Ankara Yüksel Caddesi’nde bir araya gelen üniversite öğrencileri 15 yaşındaki Hilal Özdemir’in Ayberk Kurtuluş tarafından öldürülmesini protesto etti. Son yıllarda artan kadın cinayetlerine dikkati çeken öğrenciler polis engeliyle karşılaştı. Polis ekipleri, açıklama sırasında öğrencilerin ellerindeki LGBTİQ+ bayrağını kaldırmalarını istedi. Polis çemberine alınan öğrenciler sık sık "Kadınlar ölürken polis neredeydi", "Katledilen kadınlar isyanımızdır", "Katledilen translar isyanımızdır" sloganları attı.
Buradayız, yaşamak için isyandayız
Öğrenciler, Boğaziçi Üniversitesi Güney Kampüsü’nde çalıştığı sırada öldürülen 15 yaşındaki Hilal Özdemir’i andı. Kampüse sıra arkadaşlarının ve hocalarının alınmadığını, ancak silah taşıyan faillerin kampüse girebildiğini vurgulayan öğrenciler şu ifadeleri kullandı:
"Faillerin önüne çıkmayan polis, Hilal'in isyanını büyüten sıra arkadaşlarımızın karşısına çıktı. 17 arkadaşımız Hilal’in katledilmesine karşı çıktıkları eylemler sırasında gözaltına alındı. Yine failleri yargılamayan bu düzen, dün gece yarısı 5 üniversite öğrencisi sıra arkadaşımızı ev baskınları ve işkenceyle gözaltına aldı. Arkadaşlarımız hakkında 4 gün imza şartı ve yurt dışı yasağıyla adli kontrol verildi. Kontrol edeceğiniz, yargılayacağınız kişiler arkadaşlarımız, öğrenciler değil; faillerdir. Bugün failleri yargılamayan eril düzeniniz bizi ölüm çemberine sürüklüyor. Ancak buradayız, yaşamak için isyandayız.”
Bu cinayetin sorumlusu sadece fail değil; failleri aklayan devlet ve kampüslerimizi kuşatan kayyumlardır
Boğaziçi Üniversitesi Rektörü Naci İnci’nin güvenlik kameralarını savunurken söylediği, “Kızlarımız alkol dirençleri daha düşük olduğu için kendi iradelerini kaybediyorlar ve istismara uğrayan öğrencilerimiz oluyor” ifadelerini hatırlatan öğrenciler, kampüslerde sürekli gözetim altında olduklarını ve soruşturmalarla karşı karşıya bırakıldıklarını dile getirdi.
"Boğaziçi Üniversitesi kayyumu Naci İnci ve yönetimi tarafından hiçbir söylemde, hiçbir yaptırımda bulunulmadı. Bu cinayetin sorumlusu fail olduğu kadar, failleri aklayan devlet ve kampüslerimizi kuşatan kayyumlardır. Kampüslerimizin dört bir yanı Özel Güvenlik Birimi (ÖGB) ve demir parmaklıklarla çevriliyken, bu ülkede bir üniversitede kadın cinayeti işlendi. ‘Boğaziçi Direnişi’nden beri karakola çevrilen bir kampüse silah girebilmesi, göz göre göre ihmallerin ve devlet politikalarının sonucudur.
Etkin Cinsel Tacizi Önleme Birimi (CİTÖB) için eylemlerde bulunan, gökkuşağının her rengini kampüslere taşıyanlar soruşturmalarla yıldırılmak istenirken, failler yine ÖGB gözetimiyle kampüsümüzde dolaşıyor. Bugün buradan yine soruyoruz: Kampüste cinayet işlenirken, 15 yaşında bir işçi çalıştırılırken kayyum neredeydi? Her daim kapısında çevik bekleyen bir kampüste kadınlar ölürken polis neredeydi? Kadınlar, çocuklar, LGBTİ+’lar; eşi, babası, kardeşi ya da hiç tanımadığı kişiler tarafından katlediliyor, istismara uğruyor, kaybediliyor."