Hiçbir seçim döneminde yaşanmayan bu durumun, 2024’ün Mart ayında yapılacak belediye başkanlığı, belediye meclis üyelikleri ve muhtarlık seçiminde ortaya çıktığının altını çizen Ege– Koop Genel Başkanı Hüseyin Aslan  “Adaylar kısa sürede kendini nasıl tanıtacak, projelerini halka nasıl anlatacak? Geçmişte çok söyledik, ‘başkan adayları il ve ilçe özelliğine göre belirlenmeli’ diye, hepsi havada kaldı ve seçim şansı zora sokuldu. Bakalım ne yapacaklar hep birlikte göreceğiz” dedi.

Aslan, “31 Mart’ta CHP’nin beklenen sayıda belediye başkanlığını çıkarmasının zor hâle geldiğini ve Ana muhalefet partisinin 2019’da kazandığı birçok ilçeyi bu kez
kaybedebileceğini” belirterek ilçelerden örnekler verdi:
“Özellikle kırsaldaki Bergama, Kınık, Menemen, Aliağa, Kemalpaşa, Ödemiş, Bayındır, Torbalı, Menderes, Tire, Kiraz, hatta ve hatta merkez ilçelerden Buca, Karabağlar ve Bayraklı’ da adaylar kendisini ve projelerini çok iyi anlatamazlarsa CHP’nin elinden gidebilir.” diyen Aslan; “Bu durumdan tamamen Genel Merkez sorumlu. İzmir gibi bir kenti sonlara bırakmakla büyük hata yaptılar. Geciken süreç tepki görünce, alelacele, sadece üç ilçenin mevcut belediye başkanıyla yola devam edeceklerini açıklayıp, diğerlerine de genç, deneyimsiz ve kadın adayları görevlendirdiler. Bu durum partiye oy kaybettirecek, AK Parti’nin alacağı oy sayısını daha da artıracak ve iktidar, hizmetlerini ülkenin üçüncü büyük kentine yağdırmaya başlayacak. Böylece büyük olasılıkla 2028 seçimlerinde İzmir Büyükşehir ile birlikte ilçe sayısında da çıtayı daha yükseğe taşıyacak.”

“Adaylar, hayata geçirecekleri projeleri noter huzurunda açıklamalı ve kayda almalı. Görev süresi bittiğinde de vatandaşa hesap vermeli” diyen Aslan, halkın adaylardan beklentisini özetlerken, şunları söyledi:
“Adaylardan, seçime sayılı günler kala başta tarımsal projeleri olmak üzere, kent yaşamını kolaylaştıracak fiziki projelerini, kentsel dönüşüm ve 17 deprem fayının olduğu İzmir’ de depremle ilgili ne düşündüklerini, ne yapacaklarını, turizmde, ulaşımda çekilen sıkıntılara nasıl çözüm bulacaklarını anlatmalarını bekliyoruz. İzmir, İstanbul, Ankara ve Eskişehir gibi üniversite kenti. Belediyelerin öğrencilerin barınma, beslenmeyle ilgili desteklerini ortaya koymaları lazım. İzmir, nüfus istatistikleri gösteriyor ki, İstanbul nüfusunun azalmasına karşın göç alan bir kent oldu. Zaten mevcut yapıların TUİK’in rakamlarına göre 313 bin konutta oturmanın riskli olduğunu herkes biliyor, depreme dayanıksızlar. Öncelikle bu “endişe ve korku” tablosuna karşı, vatandaşı rahatlatacak projelerin ortaya konulması şarttır.”dedi.

Editör: Özlem Çimen Durmaz