Toplumun yaklaşık yüzde 10’unu etkileyen ve okuma-yazma becerilerini etkileyen öğrenme güçlüğü olan Disleksi ile ilgili Uygulamalı Nöropsikoloji: Çocuk Dergisi’nde umut verici bir çalışma yayınlandı. Bahçeşehir Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Günet Eroğlu tarafından kaleme alınan “Dislekside 14-kanallı nöro geribildirimin etkililiğini ölçmek için bir biyobelirteç tespit algoritması kullanabilir miyiz?” adlı makale, “Auto Train Brain” isimli akıllı telefon uygulaması ile evde uygulanan 14 kanallı nörogeribildirim tedavisinin etkililiğini, yapay zeka destekli bir “biyobelirteç tespit algoritması” ile ölçmeyi başardı.

Çalışmaya 200 çocuk katıldı

Çalışmaya, Türkiye’nin farklı şehirlerinden 7-10 yaş aralığında 100 disleksili çocuk ve 100 tipik gelişim gösteren çocuk katıldı. Disleksili çocuklar, evlerinde iki dakikalık beyin dalgası (QEEG) ölçümlerinin ardından, Auto Train Brain uygulaması üzerinden 30 dakikalık nöro geribildirim seanslarına katıldı. Bu seanslar sırasında toplanan 14 kanaldan alınan beyin dalgası verileri, bir yapay zeka modeli (Yapay Sinir Ağları) ile analiz edildi. Bu model, disleksili ve tipik gelişim gösteren çocukların beyin aktivitelerini %95’in üzerinde bir doğrulukla birbirinden ayırt edebilecek şekilde eğitildi.

Beyin aktiviteleri, olumlu yönde değişti

Başlangıçta, disleksili çocukların beyin dalgası kayıtlarının sadece yüzde 30’u, yapay zeka modeli tarafından “elektrofizyolojik olarak normal” sınıfına sokuldu. Ancak, 20. seanstan sonra, disleksili çocukların yüzde 61’i, yapay zekâ tarafından en az bir seansta “normal” olarak sınıflandırıldı. Bu bulgu, nöro geribildirim eğitiminin, disleksili çocukların beyin aktivite modellerini ölçülebilir şekilde olumlu yönde değiştirdiğini ve “normalleşmeye” doğru gittiğini ortaya koydu.

Soğan kebabı mucizesi: Nezle ve gribe iyi geliyor!
Soğan kebabı mucizesi: Nezle ve gribe iyi geliyor!
İçeriği Görüntüle

“Kader olmaktan çıkacak”

Bu sonuçların kişiselleştirilmiş nöro geribildirim çözümlerinin başarısını bilimsel olarak kanıtladığını vurgulayan Öğretim Üyesi Dr. Günet Eroğlu, “Disleksi ile ilgili nörolojik farklılıklar, artık bir ‘kader’ olmaktan çıkıyor; yönlendirilebilir ve iyileştirilebilir bir sürece dönüşüyor. Bu, disleksi alanında kişiye özgü müdahale anlayışında bir dönüm noktasıdır. Bu çalışma ile kanıtlanan metodoloji, sadece disleksi ile sınırlı değil. Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB), öğrenme güçlükleri ve hatta bilişsel performansı artırmaya yönelik kişiselleştirilmiş beyin eğitimi programlarında da kullanılabilecek bir altyapı sunuyor” dedi.

Muhabir: Birkan Yüksel