Cumhuriyet Halk Partisi Hukuk Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Gökçe Gökçen , 2026 yılı Cumhurbaşkanlığı bütçesi görüşmelerinde söz alarak hem bütçeye hem de ülkede yaşanan siyasi ve toplumsal gelişmelere ilişkin sert eleştiriler yaptı.
Konuşmasına hayatını kaybeden Manisa Şehzadeler Belediyesi Başkanı Gülşah Durbay'ı anarak başlayan Gökçen "Cenazeye katılamayan, cezaevinde gözyaşı döken tüm yol arkadaşlarına ve kendi dertlerini kenara koyup Gülşah’ın ailesinin yanında olan ailelerine buradan selam göndermek istiyorum. Acıyı yaşamak, yasını tutabilmek de bir insan hakkıdır. Sizin bu hakkınız da elinizden alındı" dedi.
"NELER YAŞADIK,NERELEREDE VİCDANIMIZI KAYBETTİK"
Herkesin kendisini birinci sınıf vatandaş olarak hissetmek istediğini ve kimsenin geride bırakılmak istemedğine vurgu yapan Gökçen, "Adalet olsun, barış olsun, artık sadece önlenemez ölümlere üzülelim, acılarımıza yeni acılar katılmasın istiyor. Ama neler yaşadık, nerelerde vicdanımızı kaybettik? Cumhurbaşkanının “Bu yolda daha kaç Cumhuriyet Halk Partili telef olacak” sözünü, “Belediyeleri silkeleyin” cümlesini, “Turbun büyüğü heybede” dediğini hatırlıyorum. Bu haller yeni değil, Metin Lokumcu öldüğünde “ben bilmem” demeleri, Berkin Elvan’ın annesini yuhalatmaları unutmak mümkün mü? Şehitlerimizi, 10 Ekim’i, Suruç’u, Güvenpark’ı, Ali İsmail’i, Oğuz Arda Sel’i, Özgecan’ı, Rojin’i unutmak mümkün mü? Can Atalay’ı, Osman Kavala’yı, Tayfun Kahraman’ı; anayasayı unutmak mümkün mü? Çiğdem Mater’e, Mine Özerden’e yapılan normal mi? Sokaklarda kalabalıklar haksızlıklara isyan ederken, halkı karşısına alanların nafile çabasını düşünüyorum." ifadelerini kullandı.
"SİYASETİ SİYASETÇİLER DEĞİL;YÖNETİCİ YAPIYOR"
CHP'nin Cumhurbaşkanı Adayı ve İstanbul Büyükşehir Belediye(İBB) Başkanı tutuklu Ekrem İmamoğlu'nun sosyal medya hesaplarının kısıtlandığını hatırlatan CHP'li Gökçen,"MESEM’de çocuklar göz göre göre ölürken, çocuk işçiliğiyle mücadele bütçesini sıfıra indirenlerin, çocukların ölmesine karşı çıkan 18-19 yaşındaki gençleri tutuklayanların vicdanına mı sesleneyim, vallahi de bilemiyorum. Kendisi bir gün bile tutuklu yargılanmamış, cezaevine miting yaparak gitmiş, Kkoğuş arkadaşını seçmiş,cezaevinde şiir kasedi çıkarmış, dört ay sonra çıkmış,siyasi yasağı rakipleri tarafından kaldırılmış bir siyasetçinin; Sadece ona karşı seçim kazanacak diye Ekrem İmamoğlu’nun sesini, görüntüsünü, sosyal medyasını bile yasaklama cüretine; “Parti kapatmaların mağduruyuz” diye başlanan bir yolun son seçimlerde birinci olan partiyi kapatma, İstanbul il başkanlığımıza kayyım atama girişimlerine bakıyorum. Hem de kanser hastası arkadaşımıza iftira atanların ifadelerine dayanarak;Belediye başkanlarımızı sıraya dizip darbe görüntüleri verenleri, yalnızca gizli tanık ifadelerine dayanarak suç isnat edenleri,hepimiz görüyoruz. 560 milyar yolsuzluk diye başlandı, yalan çıktı.
İddianamede 160 milyar dediniz, bu da valilik onaylı proje çıktı. Bavullarda paralar dediniz, jammer çıktı. Kasalarda paralar dediniz, stok görüntü çıktı. HTS kaydı dediniz, Bakırköy meydanlarından geçen herkesi hesaba kattığınız ortaya çıktı. Kurultayımızda atılan “Özgür Başkan” sloganlarını suç gibi iddianamelere yazdınız, Casus dediniz, o kişi AKP’li siyasetçilerle Londra’da Lordlar Kamarasında çıktı. Avukatı yargılarken “müvekkilini savunmak” diye iddia yazdınız. “Cumhurbaşkanı adayı olmak” diye suç ürettiniz. Şimdi de mahkemenin açıklaması gereken duruşma tarihini bile Başsavcılığın açıkladığı bir yerdeyiz." diye konuştu.
"Siyaseti siyasetçilerin değil, şirket yöneticisi bir başsavcının yaptığı, kararların mahkemede değil, başsavcılıkta verildiği,bir tuhaf düzendeyiz" diye sözlerine devam eden İzmir Milletvekili Gökçe Gökçen,Bu tuhaf düzenin tabii ki meşruiyeti halktan gelmez, başka yerde aranır. O laflara cevap da veremezsiniz.
Gülşahımızı uğurlayan o meydanda tekrar gördüm. Bu ülke nefretin ve zorbalığın ülkesi değil, öyle de olmayacak. Bu ülkenin neşesini söndürenlerin bütçesine hayır oyu kullanacağız, hepinize saygılar sunuyorum.” dedi.





