İzmir’in tarihi Kemeraltı Çarşısı’nın ve birinci Yahudi mahallesinin kalbinde yer alan sinagog, uzun süre boyunca iki isimle bilindi. İki dilde de “yabancılar” veya “misafirler” anlamına gelen “Orahim” (İbranice) ve “Forasteros” (İspanyolca) ismi, burasının İzmir’e gelerek yerel Yahudi cemaatine katılan yeni Yahudi göçmenlere hizmet ettiğini gösteriyor. 17. yüzyılda inşa edildiği ve bir yangınla yok olana kadar aktif kaldığı tahmin edilen yapı, ağır hasar görüp işlevini kaybedince, avlusu, uzun yıllar Yahudiler için kutsal olan Yom Kippur’dan önce kefaret adaklarının yapıldığı kaşer (helal) kümes hayvanı kesimhanesi olarak hizmet verdi.
Kesin inşa tarihi bilinmiyor
Los Foresteros Sinagogu, dünyada ikinci bir örneği olmayan birbirine bitişik dört sinagogdan biri. Bir duvarı La Sinyora’ya, bir duvarı Algazi’ye, bir duvarı da Hevra Sinagogu’na bitişik. Dışarıdan bakıldığı zaman bu sinagogun farkına varmaksa mümkün olmuyor. Los Foresteros Sinagogu’nun kesin inşa tarihi bilinmese de Ege adalarından, Yunanistan’dan ve Avrupa’nın çeşitli ülkelerinden İzmir’e göç eden yabancılar tarafından kurulduğu tahmin ediliyor. Başka bir görüşe göre ise 17. yüzyılda yabancı tüccarlar (Los Frankos) tarafından inşa edilmiş olduğu kabul görüyor.
Göçmenlerin sosyal uyumu için de kullanıldı
Sadece göçmenler değil, şehre yolcu veya misafir olarak gelenler tarafından da kullanılan yapının, çevre kasabalarda yaşayan Yahudiler tarafından tercih edildiği biliniyor. Buranın ayrıca İzmir’e gelen Yahudi göçmenleri kabul etmek, onları cemaat bünyesine yerleştirmek ve İzmir’deki yaşama uyum sağlamaları için yardımcı olmak amacıyla sinagogun etrafında oluşmuş bir organizasyon olduğu da öne sürülen görüşler arasında. Sinagog, ilk olarak İtalyan Frankoslar ve yabancılar tarafından kullanım görürken, 1841 yangınından sonra tekrar inşa edilince sınırlama olmaksızın herkese kapılarını açmıştı. Anlatılana göre 1940-1950 yıllarında sinagogun alt katında bir odada her gün 10 haham veya dindar kişi toplanarak dua eder, aynı zamanda eskimiş kutsal kitap ve objeler gömülmeden önce burada depolanırmış. Yangında neredeyse tamamı yanmış ve günümüze sadece iki duvarı ulaşabilmiş olan yapının yıkık duvarlarının arkasından Algazi ve La Hevra sinagoglarının duvarlarını görmek de mümkün.