Kemalpaşa’nın güneyinde, Nif Dağı’nın eteklerinde tepe üzerine kurulan Nif Kalesi, tarih boyunca bölgenin stratejik noktalarından biri oldu. Halk arasında “Hamalı Kale” olarak bilinen bu yapı, Evliya Çelebi’nin seyahatnamesinde “4 bin kiremitlik sayfiye yeri olarak kullanılan ve belde insanlarının korunması için yapılan bir kale” olarak tanımlanıyor.
Birçok medeniyete ev sahipliği yapmış
Günümüzde kalenin çok az duvarı ayakta kalmış olsa da yapılan arkeolojik çalışmalar, yapının tarihinin sanılandan çok daha eskiye uzandığını ortaya koyuyor. Ayakta kalan kalıntılar İ.S. 12-13. yüzyıllarda inşa edilmiş bir Bizans kalesine ait olsa da, kuzey kapılarının altındaki duvarlarda daha erken dönemlere ait izler görülüyor.
Yerleşim M.Ö.’ye dayanıyor
Ayrıca kale alanında bulunan İ.Ö. 4. yüzyıla tarihlenen siyah firnisli seramikler ve İstanbul Arkeoloji Müzesi’nde bulunan, Nymphaion’daki bir mezardan getirildiği düşünülen İ.Ö. 5. yüzyıla ait Greko-Pers eserleri, Nif Kalesi’nin tarihinin sanılandan çok daha eski olduğunu gösteriyor. Bu buluntular, Nif yerleşiminin M.Ö. 3-4. yüzyıllarda kurulduğu tezini de destekliyor.
Restorasyon şart
Uzmanlar, kalenin hem Bizans hem de daha eski dönemlerden izler taşımasının, Kemalpaşa’nın tarih ve kültür turizmi açısından büyük potansiyel sunduğunu vurguluyor. Restorasyon ve korunma çalışmaları tamamlandığında Nif Kalesi, hem tarih meraklılarının hem de turistlerin uğrak noktası olacak, bölgeyi kültür turizmi açısından öne çıkaracak.