Dokuz Eylül Üniversitesi Devlet Konservatuarı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Alper Kazancıoğlu'nun "Barok’tan Verismo’ya Opera" adlı sunumu Ege Üniversitesi Etnografya Müzesi'nde yapıldı. Yrd. Doç. Dr. Kazancıoğlu, "Opera Tarihi" konulu sunumunda, operanın doğuşundan başlayarak verismo akımına kadar operadaki gelişmeleri çeşitli opera sanatçılarından örnekler vererek anlattı. Operanın Avrupa ve ülkemizdeki gelişim tarihine ışık tutulan sunumda Yrd. Doç. Kazancıoğlu'nun öğrencileri dünyaca bilinen opera sanatçılarının eserlerini sergiledi.

Opera'nın kökeninin ortaçağın dinsel oyunlarına, Rönesans’ın düğün şenlik ve festival gibi kültürel etkinliklerine ve 16. yüzyılın ikinci yarısında ortaya çıkan oyunlu madrigallere dayandığını söyleyen Yrd. Doç. Dr. Kazancıoğlu, "Türkiye'de opera sanatı ne oldu diye soracak olursak Osmanlı'da bunların ilk örneklerini görüyoruz. Padişahlarımız saraya opera gruplarını davet etmişler ve sarayda çeşitli gösteriler yapılmış. Ama ilk olarak Cumhuriyet döneminde ciddi olarak operaya yönelim gerçekleşmiş. Ziya Gökalp’in müzik konusundaki görüşlerinden etkilenen Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk, Cumhuriyet sonrasında devletin müzik politikasını, Türk Halk Müziğini temel alıp batıda geliştirilmiş çok sesli teknik ve yöntemleri kullanarak yeni bir müziğin yoğurulması biçiminde belirlemiştir. Bu temel ilke uyarınca yetenekli gençler, Avrupa’ya müzik eğitimine gönderilmiştir. Avrupa’daki müzik eğitimlerini tamamlayarak yurda dönen genç müzisyenler 1930'lardan sonra bu alanda da etkinliklerini göstermeye başlamışlardır. Cumhuriyet tarihinde müzik politikasına uygun ilk operayı Ahmet Adnan Saygun bestelemiştir. Konusu ve librettosu üzerinde Mustafa Kemal’in de titizlikle durduğu 'Özsoy' diğer adıyla 'Feridun' adlı bu operanın metnini Münir Hayri Egeli yazmıştır. Türklerin İranlılarla aynı soydan geldiği temasının işlendiği Özsoy, ilk kez 19 Haziran 1934'te Mustafa Kemal’in ve onun resmi konuğu İran Şahı Rıza Pehlevi’nin huzurunda sahnelenmiştir." dedi.

Ege Üniversitesi Etnoğrafya Müzesi Yöneticisi Prof. Dr. Mehmet Öcal Özbilgin, "Amacımız müzemizin farkındalığını arttırmak. Bu yüzden yakınımızdaki dostlarımızdan yardımlar istiyoruz. Bizle etkinlikler yapın ve bizi tanıtmaya yardımcı olun. Dokuz Eylül Üniversitesi Konservatuvarı ile Ege Üniversitesi Devlet Türk Musikisi Konservatuvarı olarak 2-3 senedir çok güzel bir işbirliği yapıyoruz. Biliyorsunuz ki bu iki konservatuvarın ortak çıkarttığı çok önemli projeler var. Bunlar son yıllarda bizim için çok yükselen değerler oldu. Tabi biz de o dönemin idarecileri olarak Alper Bey'le beraber çok ciddi bir çalışma yaptık. Bazıları sorabilir, Etnografya Müzesi'nde opera etkinliği olabilir mi diye, aslında onlar da halk kültüründe çıkmış eserlerdir. O yüzden de böyle bir destek alalım dedik." diye konuştu.

Prof. Dr. Mehmet Öcal Özbilgin sözlerini şöyle sürdürdü; "Atatürk’ün Özsoy operasını 52 günde hazırladığını biliyorum ve böyle bir direktifle Semiha Berksoy gibi çok önemli sanatçıları bize kazandırıyor. Demek ki istedikten sonra her şey olabiliyor. Demek ki yok olan bir ülkede sıfırdan opera yapılabiliyor. Biz daha çok şeyler yapacağız beraber. Bunun için ihtiyacımız olan tek şey işte böyle pırıl pırıl gençler ve Alper Kazancıoğlu gibi hocalarımızın başımızda olması. Sonsuz şükranlarımızı sunuyorum." 

Editör: Haber Merkezi