngörü olduğunu söylemiyorum, o konuda herkesin temenniden öteye bir şey tahmin edebileceğini zannetmiyorum, olsa olsa geçmişin hatalarını ve yanlışlarını kısa zamanda düzeltmek için bir gün olabilir ve ben zaten önümüzdeki dönemin kim kazanırsa kazansın çok uzayacağına da inanmıyorum, bu çok açık. İktisadi şartlar, dünya şartları bazı konularda çok dirençli ve gerçekten kitlenin desteğini çok kazanmış iktidarları gerektirir ve maalesef siyasi yapımız –en önemlisi odur bence- Türkiye gibi artık mobil hale gelmiş, yüksek hareketlilik ve şeffaflık durumuna geçmiş bir toplumda etki gösterebilir. Mühim olan siyasettir, siyasetin başında olan insanların daha etkili, daha yetkili, daha çok milli iradeyi ve halkı temsil eden adamlar olması durumuna geçebiliriz. Tabii bu 2-3 haftada olmaz ama bu seçim dönemiyle ortaya çıkan yapının kısa süreceğinden herkes gibi eminim.

Yeniden bir seçim mi olur diyorsunuz?

Evet efendim. Onun için seçimden sonra yapacağımız röportaj artık yapılanmaların ve düzeltmelerin, radikal tedbirlerin nasıl olacağı üzerine olmalıdır.

Sandığa gitmeyen 8 milyon 352 bin seçmen var, toplam seçmenin yüzde 13’ü. Onlara Atatürk’ün “Gençliğe Hitabe”deki sözlerini hatırlatmak yarar sağlar mı?

Şu anda sandığa gitmeyenlerin yaşı, tahsil durumu, geldiği bölge üzerinde teferruatlı bilgiye sahip değiliz. Anketçilerimiz ve siyasetçilerimiz zamanında bunun araştırmasını yaptılar mı? Türk politikacısı kadar dünyadan bihaber, mevcut münevverlerin, gazetecilerin aksine hiçbir şey bilmeyen adamı ben dünyada görmedim, her yerde politikacıların arasında dünyaya açık, dünyayı takip eden bir azınlık vardır, burada o mevzubahis değil, bu durum değişecek zaten. O 8 milyonu bir haftada sandığa göndermek çok kolay değil, çünkü sandıkla ilgi kurmayan insanlar maalesef dünyada çok yaygın, hatta Türkiye bu konuda iyiler arasında. Batı’da bizden daha beterleri var. Bir de tabii şunu söyleyeyim; şimdi tekrar seçim yapıldığında oy verenler kaç milyon artacak bilmiyorum ama bizim dışardaki Türklerin çoğunun çifte vatandaşlığı var, o çifte vatandaşlar asıl ekmek yedikleri ülkedeki partilerle ilgilenmezler, seçim günü koltuklarından kalkıp, tavlayı bırakıp gitmezler ama Türkiye seçimlerinde konsolosluklara hücum edip yüzde 70’i oy verir. Onlara da sesleniyorum; lütfen yurdunuzun durumunu dikkate alın, şu veya bu partiye oy verin demiyorum ama lütfen bir daha düşünün “Biz ne yapabiliriz” diye. Bilinçli oy verilmesi çok önemli. Türkiye’de oy kullanmayan 8 milyon insana da şunu söylemek isterim; hani derler ya “Allah’ını seven çıksın ortaya”, hakikaten yurdunuzu seviyorsanız, geleceğinizi düşünüyorsanız ortaya çıkarsınız. Çıkmayan insanların nerede olduğu belli, seçim dolayısıyla bazı aksaklıklar olduğu açık ama bence seçim zamanında evinde oturan adam Türkiye için kabul edilir bir vatandaş tipi değildir, onun üzerinde durmak lazım.

Atatürk Gençliğe Hitabe’sinde gençliğin birinci vazifesinin “Türk istiklalini ve Cumhuriyet’ini korumak ve savunmak olduğunu” söylemiş. Bugün Cumhuriyet’i istemediği açıkça bilinen ve büyük bir kitleyi temsil eden partiler Meclis’e girdi, bu konuda ne düşünüyorsunuz?

O büyük kitlenin cumhuriyet istemediğini zannetmiyorum, onlar da kendine göre cumhuriyet istiyor, Allah saklasın. Afganistan’daki de cumhuriyet, hangisi daha iyi bir rejim; İngiltere’nin meşrutiyeti mi yoksa onlar mı? Bu memlekette istenmeyen şey “cumhuriyet” lafı değil, nasıl bir cumhuriyet mühim olan bu. Biz Atatürk Cumhuriyetini korumakla mükellefiz, dolayısıyla lütfen bu terminolojinin her işi çözeceğini düşünmeyelim, herkes kendine göre bir cumhuriyet istiyor. Biz ne istediğimizi biliyoruz, şu seçim arasında kuralları maalesef değiştiremeden uymak zorundayız ve diyoruz ki; İnsanlar lütfen bir kere daha düşünsünler ve sandığa gitsinler.

Editör: Özlem Çimen Durmaz